Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

SÖYLEV ÖRNEĞİ YAZMA

Sevgili arkadaşlar

Bugün sizinle okul hakkında konuşmak istiyorum. Birçok öğrenci hatta neredeyse öğrencilerin tamamı okulu bir hapishane gibi görürler. Onlar için hayatlarının baharı olan gençliklerinin sınıf denilen büyük odada, ders denilen sıkıcı konuşmayı dinleyerek geçmesi büyük zaman kaybıdır. Tenefüs onlar için dersten kurtulma zamanıdır. Dersten kurtulmak demek o sıkıcı ve uzun konuşmadan da kurtulmak demektir. Okul bazı öğrenciler için sıkıcı olsa bile bazıları için eğlencelidir. Onlar okulu dertlerinden kaçış yeri olarak görürler. Arkadaşlarıyla birlikteyken tüm sorunlarını unuturlar. Arkadaşlarıyla aileleriyle anlaştıklarından daha iyi anlaşırlar.

Öğrencilerin neden okula genç yaşlarında geldiklerini şöyle açıklayabiliriz:

İnsanlar 5-25 yaşları arasında en iyi öğrenme dönemindedir.5-25 yaş arasındaki birey zekâsını, hayal gücünü, yeteneklerini, zevklerini ve düşüncelerini iyi bilir ve iyi kullanır. Adaptasyon yeteneği fazladır. İnsanların 30 yaşından sonra zekâsında bir gerileme olur ve unutkanlık başlar. Eğer insanlar 5-25 yaşlarında değil de 30-50 yaşlarında okula gitselerdi öğrenme yaşları geçtiği için bir şey öğrenemezlerdi. Ayrıca birey 5-25 yaşlarında eğitimini tamamlamazsa iyi bir işi olmaz; yani şöyle demek istiyorum,30-50 yaşlarındaki insan eğitimini tamamladıktan sonra iyi bir işi olsa bile en fazla 10-15 yıl çalışabilir.

Öğrenciler okulun ders saatlerini, ders sürelerini hiçbir zaman beğenmezler. Onlar her zaman derslerin süresinin azalıp tenefüs süresinin artmasını, sevdikleri dersleri daha fazla görüp sevmedikleri derslerin daha az görülmesini, ders saatlerinin günlük en fazla altı ders olmasını isterler. Ama bilirler ki bu istekleri hiçbir zaman olmayacaktır.

Birazda adaptasyondan bahsetmek istiyorum. İnsan bir işe en fazla 15 dakika adapte olabilir. Yetişkin bireyler bunun böyle olduğunu söylerler. Onlar dersleri 45 dakika yaparken öğrencilerin derslere 15 dakika adapte olabileceğini düşünmüşlerdir. Yani dersin ilk 15 dakikasında öğretmen konuya başlar, ikinci 15 dakikasında konuyu yoğun olarak anlatır, son 15 dakikasında ise konuyu toparlar. Öğrencilerin ikinci 15 dakikada derse adapte olmaları beklenir. Ama adaptasyon meselesi tamamen öğrenciye bağlıdır. Eğer öğrenci dersi dinlemek istiyorsa kendini tamamen derse verir, konunu hiçbir yerini kaçırmak istemez, dersten olabildiğince çok yaralanmak ister. Eğer öğrenci dersi dinlemek istemiyorsa ne yapar ne eder o dersten hiçbir şey öğrenmeden çıkar.

Ve son olarak notlar. Öğrencilerin bazıları notlarını hiç umursamaz. Onlar okulun hemen bitmesini ve biran önce tatilin gelmesini isterler. Karnelerindeki kötü notların birkaç hafta içinde unutulacağını düşünürler. Derslere önem vermezler. Hiçbir dersi tam olarak anlamazlar. Sınavlardan aldıkları kötü notları bile utanmadan birbirlerine söylerler ve hiçbir şey olmamış gibi kahkahalar atarlar. Öğrencilerin bazıları ise notlarına çok fazla önem verirler. Her sınavdan sonra “Kötü geçti!”deyip ağlarlar ki neredeyse hepsinden yüksek notlar alırlar-.Karnelerindeki 3’e bile “Daha önce hiç almamıştım!” diyerek ağlarlar. Ama bazıları bu ikisinin arasındadır. Derslerini önemserler. Çok çalışırlar ve iyi nota da kötü nota da “Kendim çalıştım, kendim aldım. Bir dahaki sınava daha çok çalışıp daha iyi notlar alırım.” diyerek razı olurlar.

Peki, siz bu üçünden hangisisiniz?

G. Ç.

 

İLGİLİ İÇERİK

SÖYLEV ÖRNEĞİ

SÖYLEV ÖRNEKLERİ

SÖYLEV-HİTABET-NUTUK

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi