Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ESERİN KİMLİĞİ:

Adı:Divân-ı Lügâti’t-Türk

Anlamı:Türk Dillerinin Sözlüğü

Yazarı:Kaşgarlı Mahmut

Yazıldığı Yer:Bağdat (?)

Yazıldığı Tarih:1068-1072

Kime Sunuldu: Ebûl Kasım Abdullah (?) El-Muktedî Bi-Emrillah (?)

Yazıldığı Dil:Türkçe Konuşan tüm boyların dillerinden kelime alınmıştır. Ancak; eserin dili Kaşgar-Hakaniye Türkçe’sidir.

İçeriği:Bütün Türk dünyasında konuşulan kelimeler ve bunların Arapça’daki karşılıkları ile bu kelimelerin içinde geçtiği örneklere yer verir.

 

ESERİN ÖNEMİ:

  • Türkçe’nin ilk sözlüğüdür.
  • Türkçe’nin ilk grameridir.
  • Sözlü gelenek yolu ile yayılan ve artık unutulmak üzere olan birçok eserin korunmasını sağlamıştır.
  • Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçe’nin, Arapça’dan zengin bir dil olduğu göstermek amacı ile yazılmıştır.
  • Türklerin yerleşim yeri ve biçimi, tarihi, âdetleri, folkloru ve edebiyatları hakkında bilgi verir.
  • Eserde atasözü, şiir ve deyimlere de yer verildiği için ansiklopedi niteliği taşır.

 

ESERİN ÖZELLİKLERİ:

  • Araplara Türkçe öğretmek amacı ile yazılmıştır.
  • Bu sebeple Arap alfabesi ile kaleme alınmıştır.
  • Eserde 7500 Türkçe kelimeye Arapça karşılıklar verilmiştir.
  • Bu eser aynı zamanda Türklerin folkloru hakkında o güne kadar en geniş bilgiyi veren eserdir.

 

KAŞGARLI MAHMUT’UN TÜRK DİLİNE YARARLARI:

  • Kaşgarlı Mahmut bu eseri yazmakla Türklerin Arapça’ya olan yönelişlerini durdurmayı amaçlamıştır.
  • Türk Dilini yabancı dillere karşı korumuştur.
  • Yok olmak üzere olan bazı sözlü ürünleri yazıya geçirerek yok olmalarını önlemiştir.

 

KAŞGARLI MAHMUT İLE ATATÜRK’ÜN TÜRK DİLİ ÇALIŞMALARI ARASINDAKİ BENZERLİK:

  • Kaşgarlı Mahmut’un yazmış olduğu bu eser Türkçe’nin gelişmesini sağlamıştır.
  • Atatürk de Türk Dil Kurumu ( TDK) nu kurarak asırlar sonra Türkçe’nin gelişmesine hizmet etmiştir.
  • Kaşgarlı Mahmut, eserini Türkçe’yi Arapça’ya karşı korumak amacı ile yazmıştır.
  • M. Kemâl Atatürk’ün “TÜRK DİLİ İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER VARDIR. ÜLKESİNİ, YÜKSEK
  • İSTİKLÂLİNİ KORUMASINI BİLEN TÜRK MİLLETİ DİLİNİ DE YABANCI DİLLERİN BOYUNDURUĞUNDAN KURTARMALIDIR.” sözü Türklere aynı ideali göstermesi bakımından önem taşır.

DİVÂN-I LÜGATİ’T TÜRK İLE MUHAKEMETÜ’L-LÜGATEYN ARASINDAKİ BENZERLİK:

  • Kaşgarlı Mahmut 11. yüzyılda yazdığı DİVÂN-I LÜGÂTİ’T-TÜRK adlı eserinde Türkçe’yi Arapça ile kıyaslayarak Türkçe’nin de en az Arapça kadar zengin bir dil olduğunu gösterdi.
  • Ali Şir Nevâî 15. yüzyılda yazdığı MUHAKEMETÜ’l-LÜGÂTEYN adlı eserinde Türkçe ile Farsça’yı kıyaslayarak Türkçe’nin Farsça’dan üstün bir dil olduğunu ortaya koydu.

TÜRK DİLİNİN GELİŞMESİNE YARDIMCI OLAN ESERLER VE FAALİYETLER:

1)TÜRKÇENİN RESMİ DİL İLÂN EDİLMESİ

2)DİVÂN-I LÜGÂTİ’T-TÜRK’ün yazılması

3)MUHAKEMETÜ’L-LÜGÂTEYN’in yazılması

4)LATİN KÖKENLİ TÜRK HARFLERİ’nin kabulü.

5)TÜRK DİL KURUMU’nun kurulması

 

****************


DÎVANÜ LÛGATİ'T-TÜRK

Orta Asya Türk toplumları arasında aşağı yukarı 5. yüzyıldan itibaren yoğun bir din propagandası ve çatışması başlamış; üstünlük kazanan dinler kendi kültürlerini de yaymaya başlamışlardı. Orta Asya’daki din çatışmaları aşağı yukarı l0. yüzyılda belirgin bir sonuca ulaşmış ve Karahanlı Devleti dolayısıyla da oldukça istikrarlı bir toplum ve devlet içinde Türklerin esas dini haline gelmeye başlamıştır.

Türkistan'daki halkların büyük bir çoğunluğu Müslüman olunca din çatışmasının yerini dil ve kültür çatışması almıştır. Gerçi bu çatışma Arap ordularının Orta Asya topraklarına girmesiyle başlamış, Kuteybe İbn Müslim 712-716 arasında Harezm bilim ve edebiyatına ait bütün eserleri ve bu yazıyı yazmayı bilenleri yok etmişti, ama gene de Türkçe, daha 5. yüzyıldan itibaren birçok yönlerden işlenmiş bir dil idi. Daha sonra ise Soğdakça, Farsça ve Arapçaya karşı güçlü bir şekilde direniyor; kaybolmuyor. Hatta Karahanlılar döneminde Soğdak dili tamamen yok ediliyor, Farsça alabildiğine etki altına alınıyor. Ama Arapça'nın hem ayrı bir dil yapısında olması, hem de Kuran-ı Kerim'in, Peygamberin bile değil, doğrudan Allahın sözü olması, Müslümanlarda Arapça diline ve yazısına karşı, diğer dinlerde olduğundan daha fazla bir bağlılık ve dokunulmazlık yaratıyor.

Ancak şu da var ki, Türkler 6. yüzyıldan itibaren Arapların arasına sızmaya başlıyordu. 9. yüzyılda Türk askerlerinin Arap ülkelerindeki namları o kadar yayılıyor ki, Halife Türklerden meydana gelen bir ordu kuruyor. 10. yüzyıl başlarında Türkler halife veya daha doğrusu İslâm ordularının komutanlığını ele alıyorlar. 11. yüzyıldan itibaren de İran, Irak, Suriye, Filistin, Mısır ve Anadolu'da yüzyıllarca sürecek Türk hâkimiyeti başlıyor.

Kâşgarlı Mahmud'un Divanü Lûgati't-Türk adlı eseri, işe böyle bir gelişme ve patlamanın eseridir.

Kendisine "Kâşgarlı" diyen Mahmût, aslen Isıkgöl civarındaki Barsganlıdır. Kendisi Türklerin "en uz dillisi, en açık anlatanı akılca en incesi, soyca en köklüsü, en iyi kargı kullananı" idi. Buhara'da, Nişabur'da ve Bağdad'da öğrenim gördüğü tahmin ediliyor. Eserini Kaşgar'da mı, yoksa Bağdad veya Şam'da mı yazdığı şüphelidir; ancak eser 1072-1074 yıllarında yazılmış ve Bağdad'ta Abbasi Halifesi Ebu'l-Kasım Abdullah'a takdim edilmiştir.

Bu eser, birkaç yönden önemlidir: Önce yüce bir amaç uğrunda güçlü bir direnişi simgeliyorsa da, genel gelişime bakıldığında,Kutadgu Bilig'in Türkçe adlı, Türkçe bir kitap olduğu; Atabetü'l-Hakayık'ın Arapça adlı, Türkçe bir kitap olduğu, Divan-ı Lûgati't-Türk'ün ise Arapça adlı Arap harfleriyle yazılmış bir kitap olduğu görülür. Bu, Türk kültüründeki o zamanki değişimin kalın ana hattını vermektedir.

Ancak buna rağmen Kâşgarlı Mahmud'un Dîvan'ı Türkler ve Türkçe için birçok yönlerden çok önemli ve diğer eserlerden çok çok değerlidir.

Divan, Türkçenin en eski ve birleştirici kaynağıdır. Artık o çağlarda çeşitli Türk toplulukları kendi boy adlarının peşine düşmeyi bırakmışlar; boylar üstü genel bir Türk topluluğu, kültürü ve bilinci oluşmaya başlamıştı. Kaşgarlı Mahmud da "bütün" Türk illerini, obalarını ve bozkırlarını dolaşarak Türk diline ve kültürüne ait verileri toplamış; hadis araştırmaları dolayısıyla Arabistan'da bir hayli ilerlemiş olan kültür temelli sözlük bilim geleneğine uygun olarak bunları bir Divan içinde işlemişti.

Orta Asya Türk dil ve kültür hayatının en güçlü ve güvenilir kaynağı olan bu eser, Orta Asya Türk kültüründeki gelişmeyi, kültürel hayatın hemen bütün yönlerini dikkatli bir gözlem ve derin bir bilgi sonucu olarak ortaya koyuyordu. Yabancı dil ve kültürlere karşı Türk dil ve kültürünü savunurken, Türkçenin bir millet, devlet ve kültür dili olarak ne kadar yetkin düzeyde olduğunu da ispat ediyordu.

Kendisi köklü bir filolog, etnolog, folklorcu ve sözlükçü olan Kâşgarlı Mahmut, diğerlerinin yaptığı gibi daha önce yazılan kaynaklardan derlemeler yapmada; Türk halkının o zamanki sözlü kültür eserlerine dayandı. Güçlü bir din, kültür ve edebiyat dili olan Arapçaya karşı yazılmış olan bu eser, kendisinden 426 yıl sonra yazılmış olan Ali Şîr Nevaî'nin Muhakemetü'l-Lûgateyn'inin Türkçe ile Farsça'yı karşılaştırdığı gibi, Arapça ve Türkçeyi de karşılatırmaktadır.

Kâşgarlı Mahmut, sahih olmayan hadisler de kullanarak Türk adının Tanrı tarafından verildiği, onların güçlü kılındığı ve uzun sürecek bir egemenlikleri olduğunu; bu nedenle Türk dilini öğrenmenin bir din borcu, manevî bir kültür borcu olduğu ve aynı zamanda akıllı olmanın da bunu gerektirdiğini söyleyerek Araplara Türkçe öğretmeyi amaçlamaktadır. Bizim eğitim tarihimiz açısından meselenin esas can alıcı noktası buradadır. Divanü Lûgati't-Türk, Türkçede yazılmış ilk kitaplardan biridir., Divan, bilinmeyen kelimelere bakılmak için yazılmış bir sözlük değil, bir öğretim sözlüğüdür. Bu sözlükte, dil öğretmek için izlediği belli başlı metodlar da şunlar olmuştur:

Kaşgarlı, Türk dilinin öğretiminde kullanılacak temel araçları hazırlamıştır: Önce -bugün elimize geçmeyen "Kitâbü Cevahirü'n-Nahv" adlı sentaks temelli bir Türkçe gramer yazmıştı; daha sonra kelimeleri bir araya getirip Divan'ı düzenlemiş; pek çok örneğin yanı sıra fonetik ve morfoloji konularını da bu eser içinde işlemişti.

Kelimeleri ve kuralları açıklarken günlük Türkçede kullanılan en güzel cümle, deyim, atasözü ve manzum parçaları örnek olarak vermiştir. Bu örnekler, bugün bile Türk kültürünün en değerli parçaları sayılmaktadır.

Eserin didaktik ve kullanışlı olmasını sağlamak amacıyla Türkçede artık kullanılmayan ve az kullanılan kelime ve deyimler ayıklanmış, çok canlı ve pratik bir "sözlükten öğretme" kitabı yazmıştır.

Kelimelerin Arapça gramer kurallarına göre kümelendirilmesi, okuyuculara Arapça yardımıyla daha kolay öğretmeyi amaçlamaktan dolayı olabilir. Çünkü günümüzde de yabancı dil kitaplarında, öğreneceklerin ana dillerine göre bazı farklılıklar yapılabiliyor.

Kurallar ve örnekler arasındaki dengeyi çok iyi kurmuş ve genelde örneklerden kurala giderek, öğretimde daha kolay olanın yolunu tutmuştur.

Kâşgarlı Mahmud, dünya dilbilimcilerinin Türkçe için 20. yüzyıl başlarında fark etmeye başladıkları ve bugün iyice sistemleştirdikleri dil yapısını 900 yıl önceden keşf edip belgelemiş bir dil dâhisi; yürekli, bilgili bir Türkçe öğretmeni olmuştur.

Türkçeyi Araplara ve başka milletlerden olanlara öğretme için Kaşgarlının Divan'ından başka eserler de yazılmıştır. Meselâ, bunlar arasından üç tanesini saymak yeterli olacaktır kanaatindeyim.

1) 13. Yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin edilen "İbnü-Mühennâ Lûgatı", Cemalüddin İbnü Mühenna adlı bir arap filolog tarafından yazılmıştır. Eser Kaşgarlı Mahmut tekniği ile yazılmış ve genelde Doğu Uygur ve Kaşgar Türkçesinin lûgatıdır.

2) 712 hicride Kahire'de Ebu Hayyan tarafından yazılan "El İdrak li lisani'1-Etrak" adlı eser de sözlük esası üzerinden Araplara Türkçe öğretmek isteyen bir eserdir.

3) Mısır ve Suriye'deki Türk kölemen devletleri zamanında Araplar arasında güçlü bir Türkçe öğrenme ve konuşma cereyanı başlamış, Arapça ve Farsçadan birçok kitaplar Türkçeye çevrilmişti. Bu dönem Türkçesi Kıpçakça idi. Osmanlıların Mısır ve Suriye'de egemenliğin den sonra buralarda Batı Türkçesi görülmeye başlanmıştır. Hicri 1000 yıllar civarında Mısır'da bir kadı'nın oğluna Türkçe öğretmek için "Eş-Şüzurü'z-Zehebiyye Ve'l-Kıtai'l-Ahmediye Fi'l-Lûgati't-Türkiyye" adlı bir Türkçe öğretme kitabı yazılmıştır.

Prof. Dr. Mustafa ERGÜN

(aku.edu.tr)

 

Diğer yazılar için tıklayın

DİVANÜ LÜGATİ'T TÜRK'TEN SEÇME KELİMELER

DİVANÜ LÜGATİT TÜRK-KAŞGARLI MAHMUT

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi