Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

OL Kİ HER SÂ’AT GÜLERDİ ÇEŞM-İ GİRYÂNUM GÖRÜP -  FUZULİ

GAZEL

Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün

Ol ki her sâ’at gülerdi çeşm-i giryânum görüp
Ağlar oldu hâlüme bî-rahm cânânum görüp

Eyleyen ta’yîn-i eczâ-yı müdâvâ derdüme
Terk edüp cem etmedi hâl-i perîşânum görüp

Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar
Nazar hîç bir rahm eylemezler dâğ-i hicrânum görüp

Dut gözin ey dûd-i dilçerhün ki devrin terk edüp
Kalmasun hayretde çeşm-i gevher-efşânum görüp

Pertev-i hurşîd sanman yerde kim devr-i felek
Yere urmış âfitâbın mâh-ı tâbaAnum görüp

Suda aks-i serv sanman kim koparup bâğbân
Suya salmış servini serv-i hırâmânum görüp

Ey Fuzûlî bil ki ol gül-ârızı görmüş degül
Kim ki ayb eyler menüm çâk-i girîbânum görüp


GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ

Her zaman ağladığını görüp bana gülen acımasız sevgilimi görünce halime acıyıp ağlamaya başladım. (Beyitten bana gülen sevgilimi görünce bana âşık oldu ve benim gibi ağlamaya başladı anlamı da çıkıyor) (Fuzuli’nin kıyametin kopmasını durdurmaya çalıştığı görünüyor.)

Hastalığını iyileştirmek için ilaçları belirleyen doktor halimin perişanlığını görünce bunları birleştirip ilaç hazırlamayı bıraktı. (Eskiden doktor ve eczacı aynı kişiydi. Önce hastalığı belirler ve ilacını da hazırlar verirdi. Fuzûlî’nin hastalığı aşk derdi olduğundan ve iyileşme umudu kalmadığından ilaç vermekten vazgeçmiş çünkü aşk derdine ilaç verilmezmiş.)
Gelincik gibi kırmızı yanaklılar göğsümün parça parça oluşuna bakmazlar bile ayrılık yaramı gördükleri halde hiç mi hiç acımazlar.

Ey yanan gönlümün dumanı gökyüzünün gözünü kapa inci gibi gözyaşı döken gözümü görüp şaşırarak dönmesini bırakmasın. (Âşıkların yanan gönüllerinin dumanı gökyüzüne yükselir. Göğün gözü güneştir. Güneş gözyaşı incilerinin kendinden parlak olduğunu görünce şaşırıp kalacaktır. Güneşin durması kıyametin kopmasıdır. Güneş üç gün olduğu yerde kalacak ve dördüncü gün batıdan doğup ayla birleşecek ve batıdan batacaktır. Fuzûlî kıyametin kopmasını durdurmaya çalışır gibi görünüyor.)

Güneşin ışığını yere vurmuş sanmayın; dönen gökyüzü benim ay yüzlü sevgilimi görüp güneşini yere çalmış. (Güneşin batışı bir hüsn-i ta’lil sanatıyla anlatılmış bir yandan ay doğarken ufukta güneş kayboluyor. Gök sevgilinin ay yüzünün güneşten parlak olduğunu görünce kızgınlığından bunu yapmış. Öfkeli insanın yüzü kızarır.)

Selvi ağacının aksi suya vurmuş sanmayın bahçıvan sevgilimin selvi gibi uzun boyunu görüp kıskançlığından kendi ağacını koparıp suya atmış.

Ey Fuzûli! Benim yakamı yırtığını görüp ayıplayan kimse bil ki, o gül yanaklı sevgilimi görmemiştir.

İLGİLİ İÇERİK

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

FUZULİ HAYATI ve ESERLERİ

FUZULİ-ÖYLE SERMESTEM Kİ İDRAK ETMEZEM...

FUZULİ-BERCESTELER

FUZULİ-ÂL-İ ABÂ MERSİYESİ

FUZULİ - LEYLÂ VE MECNUN AÇIKLAMASI

FUZULİ - EĞER ÇIKSA İDİ DERDÜN CİSMDEN DERDÜM Kİ CANDUR BU İNCELEMESİ

FUZULİ ŞİİRLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi