Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ 

İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran özelliklerin başında insanın, dili bir anlaşma aracı olarak kullanması gelir. Dil olgusunun ortaya çıkması ise insanın sesine egemen olmasıyla başlamıştır. Sesini söze dönüştüren insan, onu bir anlaşma aracı olarak kullanmayı keşfetmiş, düşünceyi söze dönüştürmüş; böylece sözlü anlatım doğmuştur.

Peki, insanlık açısından bu denli önemli olan anlatım nedir ve nasıl gerçekleşir? Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir konuyu söz veya yazı ile bildirmeye “anlatım” denir. Anlatımı iki kişi arasındaki karşılıklı ileti aktarımı olarak da tanımlayabiliriz.

İki insan arasındaki iletişimi yani bildirişimi şu şekilde gösterebiliriz

 

VERİCİ


İLETİ

ALICI

ALICI

VERİCİ

 

Alıcıyla verici arasındaki ileti yazıyla ya da sözle gerçekleşebi­lir. Bu durumu da şöyle gösterebiliriz.

KONUŞAN


SÖZ

DİNLEYEN

DİNLEYEN

KONUŞAN

 

 

YAZAN

(YAZAR)


SÖZ

OKUYAN

(OKUR)

 

 

Bu tablolardan, anlatımın yazılı ve sözlü olmak üzere iki biçimde gerçekleştiğini anlıyoruz. Biz burada sözlü anlatım ve onun çeşitleri üzerinde duracağız

Herhangi bir konunun, hazırlıklı ya da hazırlıksız, dil aracılığıyla sözlü olarak ifade edilmesine ‘sözlü anlatım” denir. Sözlü anlatım, günlük yaşamdaki arkadaş, eş dost sohbetlerinden, iş konuşmalarına; topluluk önündeki söylev ve konferanslardan tartışma türlerine kadar geniş bir alanı kapsar.

Sözlü anlatımın keşfedilmesiyle birlikte söz, düşünce üretmede etkin biçimde kullanılmış; düşünce ve duygular sözle yayılmıştır. İnsanlık, çağlar boyu, birbiriyle olan ilişkilerini düzenlemede, karşısındakine duygu ve düşüncelerini aktarmada ve onun duygu ve düşüncelerini etkilemede sözlü anlatımı kullanmıştır. Sözlü anlatımın bulunması toplumsal düzenin sağlanmasına zemin oluşturmuştur.

Günlük yaşamda duygu, düşünce ve isteklerimizi, mesajımız karşımızdakilere konuşarak iletiriz. Gündelik yaşamda bizim için yaşamsal bir öneme sahip olan konuşmalar, çoğunlukla iki çeşit olarak karşımıza çıkar. Bunlardan biri, gelişigüzel, rastgele ve düşünmeksizin yapılan konuşmalar, diğeri de düşünerek sözcükleri yerli yerinde kullanarak, dil bilgisi kurallarına uyarak yapılan düzgün konuşmalar. Bu iki konuşma türünde de kişinin bilgi ve kültür düzeyi etkili olduğu gibi konuşmanın yeri, zamanı ve amacı da etkilidir. Doğru ve düzgün konuşma becerisi konuşma eğitimi yapılarak ve güzel konuşanlar örnek alınarak geliştirilebilir.

Sözlü anlatımlar, konuşmalar yazılı bir metne bağlı olmadan yani doğaçlama olarak yapılabileceği gibi yazılı bir metnin okunması biçiminde de olabilir. Sözlü anlatım, söze yani konuşmaya dayalı bir anlatım biçimidir.

Sözlü anlatımın başarılı olabilmesi için gereken nitelikleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Belli bir amaç doğrultusunda konuşmak
  • Konuşurken yapıcı ve inandırıcı olmak
  • Konuyu seçerken ve konuşurken muhatapların durumun göz önünde bulundurmak
  • Doğru ve güvenilir bilgiler vermek
  • İçten davranmak
  • Etkileyici bir ses tonuyla konuşmak
  • Konuşmada jest ve mimiklerden yararlanmak

Bu kurallara uyularak yapılan bir konuşma daha etkili olur.


 

KARŞILIKLI KONUŞMALAR

Karşılıklı konuşma, yaşamın her anında kullanılan insana özgü bir dil etkinliğidir. İnsanın, öteki insanlarla ilişkilerini düzenleyip sürdürebilmesi için gündelik yaşamda en çok başvurduğu iletişim yöntemidir. Bu açıdan karşılıklı konuşmalar insanlar için yaşamsal öneme sahiptir.

Karşılıklı konuşmalar, kendini veya başka birini, başkasına tanıtma, telefonda konuşma, öğretmenle, büyüklerle ve resmî kişilerle konuşma gibi durumlarda karşımıza çıkar. Ayrılma sözleri, bir yetkiliye görüş bildirme, özür dileme, bir soruyu yanıtlama, birisini kutlama da karşılıklı konuşmayla gerçekleşir. Karşılıklı konuşmaların kendine özgü kuralları vardır. Bu kuralların başında da görgü kuralları gelir.

DİYALOG

Diyalog, bir çeşit karşılıklı konuşmadır. Dili doğru kullanma, güzel ve etkili konuşma diyalogda çok önemlidir. Diyalog, karşımızdakine derdimizi daha iyi anlatmamızı sağlar. Diyalog sırasında görüşler açık biçimde ifade edilmeli, muhatabın sözleri saygıyla ve dikkatle dinlenmelidir. Düşünceler; içten, gösteriş ve abartıdan uzak bir şekilde ortaya konmalıdır.

Diyalogda karşılıklı saygı ve hoşgörü anlayışının zedelendiği durumlarda konuşma tartışmaya hatta kavgaya dönüşür. Oysa diyalogda, biz inanmasak bile karşımızdaki kişinin görüşlerini saygıyla dinlememiz, onu küçük düşürmekten kaçınmamız gerekir. Gösteriş yaparak, muhatabı küçümseyerek, bilgiçlik taslayarak ileri sürülen görüşler benimsenmez. Bunu yapanlar karşılarındaki kişi ya da kişiler üzerinde etkili olamazlar.

Diyalogda sürekli kendimizi öne çıkarmak yerine, karşıdaki kişiye fırsat vermeliyiz. Muhatabımız konuşurken, davranışlarımıza dikkat etmeli, ilgisiz görünmekten, başka noktalara bakmaktan, başka şeylerle ilgilenmekten uzak durmalıyız.

MÜLAKAT (GÖRÜŞME)

Siyaset, spor, bilim ya da sanat dallarında ün kazanmış kişileri farklı yönleriyle tanıtmak ya da onların önemli bir konudaki görüşlerini öğrenmek amacıyla zamanı önceden belirlenmiş sorulu cevaplı konuşmalara “mülakat (görüşme) denir.

Mülakat yapacak kişi, görüşeceği kişiden önceden randevu almalı, mülakata gitmeden önce o kişi hakkında araştırma yapmalı, bilgi edinmeli, konuyla ilgili sorular hazırlamalıdır. Mülakat yerine zamanından önce gitmeli, muhatabına saygılı davranmalı, gereksiz sorular yöneltmekten kaçınmalıdır. Mülakatçı, muhatabından aldığı cevapları dinleyicisine veya okuruna hiç değiştirmeden aktarmalıdır. Mülakatta önce, konuşma yapılan kişi tanıtılmalı, sonra konuşulan kişiye daha önceden hazırlanan sorular yöneltilmelidir. Mülakat sırasında konunun gelişimine göre yeni ve doğaçlama sorular da sorulabilir.

Mülakat röportaja benzer, ancak mülakatın alanı röportaja göre daha sınırlıdır. Mülakat sorulu cevaplı görüşmelerle sınırlı ka­lırken röportaj yazıları, toplumun ilgisini çeken her türlü konu­yu ve olayı inceler, resim ve belgelerle zenginleştirilir. Röportajcı, yazısında kendi görüş ve yorumlarını da okura sunar.


 

TOPLULUK KARŞISINDA KONUŞMALAR

Topluluk karşısında konuşmak, karşılıklı yapılan konuşmalara göre daha zordur. Çünkü topluluk karşısında yapılan konuş­malarda konuşmacı, dinleyicilerin, kendini denetlediği düşün­cesine kapılıp heyecanlanarak doğal konuşma biçimini değiş­tirme riskiyle karşı karşıyadır. Ayrıca topluluk karşısında yapılan konuşmaların bir amacı, hazırlık süreci ve planı vardır. Bu tür konuşmalarda heyecanın kontrolü, ses tonunun ayarlanması, etkili konuşma gibi bazı tekniklerden yararlanmak gerekir.

 

NUTUK (SÖYLEV)

Açık ya da kapalı bir alanda toplanan insanlara bir konuşmacı tarafından bir düşünceyi, bir duyguyu aşılamak için söylenen, yapılan konuşmalara “nutuk (söylev)"; bu konuşmayı yapan kişiye de “hatip" denir. Nutuk, coşkulu ve edebî bir dilde ama herkesin anlayabileceği bir yalınlıkta olmalıdır. Bu tür konuşmalarda amaç, dinleyici kitlesinin ortak duygularını harekete geçirmek, o topluluğu heyecanlandırmak ve coşturmaktır.

Nutukta içerikten çok, kullanılan sözcüklere, tonlamalara ve vurguya önem verilir. Hatip, beden dilini iyi kullanmaya özen göstermelidir. Hatip, belli bir plana göre konuşmalı, dinleyenleri sıkmamak, bolca örnekler vermeli, açık ve inandırıcı olmalıdır.

Nutuklarda özellikle sonuç bölümü çok önemlidir. Bu bölüm, kısa, etkili ve vurgulu bir cümle ile bitmelidir. Konuşmacı asıl ustalığını burada göstermelidir. Nutuk türünün genel olarak siyasal nutuk, askerî nutuk ve dinî nutuk olmak üzere üç çeşidi vardır. Bunlardan başka sendika, kulüp ve dernek yöneticilerinin yaptıkları coşkulu konuşmalar da bu türün içine girer. Nutuk, konferanstan, coşkulu ve heyecanlı olması yönüyle ayrılır

KONFERANS

Bilim, sanat, teknoloji gibi alanlarda, uzman bir kişinin belli bir konuyu açıklamak, öğretmek amacıyla bir topluluk karşısında yatığı planlı konuşmaya “konferans" denir. Konferans bir konuda bilgi vermek amacıyla yapılır. Konferans verecek kişinin, konu hakkında derin bilgisinin, ilginç görüşlerinin olması gerekir.

Bir kişi konferansa başlamadan önce konuşmacıyı dinleyicilere tanıtır. Ardından konuşma başlar. Konuşmacı, konferansı sunmadan önce üzerinde konuşacağı konuyla ilgili araştırma, inceleme yapmalı; o konu hakkında geniş bilgi sahibi olmalıdır. Konferans verecek kişi, konuyu sunarken ilginç ve etkileyici örnekler seçmelidir. Uzun ve karmaşık cümlelerden kaçınmalı; açık ve sade bir dil kullanmalıdır. Ses tonunu iyi ayarlamalı Konuşmacı, konuşma sırasında daha önceden hazırladığı notlara hatırlamak amacıyla bakabilir.

Konferans bittiğinde dinleyiciler konuşmacıya soru sorabilir. Konferans veren kişi dinleyicilerce kendisine sorulabilecek sorulara hazırlıklı olmalıdır. Bu sorular, sözlü veya yazılı olabilir. Ancak soru süresi çok uzun olmamalı, en fazla, konferansın üçte biri kadar bir süreyi içermelidir.

Konferansın en belirgin özelliği öğreticiliktir. Konferans, bazı açılardan ‘nutuk”a benzer. Öğreticiliğin ön planda olması ve konuşma üslubuyla sunulması yönlerinden nutuktan ayrılır.


 

TARTIŞMALI KONUŞMALAR (TARTIŞMA TÜRLERİ)

Tartışmalı konuşmalarda, bir konu tartışılarak açıklanır. Güncel bir sorunla ilgili olarak uzmanlar bir araya gelir, bir başkan yönetiminde, bir topluluk karşısında görüşlerini açıklar.

Tartışmalı toplantılar, konuşmacılar hazırlıklı geldiği için canlı geçer. Tartışmalı toplantılarda görüşler dinlenir, sorulara cevaplar verilir. Bu tür toplantılar, herkes kendi görüşünü ifade etme olanağı bulduğu için, demokratiktir.

Tartışmalı konuşmalar, görüşülecek konunun niteliğine, toplantının amacına, biçimine ve katılımcı sayısına göre farklı isimler alır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür: Tartışma, sunum, pa-nel, sempozyum, açık oturum, forum ve münazara.

TARTIŞMA

Önceden belirlenmiş bir konu hakkında farklı düşünen kişilerin bir başkanın yönetiminde bir araya gelerek o konuyla ilgili görüşlerini bildirdikleri konuşma biçimine “tartışma" denir. Tartışma, sözlü anlatımın ana türlerinden biridir. Tartışma kendine özgü bir yapısı ve akışı olan konuşma biçimidir. Tartışmada konu önceden belirlenir. Belirlenen konunun araştırılmaya, konuşulmaya değer nitelikte olması gerekir. Tartışmada amaç, gerçeği aramaktır.

Tartışmada, seçilen konu hakkında farklı düşünen kişiler görüşlerini açıklar ve kendilerince çözümlemeler yapar. Tartışmada konuyla ilgili olarak yeni düşünceler ve görüşler ortaya çıkar. Tartışmacılar kendi fikirleri dışındaki fikirleri de görme fırsatı bulur. Başkalarını dinlemeyi, yanlışsa kendi düşünceleri üzerinde ısrar etmemeyi öğrenirler. Konuyu bütün yönleriyle ve daha doğru biçimde kavrama olanağı bulurlar. Tartışmada, tartışmacılar kısa, öz ve etkili konuşmayı, karşıt düşüncelere saygılı davranmayı, uygar biçimde tartışmayı öğrenirler.

Tartışma aynı zamanda iyi bir öğrenme yöntemidir. Tartışma yoluyla öğrenilen bilgiler daha kalıcı olur. Ayrıca tartışma kişinin kendine özgüven duymasını sağlar. Tartışma kişiye, daha planlı çalışma, düşünme ve araştırma alışkanlığı kazandırır. Kişinin güzel ve etkili konuşma yetisini geliştirir.

Bir tartışmada, konuşmacının kişiliği değil, öne sürdüğü fikirler esas alınmalıdır. Sakin bir ses tonuyla konuşulmalı, diğer tartışmacılara ve dinleyicilere saygılı olunmalıdır. Laf ebeliği yap-maktan, bağırıp çağırmaktan, dedikodu yapmaktan, konuyu saptırmaktan kaçınılmalıdır. Konuşmacı saygılı biçimde dinlenmeli, sözü kesilmemeli, söz sırası geldiğinde o kişiye cevap verilmelidir. Konuşmalar kısa, öz, anlaşılır ve etkili biçimde yapılmalı; uzun, süslü, anlaşılması güç cümleler kurmaktan kaçınılmalıdır. Övgü ve yergide aşırıya kaçılmamalı, saygılı bir üslup içerisinde konuşulmalıdır. Konuya bağlı kalınmalı, görüşler basit ve kolay örneklerle desteklenmelidir.

Tartışma bir başkan ve konuşmacılardan oluşur. Başkan konu hakkında kısa bir bilgi verir, konuyu tanıtır. Konunun özelliklerini, tartışmanın ilkelerini, sınırlarını, kurallarını belirtir. Konuşmacılara bir sırayla ve eşit süreli söz hakkı verir. Onlara rahat konuşabilecekleri bir ortam hazırlar. Konu dışına çıkan ya da kısır, kuru tartışmalara giren konuşmacıları uyarır. Onların konuya dönmelerini sağlar. Konuşmacılar karşısında tarafsız davranır. Konuşmalar sonunda görüşleri toparlayarak bir sonuca ulaşır.

Tartışmada bir konu olumlu ve olumsuz yanlarıyla belirtilir; ancak zıtlaşma olmaz. Tartışma; duyguya, coşkuya göre değil; belge ve kanıtlara dayanılarak yapılır. Bir konu hakkında aynı görüşte olan kişiler tartışmaz. Çünkü bu durumda ortada tartışılacak konu yoktur.

Bir tartışmayı sağlıklı biçimde yürütebilmek için şu noktalara dikkat etmek gerekir;

  • Tartışılacak konu önceden tespit edilmiş olmalıdır.
  • Tartışma bilgiye, belge ve kanıtlara dayalı olarak yapılır.
  • Tartışılacak konuyla ilgili hazırlık yapılmış olmalıdır.
  • Tartışmayı yönetecek, tartışacak kişilere sırayla söz hakkı verecek bir başkan belirlenmelidir.
  • Öne sürülen bir görüş bir başka tartışmacı tarafından belge ve bilgilerle çürütülmüşse, o konuda direnilmemelidir.
  • Konuşan kişi sabırla dinlenmeli, görüşleri hoşgörüyle karşılanmalıdır.
  • Duygusallıktan kaçınılmalı, konu dışına çıkılmamalıdır. 

 

Bütün bunlar bize tartışma yönteminin belli aşamalarının olduğunu göstermektedir. Bu aşamaları şu şekilde gösterebiliriz:

  • Tartışılacak problem belirlenir.
  • Seçilen konu hakkında araştırma yapılır.
  • Kullanılacak araç ve gereçler belirlenir.
  • Tartışma yapılacak mekân hazır hâle getirilir.
  • Tartışma başkanın sorularıyla yönlendirilir.
  • Tartışma sonunda bir değerlendirme yapılıp sonuç özetlenir

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi