Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş
Prof. Dr. İbrahim Canan
Okuma-yazma, aslında tek başına bir gaye değildir. İlmin vasıtasıdır. İslam'ın yazıya verdiği ehemmiyet, ilme vermiş bulunduğu değerin bir sonucu ve gereğidir. İlme verilen değeri daha iyi anlamak için, evvelemirde, ilmi elde etmede başvurulması gereken vasıtalara dinimizin verdiği ehemmiyeti de kısaca belirtmemiz gerekmektedir. Vasıtalara verilen ehemmiyet görülünce gayenin değeri daha iyi anlaşılır.
Öyle ise ilimle ilgili açıklamalara geçmeden önce, ilmin ana vasıtaları olan okuma', 'yazma' ve 'yazı malzemeleri' hakkında bazı açıklamalarda bulunacağız
OKUMAK: Kur'an-ı Kerim'in insanlığa hitap ettiği ilk kelimesi 'Oku!' emridir. Cihanşümul bir dinin temel kitabının böyle bir kelimeyle başlaması, üzerinde durulması gereken mühim bir hadise olmalıdır. Fıtratı icabı, sonsuz bir kemale doğru terakki etmeye mecbur olan insanoğlunun hidayeti için gelen bir 'Kitap'ın bu kelimeyi seçmesi, müminlere ilmin ehemmiyetini duyurmada ilk tedbirdir. Evet bu ilk vahiyle başlamış bulunan ve kıyamete kadar da devam edecek olan müstakbel 'Kur'an Çağı'nda bir başka ifade ile Ahir Zaman'da hükümferma olacak yegâne hakikat ilim olacaktır. Dünyanın 'kaba kuvvet' çağları bitmiştir. 'Oku!' nidasıyla emir âleminden gelen yeni ruh, her çeşit 'kaba kuvvet'lere hatime çekmiş, son vermiş, hâkimiyeti ilmî üstünlüğe tanıyan yeni bir devir yani 'Okuma' devrini açmıştır.
İlim, var olmak için gerçekleştirmeye mahkûm olduğumuz terakki için şartsa ilim için de okumak şarttır. Evet okumak, ilmin ilk ciddi adımı, altın anahtarıdır. 'İnsan görerek, dinleyerek de ilim elde eder.' gerekçesiyle yapılacak itiraz pek hafif kalır. Zira okuma yoluyla alınacak ilimde sistem ve kolaylık; devamlılık ve çeşitlilik gibi rakipsiz avantajlar mevcuttur. Bu hususları da göz önüne alarak ilk ilahî emrin 'oku!' oluşundaki hikmetleri araştıracak olursak, Rabb'imizin rahmetindeki büyüklüğü biraz daha kavramış oluruz. 'Kur'an' kelimesinin de 'Oku!' manasındaki 'İkra!' emriyle aynı kökten olması ve 'okumak' manasına gelmesi sebebiyle kitabımız her aklımıza getirmede 'okumak' dersi almamızın sağlanması Rabb'imizin, ilim talebinde yatan ehemmiyeti bizlere hissettirmedeki bir başka rahmeti olmaktadır.
Mesele bu kadarla kalmıyor. Kur'an-ı Kerim'de 'OKU!' kökünden müştak (türemiş) 87 kelime mevcuttur. Üç ayrı ayette 'OKU!' emredilirken üç ayrı ayette de 'OKUYUNUZ!' diye cemi (çoğul) şeklinde emir gelmiştir. 68 yerde de 'Okumak' manasını da telkin eden Kur'an kelimesi geçer.
YAZMAK: Kur'an-ı Kerim'de ilmin asıl vasıtası olan 'yazma'ya daha çok yer verilir. Yazı, medeni terakkinin gerçek sebebi olan kültürel terakümün yegâne pratik vasıtasıdır. Yazı sayesinde geçmişin ilmi müktesebatı bugüne ulaşmıştır. İnsanlık bunları, yenilerini de ekleyerek yarınlara yine yazı ile intikal ettirecektir. Şu hâlde ilim, okumak ve yazmaktan tecrid edilemez, bunlarsız düşünülemez. İlim hedefine ancak bu iki vasıta ile gidebilir ve beşeri varlığın şe'ni olan terakkiye sebep olabilir.
Kur'an-ı Kerim'de yazmak manasına gelen 'kitap' kökünden türemiş 320 kelime vardır. Muhtelif şekillerde (yani harf-i tarifli, müfred /tekil, cemi'/ çoğul, zamirli, tenvinli olarak) 261 yerde 'kitap' kelimesine rastlarız. Yine isim olarak 1 yerde mektup kelimesi geçer. 58 yerde de aynı kökten fiil geçer. Yine 'yazmak ' manasında olan 'satr' kökünden türemiş beş ayrı kelime geçer.
Keza yine 'yazmak' manasına gelen 'ze-be-re' kökünden 11 kelime geçer.
Peygamber Efendimizin Okuma-Yazma Seferberliği