Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

XVII. YÜZYIL HALK ŞİİRİ

16. yüzyılda yetişen saz şairlerinden elimizde fazla bir metin kalmamıştır. Buna karşılık 17. yüzyıl saz şairlerimizin verdikleri koşma, türkü ve destanlar sayı ve çeşit bakımından çok bereketlidir. Bu yüzyılda halk şairlerinin geleneği ve ustaları sayısız örneklerle belirlenmiştir. Bu tarzda şiir söylemek iyice kolay­laşmıştır.

Ne var ki (bir önceki asırda olduğu gibi) 17. yüzyılda yetiştiğini sandığımız ba­zı şairlerin de hayatları hakkında sağlam bilgiler bulunmadığı için, bunlardan bir kısmının 16. yüzyıl içinde, bazılarının da 18. yüzyıl başlarında yaşamış olmaları gözden uzak tutulmamalıdır.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi gibi bazı kaynaklarda adı geçen âşıklardan çoğu­nun bir tek şiirinin bile elimizde bulunmayışına bakarak bütün yüzyıllar gibi 17. yüzyıl halk şiirinin de daha çok araştırmalar istediğini söyleyebiliriz.

17. asrın bir özelliği de asker şairlerin her tarafta daha bol bol yetişmiş olması­dır. Çünkü 16, yüzyıl fetihler devri ise 17. yüzyıl da çoğu akıncılar olan evlâd-ı fati­hanın koloniler hâlinde uzak imparatorluk ülkelerine yerleşmiş olduğu devirdir.

17. yüzyılın göze çarpan bir başka niteliği de, az çok okumuş veya kulaktan bil­gi edinmiş saz şairlerinin, dörtlüklerine, az veya çok, divan şiiri mazmun, terkip ve kelimelerini katmalarıdır.

Yalnız aynı asırda, uzak sınırlarda yenilgiler de başlamış olduğu için bu asker şairlerin 16. yüzyıldakiler gibi yalnız zaferleri değil, yenilişleri ve bazı memleket kayıplarının hüznünü de terennüm ettikleri görülmektedir.

Öte yanda, türlü konularda "destan" söyleme (kuşlar destanı, bekçi destanı vs.) yolu iyice açılmıştır. Şehirlere (özellikle İstanbul, Bursa, Bağdat vs.) yayılan saz şairleri, bu asırda şehirleri anlatan çok sayıda yaz "güzellemeleri" de yazmış­lardır.

Bu yüzyıl şiirlerinden diğer bir görünüş de başta Sultan IV. Murad olmak üze­re, Avcı Mehmed, Sultan İbrahim gibi padişahların da sık sık övülmeleridir. Özel­likle IV. Murad, saz şairlerine teveccüh göstermiş ve durgunluk döneminde par­lak fetihler yapmış genç, cengâver bir sultan olarak takdir edilmektedir.

Aynı şairlerde, çekilen savaş meşakkatleri, idaresizlikler, yolsuzluklar ve yok yere yenilgiler yüzünden padişaha, vezirlere, serdarlara sitemler, yakınmalar da bulunmaktadır.

Bu yüzyılda yetişmiş olup da elde şiirleri bulunan âşıkların başlıcaları:

Temaşvarlı (Gazi) Âşık Hasan, Kâtibi, Âşık, Kayıkçı Kul Mustafa, Âşık Ömer, Gevheri, Kuîoğlu, Üsküdarî, Dedemoğîu, Âhû Dede, Kul Nesimî, Seyyahı, Kul Musîu, Memikoğlu, Yamak, Keşfî, Mecnûn, Kul Deveci, Kâmil, Benli Ali, Âşık Alî, Derviş Ali, Âşık Halil, Eroğîu, Piroğlu, Köroğlu, Şah Bende, Demircioğlu, Afîfe Sultan, Ercişli Emrah, Öksüz Âşık, Sun'î, Şahinoğlu, Üsküdûrî Yazıcı, Edhemî, Gedaî, Hâki, Şermî, Taşbaz Ali, Tûrabî, Zâifî vs.div.

17. yüzyılın en tanınmış iki şairi Âşık Ömer ile Gevheri’dir. Sonra gelen şair­ler arasında, bu ikisi (ve hele Âşık Ömer) büyük üstatlar sayılmışlardır. Ancak edebî değer ölçüsüne vuruldukta Âşık, Kuloğlu ve Kayıkçı Kul Mustafa'nın bu asırda yetişmiş birinci dereceden saz şairlerinden oldukları bilinmelidir.

Adı pek şanlanmamış, tezkirelerde yer almamış ve çok az şiirleri ele geçmiş olan bu şairler de bizce Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu gibi ön safta gelen kay­naktan (orijinal) saz şairlerinin yanma konulabilecek değerlerdir.

Ayrıca, âşık tarzının Özelliklerinden kaçarak divan şiiri zevkine fazlaca kapı­lan ve Karacaoğlan'ın öncülük ettiği halk şiiri geleneğini, duruluktan ayıranların başında Âşık Ömer ve Gevheri’nin geldiği unutulmamalıdır. Âşık Ömer'in Karacaoğlan'ı

Öksüz Âşık deyişleri aseldir
Karacaoğlan ise eski meseldir
Ezgisi çağrılır keyfe keseldir
Biz şair saymayız öyle ozanı

diye küçümsemesi, kendi tarzından koparak divan şairlerinin taklidine yönelen ve böylece kaynaktan uzaklaşmayı değerli bir iş zanneden bu âşıkın büyük yanıl­gısını gösterir.

Âşık Ömer, Gevheri ve benzerlerinde, (yukarıda belirttiğimiz gibi) aruz vezni ile şiirler yazarak ve divandan aktarılmış mazmunlar kelimeler, terkipler kullana­rak kendilerini "yüksek zümre"ye hatta "tezkire"cilere beğendirme tasası sezil­mektedir.

17. yüzyıl saz şairlerini kronolojik sıra gözetmeden takdim ediyoruz. Çünkü ozanlarımızdan hemen hiçbirisinin doğum ve ölüm tarihleri kesin değildir.

(AHMET KABAKLI-TÜRK EDEBİYATI)

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi