Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

 

Türkan Uymaz   -   12.02.2012

 

Selçuk Üniversitesi'ne gidip Şakir Hoca'yı sorsanız; kimse tanımaz. Çünkü öğrencileri onu "Şeker Şakir" diye biliyor. Yumuşak üslubu ve Türkçeyi düzgün kullanmasıyla meşhur, Şakir Tuncay Uyaroğlu... Hem derse giriyor hem de Türkçeye yardımcı kaynaklar kazandırıyor.

Şakir Tuncay Uyaroğlu -öğrencilerinin ona taktığı hoş nitelemeyle söylersek "Şeker Şakir"- Selçuk Üniversitesi'nde Türk dili ve edebiyatı okutmanı. 29 yıldır aynı üniversitede derse giriyor. Geçen yıllar onu yoramamış, Şakir Hoca'nın öğretmenliği bırakmaya hiç niyeti yok! Nedenini şöyle açıklıyor: "Bugüne kadar elli binden fazla öğrenciye ders anlattım. En önemli vazifem, onlara dilimize ve kültürümüze sahip çıkma şuurunu kazandırmaktı. Aynı vazifeye devam..."

Biri bitince diğeri başlayan dersler, vizeler, finaller, bütünlemeler... Bunların yanında bir de Türkçe çalışmaları yapıyor Uyaroğlu. İlk çalışmasını öğretmenliğinin ilk yıllarında bitirmiş. Emeği değer görünce, müfredata uygun hale getirilip üniversitelerde okutulmak için 'Türk dili ve edebiyatı' ders kitabı formatında basılmış. 'Üniversiteler İçin Türk Dili' isimli kitap, farklı üniversitelerde kaynak olarak kullanılmış. Sonra yeni bir kitap hazırlığına başlamış. Türkçe konuşurken çoğumuzun sıkça yaptığı hataları gündeme getirmek istemiş bu defa. O günlerde yaşadığı bir hadise, bir an önce harekete geçirmiş Şakir Hoca'yı...

Bir diyaloğun öğrettikleri... 

1999 yılının Ramazan Bayramı sonrası... Tatil bitince, Şakir Hoca bir ders öncesi öğrencilerini bayramlaşmaya davet etmiş. Herkes birbiriyle kucaklaşırken bir öğrenci, "Geçmiş bayramınız mübarek olsun hocam. Allah daha çok bayram göstersin." deyince Şakir Hoca, iyi niyetine "Bilmukabele efendim..." diye karşılık vermiş. Delikanlı afallamış, hocasına kötü kötü bakarken bir yandan arkadaşına dönüp "Hoca bana kötü bir şey söyledi galiba!" demiş. Kısa süreli bir şaşkınlıktan sonra şu cümle dökülmüş Şakir Hoca'nın dudaklarından: "Estağfirullah efendim..." Zavallı öğretmen, "Estağfirullah" kelimesinin gençlerin dilinde, 'aynen öyle' demek olduğunu nereden bilsin! Öğrencisine göre daha büyük bir pot kırmış Şakir Hoca.

Gelgelelim, bir süre sonra ortam yumuşatılmış, Şakir Hoca ne demek istediğini anlatmış öğrencilerine. Ama bir taraftan bu hadise, 'Türkçe Konuşacaksak, Türk'çe Konuşalım' kitabının çıkış noktası olmuş. Yıllarca öğrencilerinin Türkçe konuşurken yaptığı hataları not etmiş defterine. Kitabının bir bölümünü öğrencilerine kompozisyonlara ve edebi metinlere ayırmış. Yazan öğrencinin ismini de not etmeyi ihmal etmemiş. On yıl sonra, 2009 yılında 352 sayfalık ilk baskısı çıkmış kitabın. İkinci baskısı 16 sayfa artarken, üçüncü baskı 752 sayfaya ulaşmış. Uyaroğlu, mart ayının sonuna doğru yayınlanacak dördüncü baskının iki cilt olacağını söylüyor. Hacmini bir kenara bırakalım; 'Türkçe Konuşacaksak, Türk'çe Konuşalım' kitabı, herkes için bir başucu kaynağı niteliğinde.

Bu hatalar size tanıdık gelecek!

Çifte kavrulmuşlar

Bazı isim ve sıfatları pekiştirmek için yapılan işlem esnasında "pırasam"ın ünsüzleri kullanılıyor. Pekiştirmede dikkate alınan en önemli nokta, "prsm" sesleri eklenerek yapılan yeni şekillerden hangisinin kulağa hoş geldiği. Her kelimede bu işlem de uygulanmaz.

 

Aartıııı...

Bir süredir yaygın bir şekilde kullanılan ilgi çekici bir söz var: Artı. Elbette, bu sözü önceden de kullanıyorduk ama sadece matematikte. Şimdi ise kullanmadığımız hiçbir yer kalmadı. 'Artı' kelimesi, masum gibi görünse de Türkçede anlam bütünlüğünü bozan, tehlikeli kelimelerden biri!

"Hastayım, artı canım sıkkın." değil, "Hastayım, üstelik canım da sıkkın." denmeli.

Kaynanayı nasıl bilirdiniz?

'Kaynana' kelimesinin anlamı ne olabilir? Acaba, bu kelimenin kökünde 'kaynamak' fiili mi, yoksa 'kayın' isim kökü mü var? İşin aslı şuymuş: 'Kaynana', 'kaim-i ana'; 'kaynata', 'kaim-i ata'; 'kayınbirader' ise 'kaim birader' kelimelerinden geliyor. Hemen 'kaim'in anlamını arıyor gözlerimiz. Meğer 'kaim' de; 'vekil', 'birinin yerini tutan, onu aratmayan' demekmiş.

Evinize çilingirci mi çağırıyorsunuz?

Meslek isimlerinde kullanılan '-cı' eki, ancak sebzeci, kitapçı, ayakkabıcı, çorapçı, çantacı, tamirci gibi kelimeler için geçerli. Bakkal, berber, kasap, manav, çilingir; zaten birer meslek ismi. Bu yüzden bu kelimelere ek getirilmemesi gerekiyor.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi