SERBEST MÜSTEZAT VE ÖRNEĞİ
Serbest Müstezat
- Aruz ölçüsünün klasik kalıplarının bozulmasıyla oluşmuş bir nazım şeklidir
- Serbest müstezatta aynı anda birden çok aruz kalıbı bir arada bulunur.
- Fransız şairlerinin özgür biçimde yazdıkları şiirlerden etkilenen Servet-i Fünun şairleri serbest müstezatı oluşturmuşlardır.
- Serbest müstezatın başarılı örneklerini Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin ve Ahmet Haşim vermiştir.
- Müstezat’ın daha özgürce kullanılmış biçimdir.
- Sembolizmin yaygın olduğu bir dönemde Fransa’da ortaya çıkan bir şiir şeklidir.
- Servet-ı Fünun ve Fecr-ı Ati şairlerince kullanılmıştır.
- Uzun ve kısa dizeler düzenli veya düzensiz olarak sıralanabilir. Belirli bir kafiyeleniş görülmez.
- Serbest müstezatta nazım nesre yaklaştırılmıştır.
Serbest Müstezat Örneği:
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide. Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
ÖMR-İ MUHAYYEL
Bir ömr-i muhayyel... Hani gülbünler içinde
Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş;
Bir ömr-i muhayyel... Hani göllerde, yeşil, boş
Göllerde, o sâfiyet-i vecd-âver içinde
Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü muğfel
Bir ömr-i muhayyel!
Yalnız ikimiz, bir de o:Ma'bûde-i şi'rim;
Yalnız ikimiz, bir de onun zıll-ı cenâhı;
Hâkîlere bahş eyleyerek hâk-i siyâhı
Dûşunda beyaz bir bulutun göklere âzim.
Her sahn-ı hakîkatten uzak, herkese mechûl;
Bir safvet-i masûmenin âgûş-ı terinde,
Bir leyle-i aşkın müteennî seherinde
Yalnız ikimiz sayd-ı hayâlât ile meşgul.
Savtındaki eş'ar-ı pür-âhenk ile mâlî,
Şİ'rimdeki elhan-ı muhabbetle nagam-saz,
Ah istiyorum, göklere âmâde-i pervâz
Bir lâne-i âvârede bir ömr-i hayâlî...
Bir ömr-i hayâlî... Hani gülbünler içinde
Bir kuşcağızın ömr-i bahârîsî kadar hoş;
Bir ömr-i hayâlî... Hani göllerde, yeşil, boş
Göllerde, o sâfiyet-i vecd-âver içinde
Bir dalgacığın ömrü kadar zaîl ü hâlî
Bir ömr-i hayâlî!
( Tevfik Fikret )
O BELDE
Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin
Bilsen
Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-ı şâma bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
Ne sen Ne ben
Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ
Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ
Olan bu mâî deniz
Melali anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız bir ince tâze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefîl iştiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende bende bir ma’nâ,
Ne bu akşamda bir gam-ı mermîn
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-i istitâr u istiğna
Sen ve ben Ve deniz
Ve bu akşam ki lerzesiz sessiz
Topluyor bû-yı rûhunu gûyâ,
Uzak
Ve mâî gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkûmuz…
Ahmet Haşim
HÂLUK’UN BAYRAMI
Baban diyor ki: "Meserret çocukların, yalnız
Çocukların payıdır! Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin?...Babasız,
Ümitsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
Sıyâh-ı mateme benzer terane-î îdi!
Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin
Şu ru-yı zerd-i sefalet...Evet meserrettir
Çocukların payı; lakin sevincinle
Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor...Hâluk, dinle!
(Rübâb-ı Şikeste'den)
TEVFİK FİKRET
İki ziyadeli müstezad
Hey hey ne acâib bezemiş hüsn ile Bârî
Bu sûret-i yâri
Bu nakş-ı nigân
Her ehl-i nazar kim göre tahsîn ola kârı
Bu çeşni ü izan
Kalmaya karârı
Ry mutrib-ı dil-keş ele al çeng ü rebâbı
Çâk eyle hicabı
Ref’ eyle nikâbı
Ey sâki-i mevh-veş taşa çal şîşe-i ârı
Sun câm-ı ukârı
Def’ eyle humârı
Uşşâkı katâr eyledi aşk içre Muhammed
Ol şâh-ı mümecced
Ol matlab-ı maksad
Ey üştür-i dil sen olagör pîş-i katârı
Çok aşk ile bârı
Ye derd ile hârı
İLGİLİ İÇERİK
MÜSTEZAT ve MÜSTEZAT ÖRNEKLERİ