Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş

Yeryüzündeki diller, dilciler tarafından çeşitli şekillerde sınıflandırılmışlardır. Bu sınıflandırıl­malarda dillerin zaman, kaynak, ölü veya canlı olmak, şekil, konuşma, söz dizimi, tabiî veya yapma olma durumları göz önünde bulundurulmuştur. Bunlara göre diller benzer gruplar halinde toplanmış, sınıflandırılmışlardır. Ancak hiçbir sınıfa dâhil edilemeyen, hiçbir dille benzer özelliği olmayan diller de vardır ve bunlar ayrı değerlendirilirler. En çok kabul edilen sınıflandırma ise şu sınıflandırmadır:

I. Yapılarına göre diller (Gramer şekillerindeki benzerlik ve farklılıklara göre).

II. Kaynaklarına göre diller (Dil aileleri veya dil akrabalıklarına göre).

I. YAPILARINA GÖRE DİLLER

Yapılarına göre dillerin sınıflandırılmasında dilcilerin esas aldığı ölçü "kök"ler olmuştur. Bu değerlendirmede dillerin örgüsünü meydana getiren unsur olarak "kelime" kabul edilmiştir. Gramer, yardımcı unsur kabul edilir. Gramer, kelimelere tarz ve şekil verir diye düşünülmüştür.

Bu sınıflandırma dilleri üçe ayırır:

A) Tek Heceli Diller:

Bu dillerde kelimeler tek heceden meydana gelmekte ve aynı kelime pek çok anlam taşımaktadır. Bu anlam farkları çok zengin olan, vurgu sistemi ile ayrılabilmekledir. Meselâ aynı kelime hem isim, hem fiil, hem sıfat, hem edat, hem zarf olabilmekte, hem yalın, hem dilek kipinde bulunabilmektedir.

Çince, Tibetçe, Siyamca, Annamca, Vietnamca bu dillerdendir.

B) Eklemeli Diller

Eklemeli dillerde esas olan kelime kökleri ve eklerdir. Ekler tek heceli veya çok hecelidir. Yeni kelimeler yapılırken veya kelimelere geçici haller verilirken kelimeler ek alırlar.

Bu diller de kendi aralarında

a) Ön ekli,

b) Son ekli diller diye ikiye ayrılırlar.

Türkçe eklemeli dillerden olup bu dillerin sen ekli diller gurubuna dâhildir. Ural-Altay dilleri topluluğumun diğer dilleri de bu Özelliği taşır.

C) Çekimli Diller

Bu dillerde de kökler ve ekler olmakla birlikte kelime türetiminde ve çekim sırasında kökün içten değişikliğe uğraması bu dillerin belirgin özelliğini teşkil eder. Bu dillerin bazılarında değişmeler kökü tanınmaz hâle getirirken, bazılarında kökteki asıl sesler değişmez ve kökle türetme arasındaki ilgi açıkça görülür. Sami dilleri bu ikinci özelliği göstermektedir.

Hint-Avrupa dilleri ile Sami dilleri çekimli dillerin en bilinenlerini meydana getirirler.

II. KAYNAKLARINA (MENŞELERİNE) GÖRE DİLLER

Bu sınıflamayı yapanlar kelime ile gramer şekillerinin ayrılabileceğini ve yalnız kelimenin ayırıcı özellik taşıdığını kabul etmezler. Onlara göre kelime ile gramer arasında ayrılmaz bir münâsebet vardır. Gerçekten, bugünkü dilbilgisi araştırmaları, köklerle gramer şekillerinin ayrılmazlığını kabul etmiştir. Kısacası bu sınıflandırmada ses özellikleri, yapı özellikleri, sözdizimi özellikleri dikkate alınmıştır.

Pek çok dil, hem kelime yapısı, hem de gramer bakımından yakınlık göstermektedir. İşte böyle aynı kaynaktan gelen, benzer özellikler taşıyan akraba diller topluluğuna "Dil ailesi" denilmektedir.

Yeryüzündeki belli başlı dil aileleri şunlardır:

A. Hint-Avrupa Dil Ailesi:

Dünyanın en büyük dil ailesidir. Hindistan'dan Batı Avrupa'ya kadar uzanan bir coğrafyayı içine alır. Hatta Amerika bile bu dil ailesinin coğrafyası içinde bulunmaktadır. Fakat Amerika'da konuşulan bu diller oranın yerli dili olmayıp sonradan Avrupalılar tarafından oraya götürülen ve yayılan dillerdir.

Bu dil ailesini şematik olarak gösterecek olursak:

HİNT –AVRUPA DİL AİLESİ

ASYA KOLU

AVRUPA KOLU

Hintçe(Hindistan)/

Urduca(Afganistan, Pakistan)/Tacikçe (Tacikistan)/Farsça(İran)/ Ermenice(Ermenistan)

ÖLÜ DİLLERİ:

Sanskritçe (Klasik Hint dili)/ Avestçe/ Toharca (Çin Türkistanı)

GERMEN DİLLERİ

(Cermen Dilleri)

ROMAN DİLLERİ

(Latin Dilleri)

İSLÂV DİLLERİ

(Slav Dilleri)

Almanca/ Flemenkçe(Hollanda)/ İngilizce/ İskandinav dilleri (İsveç, Norveç, Danimarka)

Fransızca/ İspanyolca/ Portekizce/ İtalyanca/ Rumence/ Yunanca(Grekçe)/ Arnavutça/ Keltçe(Kuzey İtalya, Fransa, Almanya)/ Litvanca/ İlirce(Arnavutluk)

ÖLÜ DİLLERİ: Hititçe (Eski Anadolu)

Almanca/ Flemenkçe(Hollanda)/ İngilizce/ İskandinav dilleri (İsveç, Norveç, Danimarka)

Yunanca, Arnavutça, Keltçe, Litvanca bu dil ailesinin Avrupa kolunda yer alırken; tarihî Sanskritçe ile Avestçe Asya kolunda yer alır.

(Yukarıdaki şema Prof Dr. Muharrem Ergin'in "Türk Dil Bilgisi" kitabına göre hazırlanmıştır.)

B. Sami Dilleri Ailesi

Bu dil ailesini Sami ırkının konuştuğu diller teşkil etmektedir. Yaşayan dillerden Arapça ve İbranice ile tarihî dillerden Akadça bu dil ailesi içinde sayılabilir.

C. Bantu Dilleri Ailesi

Afrika'da ve bilhassa Orta ve Güney Afrika'da yerliler tarafından konuşulan diller bu dil ailesine ,°irer.

Ç. Çin-Tibet Dil Ailesi

Çince, Tibetçe, Siyamca ve Anamca, Vietnamca dillerini kapsayan dil ailesidir

D. Ural-Altay Dilleri Topluluğu

Kaynak bakımından aralarındaki yakınlık bilinmekle birlikte, mevcut dillerle dil ailesi olduğu henüz tam bir kesinlik kazanmayan bu dilleri şimdilik ihtiyatla dil topluluğu olarak isimlendirmek doğru olur. Yakın bir zamanda dil ailesi olduğu kesinlik kazanması çok muhtemel olmakla birlikte ilmî araştırmanın kesinlik taşıması gerektiği unutulmamalıdır. Bu diller arasındaki en belirgin benzerlik yapı benzerliğidir.

Muharrem Ergin'in bu konudaki açıklamasını şöyle şematize edebiliriz:

URAL- ALTAY DİL AİLESİ

URAL KOLU

ALTAY KOLU

FİN-UYGUR KOLU

SAMOYED

Mançuca (Mançurca)/ Korece/ Moğolca/ Japonca/ Tunguzca/ (Doğu Sibirya)/ Türkçe

Fince/ Macarca (Uygurca)

Samoyedce

Bu duruma göre Türkçe yapı bakımından eklemeli ve son ekli, kaynak bakımından da Ural-Altay dilleri topluluğunun Al tay koluna dâhil olmaktadır. Türkçeye en yakın dil Moğolcadır.

URAL-ALTAY DİLLERİ

Ural-Altay dillerinin araştırılması, ilmî olarak 18.yy. on üç yıl Sibirya'da Ruslara esir olan İsveçli subay J. Von Strahlenberg'le başlar. 1730'da yayımladığı eserinde Volga boylan ile Sibirya'da yaşayan Türk boylarının dillerini karşılaştırmıştır.

Çuvaşça'daki (r) sesinin Türkçede (z) sesine , (1) sesinin de (ş) sesine karşılık geldiğini ilk bulan Schott olmuştur. Altay dillerinin diğerleri arasındaki benzerliklerini sistemleştiren ve teorisini kuran Finlandiyalı G. J: Ramstedt'tir. Ramstedt, (r) ve (1) seslerinin Çuvaşçada olduğu gibi Moğolcada da Türkçenin (z) ve (ş) sesine karşılık olduğunu ilk fark eden ilim adamıdır.

Ramstedt'in Altay dilleri arasında tespit ettiği belli başlı ortaklıklar şunlardır:

1- Hepsinde ses uyumu vardır.

2-Cinslik yoktur.

3- Artikel bulunmaz.

4-Çekim eklerle yapılır.

5-Fiil şekilleri zengindir.

6-Sıfatlar isimlerden önce gelir.

7-Sayı sözlerinden sonra çokluk eki gelmez.

8-Soru eki vardır. Yâni soru ekle yapılır.

R. Selçuk UYSAL

Üniversiteler için Türk Dili

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi