Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş

Halk Edebiyatı'nda nesrin dili sadedir. Çünkü o, ge­niş halka hitap etmek zorundadır. Halk edebiyatında ne­sir, nazımla ortaklaşa yürümüştür. Bütün halk hikâye ve masallarının konuları nesirle anlatılmış, fakat lirik ve heyecanlı anlatımlarda nazma baş vurulmuştur. Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Mahmut ile Elif, Asuman ile Zeycan gibi masal ve hikâyeler hep ne­sir ve nazmın ortak malı olarak meydana gelmişlerdir.

 

Halk Edebiyatı'nın en güzel nesir örneğini, XIII. yüzyılın sonlarıyla XIV. yüzyılın başları arasında Dede Korku? hikâyeleri vermiştir. Azerî Türkçesiyle-yazılmış olan bu eser de sırası geldikçe nazma başvurmaktan ken­dini alamamıştır.

Halk Edebiyatının Meddahlık alanındaki sözlü hikâ­yeciliği de gözden uzak tutulmamalıdır. Bir kişilik söz­lü tiyatroculuk olan meddahlık saraylara kadar girebil­miştir. Meddahlık, hikâyeyi anlatan Meddahın, hikâyede rol sahibi olan kişilerin hareketlerini, pozlarını ve ırksal hançere yapılarına göre Türkçeyi kullanışlarını taklit ederek, herhangi bir hikâyeyi, bir temsil çeşnisi içinde karşısındaki topluluğa anlatmasıdır.

Burada şuna değinmek gerektir ki ne Divan, ne de Halk edebiyatlarında, Batı anlamında nesir türlerine rastlanır. Batı anlamındaki nesir türlerine Tanzimat Edebiyatı'nın çabalarıyla girmiş bulunuyoruz:

SON EKLENENLER

Üye Girişi