Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Nâzım Hikmet RAN-3

(Selanik 1902-Moskova 1963). Matbuat umum müdürlerinden Hikmet Nazım Beyin oğlu, Nazım Paşanın torunu. Galatasaray ve Nişantaşı sultanilerinde okudu, Heybeliada Bahriye Mektebini bitirdi, Hamidiye kruvazörü güverte subaylığına atandı. Zatülcenpe yakalanınca sağlık kurulu raporuyla çü­rüğe çıkarıldı (1921). Kurtuluş Savaşı'na katılmak amacıyla Vâlâ Nurettin (Va-Nu), Yusuf Ziya Ortaç ve Faruk Nafiz Çamlıbel'le Anadolu’ya geçti. Vâ-nû ile Bolu'da kısa süre öğretmenlik yaptılar, sonra Trab­zon yoluyla Batum'a gittiler. Moskova'da Kutv Üniversitesi'nde ekonomi-politik okudu, dönüşünde (1924) Aydınlık gazetesinde şiirler, yazılar yayımladı- İzmir'de bulunduğu bir sırada Aydınlık yazarları tutuklanıp kendisi de gıyaben on beş yıla mahkûm edilince (1925) İstanbul'a dönerek Moskova'ya kaç­tı. Çıkarılan 1928 af yasasından yararlanmak amacıyla gizlice Türkiye'ye girdi, ama Ankara'ya gidemeden Hopa'da yakalandı. Rize'deki yargılamada aklandıysa da kelepçeli olarak Ankara'ya gönderildi. Mahkemece eski mahkûmiyet kararı bozuldu, İstanbul’a giderek Resimli Ay dergisinde düzeltici, tek­nik sekreter olarak çalışmaya başladı (1929). 1932'de yeniden tutuklandı, dört yıla hüküm giydiyse de (1934) Cumhuriyet'in onuncu yıldönümü nedeniyle çıkarılan aftan yararlandı. Akşam ve Tan gazetele­rinde Orhan Selim adıyla fıkralar yazdı (1935), film stüdyolarında çalıştı- Harp Okulu'nda yapılan bir aramada bulunan kitapları dolayısıyla öğrencilerle ilişki kurduğu, ayrıca orduyu isyana teşvik ettiği suçlamasıyla tutuklandı (1938), iki ayrı askeri mahkemece toplam 28 yıl 4 ay hapse mahkûm edildi, İstanbul, Çankırı, Bursa cezaevlerinde yattı. 1949 yılında Ahmet Emin Yalman'ın başlattığı, verilen cezanın haksızlığı kampanyası genişledi, bilim ve sanat adamlarıyla kimi politikacıların girişimi sonucu 1950 af yasasının kapsamına alınmasına yol açtı- özgürlüğüne kavuşunca senaryo yazarlığıyla geçi­mini sağladı. Ama çok geçmeden sağlam raporu verilerek askere alınması kesinleşince (1951) deniz yoluyla Romanya'ya, oradan da Moskova'ya gitti. Aynı yıl Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Polonya uyruğuna girerek ölümüne dek yurt özlemiyle Türkiye dışında yaşadı. Mezarı Moskova'dadır, ilk şiiri Mehmet Nazım imzasıyla Yeni Mecmua'da yayımlandı: Hâlâ Serviler de Ağlıyorlar mı? 1918. Alemdar gazetesinin açtığı bir yarışmada da birincilik kazandı (1920). Moskova'da devrimci Rus şiirini inceledi, fütürizm, konstrüktivizm gibi şiir akımlarıyla tanıştı, ölçülü, uyaklı, egemen sanat anlayışının ürünü olan ilk şiirlerini biçim ve özde devrim yapan yeni şiirleri izledi. Ölçüyü bıraktı, özü biçimin bağlarından kur­tardı. Şairâneye karşı çıkarak dizeci anlayışı yıktı. Ama gelenekten de kopmadı. Divan'dan halk şiirine kendi sanat anlayışıyla yoğurabileceği her öğeyi kullandı. Çünkü ona göre asıl önemli olan özdü. Biçim öze uydurulmalı, özü bir kat daha belirgin kılmalıydı. Onun şiiriyle gelen öz ise bir ideolojiden kaynak­lanmakla, siyasal bir tavrı içermektedir. Bir kavganın şiiridir. Sosyalist gerçekçi sanat anlayışını bilinçli olarak benimsemekle kalmamış, bu alanda en yetkin örnekleri vererek hem kendisinden sonra gelen kuşağı, hem de 1960 sonrası şiirini etkilemiş, sosyalist gerçekçi Türk edebiyatının öncüsü olmuştur. Türkiye'de uzun süre yayınlanamayan (1936-1965) yanıtlarının birçok basımı yapıldı. Asım Bezirci ekler ve notlarla karşılaştırmalı olarak «Tüm Eserleri» adıyla bütün şiirlerinin yeni basımını hazırladı (8 Cilt, 1975-1980).

ŞİİR: Güneşi İçenlerin Türküsü (Bakü, 1928), 835 Satır (1929), Jakond İle Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1+1=Bir (1930), Sesini Kaybeden Şehir (1931). Gece Gelen Telgraf (1932), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Portreler (1935), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1965; Kuvayı Milliye adıyla, 1968), Saat 21-22 Şiirleri (1965), Dört Hapisane'den (1966), Rubailer (1966), Memleketimden insan Manzaraları (5 cilt, 1966-1967; 3. cilt Şu 1941 Yılında adıyla başka bir yayınevince, 1965), Yeni Şiirler (1966), ilk Şiirleri (1969), Son Şiirleri (1970)

OYUN: Kafatası (1932), Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932), Unutulan Adam (1934/35), Ferhad ile Şirin (1965), Enayi (1965), inek (1965), Sabahat (1966), Ocak Başında -Yolcu (iki oyun, 1966), Yusuf ile Menofis (1967), Demokles'in Kılıcı (1974).

ROMAN: Kan Konuşmaz (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1967)

FIKRA: İt ürür Kervan Yürür (1936), MUM Gurur (1936).

MEKTUP: Kemal Tahir'e Mahpusaneden Mektuplar (1968), Oğlum, Canım Evladım Memedim (1968), Vâ-nu'lara Mektuplar (1970), Nâzım ile Piraye (karısına mektupları, 1977).

 

ATİLLA ÖZKIRIMLI, TÜRK EDEBİYATI ANSİKLOPEDİSİ, CEM YAYINEVİ, c.4, S.895-898

 

  İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi