Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

                                   

      Öyle insanlar vardır ki kendi bölgelerinde çok tanınsa bile başka yörelerde hiç bilinmez. Bazıları ise kendi bölgelerinde bile tanınmazlar. Kimse onların yüreğinde ne yüklü olduğunu bilmez. Onlar aslında birer devdirler.  Devlerin de yükü ağırdır. Ağır yükler taşımışlar, mazinin ızdıraplı yokuşlarında ter dökmüşlerdir. Onların mazilerini eşeleyerek, kurcalayarak, gönlünü coşturup anlattıracak birilerini beklerler.

      Ben size bir savaş gazisini tanıtacağım. Kendisi ile görüşme şerefine eremedik, onun macerasını kendisinden dinleyemedik ama yakınlarından yaptığımız bir araştırma ve görüşme ile geçmişini, üzeri küllenip kaybolmuş hayatını aralamaya  çalıştık.

      Bu gazi, Kornapa Köyü`nde 1305 (1887) tarihinde doğmuş olan Ali TUNCAY`dır. Askerlik çağı yaklaşınca, belki de gelmeden askere alınmış. Önce İstanbul `da askerliğe başlamış sonra Yemen`e gönderilmiş. Birinci Dünya Savaşı`na katılmış. Türk Ordusu Hicaz, Yemen, Suriye ve Filistin cephelerinde ihanete uğramıştı. Bunun üzerine iki yıl Yemen`de esir kalmış. Yemen`de Türk askerinin üzerlerine katran ve yanıcı maddeler dökülüp yakıldıklarını görmüştür. Ona esirliği süresince köle muamelesi yapıp hamallık ettirmişler. Anlatılanlara göre gaz tenekesi taşıttırmışlar. Gaz tenekelerini götürürken düşmanın eline geçmesin diye tenekenin altını çaktırmadan delip boş tenekeyi ulaştırmış.

      Çavuş rütbesinde olan Ali TUNCAY yine bir gün bir yol kenarında siperdeymiş. Günlerce siperde kalmışlar. Ali Çavuş hastalanmış. İyileşsin diye yakındaki bir hanın içinde at gübresinin içine gömmüşler. At gübresinin içinde bir gece kalan Ali Çavuş iyileşmiş ve savaşa devam etmiş.

      Yine bir gün bir çukurda siper almışlar düşmanla çatışıyorlarmış. İyice bıkıp bunalan Ali Çavuş, hiç olmasa şehit olurum diye çukurdan çıkmış, düşmana hücum etmeye karar vermiş. O sırada arkadaşı onu tekrar çukura çekmiş,’’Öleceksin’’ demiş. Ali Çavuş çukura iner inmez kurşunlar yağmış üzerlerine arkadaşı geri çukura çekmeseymiş oracıkta şehit düşecekmiş. Dönemeyecekmiş memleketine.

     Bu çavuş, yanı Kornapalı Gazi Ali TUNCAY Çavuş, Yemen`de, çöllerde hastalıktan ölenleri, açlıktan çıldıranları,  açlıktan ölmemek için ölü insan eti yenir mi diye fetva isteyen askerleri, ihaneti, çaresizliği, esirliğin zilletini… hepsini yaşadıktan sonra bir mucize gibi on iki yıl sonra bîtab olarak köyüne dönmüş.

      Katıldığı savaşları, komutanlarını, hangi cephede ne kadar kaldığını öğrenemedik. Çünkü Gazi çavuş, Ali TUNCAY 15 Ekim 1984`te ölmüş.  Biz o zaman bir başka ilde yani Giresun-Doğankent Lisesi’nde öğrenciydik. Akrabalarından torunlarından bu kadar öğrenebildik.

     12 sene sonra köyüne dönen Ali Çavuş ömrünün kalan kısmını köyde çiftçilik yaparak, vefasızlık içinde, bîçare yarı yoksulluk içinde geçirmiş. Tıpkı Çanakkale Savaşları`nın adıyla özdeşleştiği Seyit Onbaşı`nın kaderi gibi. Seyit Onbaşı yani yanındaki arkadaşları şehit olunca 260 kiloluk top mermisini tek başına namluya yerleştirip bir düşman zırhlısını o mermiyle suyun dibine gömüp savaşın kaderini değiştiren adamın ömrünün kalan kısmını Balıkesir`in bir köyünde odun kesip satarak yoksulluk içinde vefasızlık örneği olarak bitirmesi gibi.         

 

 

                                                                                          Mehmet TÜRKAN

                                                                      Taşköprü Anadolu Lisesi Müdürü

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi