KRALIN SARAYI
Haşmetli arslan merak etmiş bir gün
Kimlerin kralıyım ben, diye.
Fermanlar yollamış dört bir yana
Turalı muralı
Herkesi birden çağırıyorum,
-Tam otuz gün açık oturum,
Ve kurultay kurulmadan önce
Bir şölen, milletimin gönlünce.
Herkes yesin içsin, eğlensin,
Kral nasıl olurmuş görsün."
Fermanı okuyan şaşmış.
Yollar dolup taşmış.
Saraya gelince ne görsünler:
Bir mezbahaymış meğer
Saray dedikleri yer.
Girer girmez bir koku, bir koku...
En önde giren ayı, tıkamış burnunu.
Sen misin sarayın kokusunu beğenmeyen?
Bir pençede boylamış öbür dünyayı,
Burnunu tıkayan ayı.
"Milletim gelsin, demiş sarayıma,
Herkesi birden çağırıyorum,
-Tam otuz gün açık oturum,
Sen misin sarayın kokusunu beğenmeyen?
Bir pençede boylamış öbür dünyayı,
Burnunu tıkayan ayı.
Maymun hak vermiş krala,
Aklı sıra yaranacak budala:
"Aman sultanım demiş pençenize sağlık.
Bu saray bu koku nasıl sevilmez?
Saraylılar kulağınızda küpe olsun:
Ne açık sözlü olun, Ne de dalkavuk maymunca.
Zaman zaman da kaytaran tilki gibi
Bir şey sorulunca.
(Lafontain, Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu)
- Önceki
- Sonraki >>