Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Bilindiği gibi ÖSS’de Türkçe sorularının en önemli kısmını paragrafa dayalı anlam ve yorum soruları oluştur maktadır Bu soruları büyük oranda doğru cevaplayama yan bir adayın Türkçe’den başarılı sayılması söz konusu olamaz.

Paragraf sorularını doğru cevaplayabilmek için her şeyden önce paragraf tekniğini, paragrafın yapısını ve özelliklerini iyi bilmek gerekmektedir. Paragraf soruları birçoklarının sandığı gibi “zor” sorular değildir; aksine cevabını içinde taşıyan, kolay cevaplanabilecek sorulardır. Ne var ki bu alandan çıkan sorular da— diğerleri gibi — doğru anlama, dikkat ve yorum gerektirir.

Paragraf sorularını daha iyi çözmek isteyen adaylara şimdilik iki öneride bulunalım:

1) Ders çalışmaktan sıkıldığınızda öykü, roman, deneme, eleştiri türünde kitaplar okuyunuz.

2) Her gün, asıl çalışacağınız derse başlamadan önce,

10 paragraf sorusu çözünüz.

Aşağıdaki paragraf çalışmalarını inceledikten sonra, paragraf sorularını daha iyi çözdüğünüzü göreceksiniz.

PARAGRAF NEDİR?

Türkçe’de kavram birimi sözcük, yargı birimi cümle, düşünce birimi de paragraftır. Bir yazı birçok paragraftan oluşabilir. Her paragraf, bir düşünceyi anlatır. Yani yazı içinde konuyla ilgili düşünceler değiştikçe paragraflar da değişir.

Paragraf, düşünce yazılarında, bir ana düşünce etrafında toplanan söz kümesi olarak tanımlanabilir. Bir yazı, Paragraflar halinde ise daha kolay okunur; yazıdaki düşünceler daha çabuk kavranır.

IYİ PARAGRAFIN ÖZELLİKLERİ

İyi kurulmuş bir paragraf şu özellikleri taşır:

Paragrafı oluşturan cümleler dil, düşünce ve anlatım özelliği bakımından birbirine bağlıdır.

Paragraftaki her cümle, bir ana düşüncenin belirme sine yardımcı olur. Paragrafın genelindeki düşünceye aykırı bir düşünce paragraf içinde yer alamaz.

Paragraf, en az bir cümleden oluşur. Ancak genellikle paragraflarda cümle sayısı birden çoktur. Bu cümleler arasında kesintisiz bir düşünce akışı görülür; her cümle bir öncekinin dil ve düşünce bakımından uzantısıdır.

PARAGRAF DÜZEYİNDE ANLATIM

PARAGRAFIN YAPISI

Paragraf, aslında, bütün bir yazının küçük bir modeli olarak düşünülebilir. Nasıl bir düşünce yazışında “giriş”, “gelişme”, “sonuç” bölümleri varsa, bir paragrafta da bu bölümler yer alır. Paragrafın en önemli kısımları — sorula rın cevaplarını bulmak açısından — giriş ve sonuç cümle eridir. İlk cümleden başlayarak paragraf, bir düşünceyi dile getirir; son cümleye kadar aynı düşünce işlenir. Paragrafın konusu ve ana düşüncesini desteklemeyen cümle anlatımın akışını bozar.

Paragrafın içinde birer temel öğe olarak yer alan “giriş”, “gelişme”, “sonuç” cümlelerinin özelliklerini incele yelim:

 

 

a) Giriş Cümlesi:

Giriş cümlesi genellikle paragrafın Konusunu verir. Konu, tek bir cümlede ortaya konulabileceği gibi birden çok cümlede de ortaya konabilir. Bu durumda paragrafın giriş bölümü birkaç cümleden oluşur.

Soru cümlesiyle, konuşma cümleleriyle veya tanım lamalarla paragrafa başlanabilir. “Bu parçada ne üze rinde duruluyor, ne açıklanıyor” sorusunun cevabı giriş — konu cümlesinde belirtilir. Kimi zaman giriş cümlesi ana düşünceyi de belirtebilir. Tümdengelim yöntemiyle kurulan paragraflarda bu özellik görülür; yani daha ilk cümlede asıl anlatılmak istenen düşünce (ana düşünce) belirtilir. Bu durumda konu ile ana düşünce aynı cümlede verilmiş olur.

Giriş cümlesi dil ve düşünce özellikleri bakımından kendisinden sonraki cümlelere bağlıdır. Bir başka deyişle paragrafın diğer cümleleri giriş bölümünü açıklamaya yöneliktir.

Giriş cümlesi “böylece, bunun üzerine, üstelik, oysa, halbuki gibi bağlantı öğeleriyle başlamaz. Bu öğelerle başlayan cümleler gelişme ya da sonuç kısmında yer alır.

ÖRNEK -1:

Her şeyden önce, sanatçının baş kişisi kadın olan tek romanıdır. Romanın hemen tümü, kahramanının günce sinden oluşmakta ve yaşadığı olaylar birinci tekil kişi olarak onun bakış açısından anlatılmaktadır. Ayrıca, genellikle ele aldığı kentli aydın tipleriyle tanıdığımız yazarın bu yapıtının kahramanı bir köylü kızıdır. Bu kızın köydeki yaşantısı belgesel sayılabilecek ayrıntılarla işlenmiştir.

Düşüncenin-akışına göre bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Sanatçı, bu yapıtında yerellikten yola çıkarak evren-. selliğe ulaşabilen bir yazar olma özelliğini korumuş tur.

B) Bu roman, birçok yönüyle sanatçının öteki romanlarından oldukça farklı özellikler taşıyor.

C) Bu romanın kahramanı, gelişme çağında kentli ailelerin yanına evlatlık verilen bir köylü kızıdır.

D) Bu romanda yazar, eğitim düzeyi çok düşük bir köylü kızının konuşmasını, doğallığını bozmadan, ustalıkla işliyor.

E) Sanatçı bu romanda kent insanıyla kırsal kökenli in sanların ilişkilerindeki çelişkileri, iki yüzlülükleri sergiliyor.

ÇÖZÜM:

Sıra noktalardan sonra başlayan paragraf sorularında paragrafın başına gelebilecek cümleyi belirlerken paragrafın ilk ve son cümlelerindeki anlam bağıntılarına dikkat etmek gerekir. Paragrafa bu açıdan yaklaştığımız zaman A, C, D ve E’ de verilen cümleler paragrafın başına getirilemez. Bu cümlelerden sonra paragrafın ilk cümlesi gelince anlamsal bağıntı oluşmuyor. Oysa B seçeneğindeki cümle paragrafın başına getirilebilir. Çünkü arkasından gelen cümle ile bu cümle anlam bağı kuruyor. Bu paragrafta da bazı özellikler ve en önemli özellik dile getiriliyor.(Doğru cevap (B) seçeneğidir.)

 

 

 

b) Gelişme Cümleleri:

Giriş cümlesinden sonra gelen ve onu açıklayan, girişte belirtilen konuyu örneklendiren cümleler gelişme cümleleridir. Gelişme cümlelerinde açıklama; benzerliklerden, örneklerden, karşılaştırmalardan, çelişkilerden, atasözleri ve özdeyişlerden... yararlanılarak yapılır. Bu bölümde konu somutlaştırılır. Okuyucuda “Bu konu artık anlaşılmıştır; söylenmesi gereken sözler söylenmiştir.” düşüncesi uyandırıldığı yerde, bu bölüm biter.

Gelişme cümleleri gereğinden çok uzatılırsa uzun bir paragraf ortaya çıkar. Uzun paragraflar ise okuyucuyu sı kar, yazıyı bir bakıma okunmaz hale getirebilir. Çünkü paragraf uzadıkça okuyucunun ilgisi, dikkati dağılacaktır.

Gelişme bölümündeki cümlelerin de dil ve düşünce bakımından önceki ve sonraki cümlelere bağlantılı olma sı zorunludur. Bu bağlantı sağlanamazsa paragrafın akışı bozulur.

ÖRNEK-2:

(1) Garip hareketi üç şairin adıyla anılır: Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday. (II) Bu üç şair, başlangıçta konuşma dilinin yalınlığı içinde yaşama sevincini, günlük hayatı, küçük adamın dertlerini konu edinir. (III) Garip hareketini kısa sürede yaygınlaştırır. (IV) Melih Cevdet ve Oktay Rıfat yeni denemelerle kendilerine özgü bir şiire yönelirler. M Orhan Veli de ikinci kitabı “Vazgeçemediğim” den başlayarak şiirini değiştirir.

Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin hangi sinden sonra “Ancak zamanla bu üç şairin şiir anlayışlarında bir değişme olur.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?

A)I.                  B)II.          C)III.            D) IV.           E) V.

ÇÖZÜM:

Soru kökünde verilen cümle I., II. IV. ve V. cümlelerde sonra getirilirse, düşüncenin akışıyla bağdaşmaz. Söz konusu cümle,III. cümleden sonra getirilirse anlatımı akışını bozmaz ve düşünce bütünlüğü sağlanmış olur. Dikkat edilirse III. cümleden sonra anlatılanlar Garip şairlerinin şiir anlayışlarındaki değişmelerle ilgilidir; bu yüzden soru kökünde verilen cümle III. cümleden sonra getirilmelidir.

Doğru cevap (C) seçeneğidir. 

 

c) Sonuç Cümlesi:

Bir paragrafta anlatılanların sonuca bağlandığı cümleye sonuç cümlesi diyoruz. Sonuç cümlesi, paragrafta anlatılanların kısa özetidir; çoğu kez paragrafın ana düşüncesini yansıtır. Sonuç cümlesi genelde “özetle, demek ki, kısaca, bu sebeple, bundan dolayı, netice olarak, sonuç olarak..” gibi ifadelerle başlar.

Ana düşüncenin sonuç cümlesinde yer almasının bir nedeni de şudur: Sonuç cümlesi paragrafın tümü düşünülürse “tamlanan” durumundadır; temel düşüncedir, asıl anlatılmak istenendir.

Aşağıdaki paragrafta koyu dizilmiş ilk cümle paragrafın giriş cümlesidir. Bu cümlede işlenen konu belirtili yor. Sonraki cümlelerde düşünce geliştiriliyor ve son cümleye “unutmayalım ki sözüyle başlanıyor. Buradan anlıyoruz ki yazar unutmamamız gereken şeyi açıklayacak ve asıl düşüncesini söyleyecektir.

 

 

Sanatçılara ağır gelen, yapıtlarına yöneltilen eleştiriler değil, onlar karşısındaki suskunluktur.” Çünkü eleştiri okunmanın, suskunluk, ilgisizliğin bir göstergesidir. Bu nedenle ben, kitaplarımın okunmasını istediğim kadar, onların her yönüyle kıyasıya eleştirilmesini de isterim. Şuna inanıyorum ki bir başına övgü/erin de yergilerin de kişiye bir yaran yoktur. Bir eser, bütünüyle ele alınmalı, olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirmelidir. Unutmayalım ki, sanatçının yaratma gücüyle, ortaya koyduğu ürünlere gösterilen ilgi ve bunların değerlendirilmesi arasında sıkı bir bağlantı vardır.”

ÖRNEK -3: (ÖSS - 1998)

Bireyi mesleğe yönlendirirken onun ilgileri, yetenekleri ve toplumun ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Ancak on, on beş yıl sonra hangi meslekte ne kadar insan gücüne ihtiyaç duyulacağını kestirebilmek zor. Ayrıca bu bir ölçüde kestirilebilse bile, zamanla bazı mesleklerle ilgili modalar ortaya çıkıyor. Özellikle gençler arasında kimi meslekler daha çok tutulmaya başlıyor; ister istemez o mesleğe eğilim artıyor. Sonra, bazı mesleklerde daha çok para kazanıldığı için gençler özellikle o mesleklere yöneliyor...

Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerden hangisiyle sürdürülebilir?

A) Aslında çalışma alanlarının ve mesleklerin sınırlı oluşu buna yol açıyor.

B) Bence, bireylerin ilgilerinin çok yönlü ve çok boyutlu olmayışı, belirli mesleklerde yığılmaya neden oluyor.

C) Sözün kısası bu tutum, yeni yeni mesleklerin doğmasını sağlıyor.

D) Bu sorun, anne ve babaların çocukları yanlış yönlendirmesinden kaynaklanıyor.

E) Sonuç olarak toplumun ihtiyaçlarıyla insanların eğilimlerini bağdaştırmak zor oluyor.

ÇÖZÜM:

Verilen parça dikkatlice okunursa parçanın tümünde gençlerin mesleklere ilişkin düşüncelerinin sürekli değiştiği ve bunun da çeşitli nedenlere dayalı olduğu belirtili yor. Toplumdaki ihtiyaçlarla gençlerin meslekler hakkındaki düşüncelerini uyumlu kılmanın güç olduğu sonucuna ulaşılıyor. Bu durum E seçeneğinde belirtilmiştir.

Doğru cevap (E) seçeneğidir.

ÖRNEK -4:

Yazılarımın çatısını yaşayarak çatarım. Bu uğraş sırasın da yazı oluşmaya başlar; değişik yerlerinden başlanarak yazılıp bozulur. Ortaya, bitmiş gibi görünen bir yazı çıktığında da en acımasız makaslamalarla kurguya yeniden girişmem gerekir. Yazının yüzlerce yerine büyük küçük birtakım ekleme, çıkarma, düzeltme işlemleri uygularım. Sözün kısası, Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez

A) yazılarıma özen gösteririm.

B) yazılarıma son biçimini verirken oldukça yorulurum.

C) ben yazılarımı böyle yazarım.

D) yazılarımı bir çırpıda yazıp bitiremem. E) yazılarımı, eleştirilere göre biçimlendiririm.

 

 

 

ÇÖZÜM:

Verilen parçada bir yazarın eserlerini nasıl oluşturduğun dan söz ediliyor. Anlıyoruz ki bu yazar, ortaya koyduğunu kolay kolay beğenmeyen, yazısına sık sık eklemeler yapan ya da yazısından gereksiz gördüğü kısımları çıkaran titiz bir sanatçıdır. Böyle bir yazar, elbette yazılarına özen gösterir (A), yorulur (B), uzun uğraşlardan sonra ya zar (C), yazısını bir çırpıda bitiremez (D). Verilen parçada yazarın eleştirilere karşı tavrına değinilmemiştir. E’ deki ifade paragrafın sonuna getirilirse düşüncenin akışı bo zulmuş olur.

Doğru cevap (E) seçeneğidir.

PARAGRAF TÜRLERİ

Paragrafları işledikleri konular ve anlatım biçimleri bakımından aşağıdaki türlere ayırabiliriz.

a) Olay Paragrafı:

Bu tür paragraflarda uzun ya da kısa belli bir olay anlatılır. Sanatsal eserlerde (roman, öykü) olay, birkaç paragraf halinde anlatılabilir. Kimi zaman bir ana düşünceyi kavratmak için belli bir olay kısa öykücük halinde ve tek bir paragrafta da verilebilir.

Örnek:

Yıllar önce Ankara ‘da bir köy okuluna gitmiştik. Piyanonun başında, kafası tıraşlı yüzü güneş yanığı, on dört, on beş yaşlarında görünen bir köylü çocuğu vardı. Mozart’ı ustaca çalıyordu. Heyecandan donup kaldım. Okul müdürü durumumu anlamıştı. Yanıma yaklaşarak sırtımı okşadı. İkimiz de tek söz söylemedik. Çalınan parçayı gözlerimizdeki damlalarla, sonuna kadar dinledik.

b) Betimleme (Tasvir) Paragrafı:

Betimleme, sözcüklerle resim yapma olarak tanımlanabilir. Sanatsal eserlerde betimlemelere geniş yer verilir. Biz, romanlar, öyküler okurken bu eserlerdeki betimle melerden izlenimler edinir; olayları, kişileri, çevreyi... zihnimizde canlandırırız. Çok değişik varlıkların ya da olayların betimlemesi yapılabilir. Betimleme, bir anlatım biçimi olarak sanat eserlerinin temel öğelerinden birini oluşturur.

Örnek:

Yüzlerce, belki binlerce senelik zeytin ağaçlarının arasında uzanan, çukur, iki yanı böğürtlen ve kuşburnu dikenleriyle örtülü yolda ağır ağır yürüyordum. Arkamdan yükselen güneş, gölgemi araba izlerinin kıvrımları üzerine serip uzaklara kadar götürüyor; deniz tarafından yüzüme doğru esen serin bir bahar rüzgârı, kasabadan uzaklaştığımı hatırlatıyordu. Kırağı yemiş toprak ve taze çimen kokusu etrafı kaplamıştı. Serçeler, ötüşe ötüşe ağaçtan ağaca sıçrıyor, güneşin vurduğu yerlerden dalgalı bir buğu yükseliyordu.

c) Çözümleme Paragrafı:

Çözümleme, bir bütünün temel öğelerini bulma işle mi olarak tanımlanabilir. Kimi paragraflarda bir konu, bir eser, bir olay ya da bir kişinin psikolojik yapısı tahlil edilebilir. Bütün bu yapılanlar bir çözümleme işlemidir.

 

 

 

 

 

Örnek:

Öğrencilerimin bu kadar sevdiği bir başka kitap hatırlamıyorum. Gerçekten de güzel, temiz bir dili, yumuşak bir anlatımı var. Olaylar, sevecen bir yaklaşımla yansıtılmış. Ayrıca kitapta bir çocuğun günlük yaşamından yola çıkılarak konunun gerçeğe yaslan m sağlanıyor; fanteziler küçük okurların düş gücünü de harekete geçirecek şekilde düzenleniyor. Bunlar da verilmek istenen dostluk, sevgi, dayanışma gibi kavramların kalıcılığını sağlıyor; iletiler yerini bulurken çocuğu da zihinsel yaratıcılığa yöneltiyor.

 

ç) Duygu Paragrafı:

Sevinç, beğenme, heyecan, üzüntü, acı, kaygı... gibi duygularla; anne, yurt, doğa sevgisi, kardeşlik... temalarının işlendiği yazılara duygusal yazılar; bu yazılardaki paragraflara da duygu paragrafı denir.

Duygu paragrafları, duygularımızı anlatan yazılarda, özellikle olay yazılarında çokça bulunur.

Örnek:

Bir zamanlar, gelincik denizleri gibi haşhaş tarlaları vardı burada; şimdi yok. Tarlaların yerini büyük büyük yapılar almış. 0 tarlalarda, eskiden adına “yerli” denilen bir ıspanak yetişirdi ki karanfil gibi katmerli göbeği olurdu. Ya Alman paşası F. Von Moltke ‘nin, konuk severliklerini, içtenliklerini büyük bir hayranlıkla anlattığı buranın güler yüzlü insanlarına ne oldu? Bunların hepsi son yirmi yılda yok oldu.

d) Düşünce Paragrafı

Düşünce paragraflarına daha çok bilimsel içerikli eserlerde rastlanır. Bilimsel yazıların amacı okuyucuya belli bir alanda bilgi vermek, onu aydınlatmaktır. Böyle yazıların paragraflarında da belli düşüncelerin yer alması doğaldır. Özellikle makale, eleştiri.., türü yazılarda düşün ce paragraflarına yer verilir.

Örnek:

İslamiyet’in kabulünden önce Türklerin, başka hiç bir toplumun etkisinde kalmamış bir dilleri ve edebiyatları vardı. Her ilkel edebiyatta olduğu gibi bu edebiyatta da şiirle büyü birlikte yürümekte ve dinsel törenler, önemli bir yer tutmaktaydı. Bunun yanı sıra ozan, baksı, şaman gibi adlarla anılan şairlerde olağanüstü güçler bulunduğuna inanılırdı. Çoğu ortak ve sözlü ürünlerden oluşan bu edebiyatın en önemli bölümünü destanlar oluşturmaktaydı.

PARAGRAFIN KONUSU

Bir paragrafın konusunu, üzerinde söz söylenen düşünce, olay veya durum oluşturur. Hemen her paragraf bir konuyu işler, belli bir düşünceyi, olayı açıklar. Konuyu genellikle paragrafın ilk cümlesine bakarak belirleyebiliriz. Kimi zaman konu peş peşe gelen birkaç cümlede de belirtilebilir

Paragrafın konusu herhangi bir cümleden çıkarılamıyorsa, paragraf metni okunduktan sonra, “Yazar bu parçada neden söz ediyor?” sorusunun cevabı aranmalıdır. Bu soruya verilecek cevap bize konuyu buldurur.

ÖSS’de paragrafın konusuyla ilgili sorular, şu soru kökleriyle yöneltilmektedir.

* Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?

* Bu paragrafta aşağıdaki konuların hangisi tartışıl maktadır?

* Bu parçada yazar neden yakınmaktadır?

* Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

* Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

* Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

* Bu paragrafta aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmamaktadır?

ÖRNEK -5: (ÖSS - 1998)

Okuru kitaplarla, yazarlarla buluşturma işlevini bütünüyle yerine getirmese de, gönlümüzden geçenleri yeterince karşılayamasa da kitap fuarlarını çok seviyorum. 0 renk renk kitapların oluşturduğu çiçek bahçesinde dolaşmak, onlara dokunmak; o güzelliklerin tadına varmak... Yüreği sanat sevgisiyle çarpan güleç yüzlere merhaba demek, gözlerdeki ışıltıyı, mutluluğu damarlarımızda duyumsamak... Duygusal yönden az şey midir bunlar?

Bu parçada kitap fuarlarıyla ilgili olarak aşağıdakiler den hangisine değinilmemiştir

A) Sevilen yerler olarak herkesin ilgisini çektiğine

B) Görüntüsüyle sanatsal zevkler uyandırdığına

C) Kimi yazarlarla tanışma imkanı sağladığına

D) Güzel duygular uyandırarak insanı mutlu ettiğine

E) Gezip görenlerin beklentileriyle ilgili kimi küçük ek siklikler bulunduğuna

ÇÖZÜM:

Verilen parçada “... gönlümüzden geçenleri yeterince karşılayamasa da kitap fuarlarını çok seviyorum.” sözleriyle E seçeneğindeki görüşe; “...renk renk kitapların oluşturduğu çiçek bahçesi sözleriyle B seçeneğindeki görüşe; “Okuru kitaplarla, yazarlarla buluşturma işlevini bütünüyle yerine getirmese de sözleriyle C seçeneğin deki görüşe; “. ..(fuarlarda dolaşırken) gözlerdeki ışıltıyı, mutluluğu damarlarımızda duyumsamak, az şey midir?” sözleriyle D seçeneğindeki görüşe değinilmiştir.

Bu parçada kitap fuarlarının herkesin ilgisini çektiğine değinilmemiştir.

Doğru cevap (A) seçeneğidir.

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE:

Ana düşünce, parçada asıl vurgulanmak istenen, konuyla ilgili olarak okuyucuya kavratılmaya çalışılan düşüncedir. Bir başka söyleyişle yazarı yazı yazmaya iten amaçtır.

Ana düşüncesi kavranmamış bir yazı, gerçekte boşuna okunmuş bir yazıdır. Çünkü böyle bir durumda okuyucunun asıl anlatılmak istenenle bir düşünsel bağı olmayacaktır.

Ana düşünce Nasıl Belirlenir?

Anadüşünceyi belirlemek, bir sözcüğün cümlede kazandığı anlamı, yaptığı görevi, cümlelerin ilettikleri yargıyı kavramaya bağlıdır. Ana düşünceyi belirlemede yanılgıya düşmemek için parçayı bütünüyle kavramayı amaçlayarak okumak gerekir. Parça okunduktan sonra, “Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği nedir?” sorusuna doğru bir cevap alınırsa, anadüşünce belirlenmiş olur.

 

 

 

 

Anadüşünce Cümlesinin Yeri:

Ana düşünce cümlesi, yazarın amacını belirleyen cümledir. Paragrafta anlatılan her şeye bu cümle yön verir.

Ana düşünce cümlesi yazarın tutumuna bağlı olarak paragrafın başında, ortasında ya da sonunda bulunabilir. Kimi paragraflarda ise ana düşünce somut olarak paragrafın herhangi bir yerinde örülmez; paragrafın tümüne sindirilmiş olur.

* Paragraf tümdengelim yöntemiyle oluşturulmuşsa ana düşünce cümlesi başta yer alır; ilk cümle hem konuyu hem ana düşünceyi yansıtır.

Örnek:

Bir dilin sömürge dili olmasının en açık belirtisi, yabancı dil kuralıyla anadilde sözcükler uydurmaktır. “Çaykolilk, işkolık gibi sözcükler buna örnektir. “Bankamatik, dokunmatik” gibi sözcükler de yabancı dil kuralına göre uydurulmuş sözcüklerdir. “—matik, —kolik” gibi kim bilir daha ne uydurma ek/er getirilecektir, dilimizdeki sözcüklere. Böylece Türkçe, gittikçe temel özelliklerini, güzelliklerini yitiren bir dil olacaktır.

Bu parçanın ana düşüncesi ilk cümlede belirtilmiştir. Yazar, parçada dille ilgili görüşleri (yargısını) paragrafın ilk cümlesinde açık ve net bir şekilde dile getirmektedir?

* Paragraf tümevarım yöntemiyle kurulmuşsa ana düşünce cümlesi sonda olur. Bu durumda sonuç cümlesi, parçada anlatılanların tümünü özetler.

Örnek:

Gençlerin gelişiminde, kişiliklerinin oluşumunda edebiyatın önemi büyüktür. Edebiyatla uğraşanların yanında, eğitimci ve ruhbilim dilerimizin de edebiyatın bu özelliği üzerine eğilmeleri gerekir. Gençlerimiz edebiyatı sevmedikleri, anlamadıkları için küçümsemekte ayrıca yakınlarınca tek yönlü teknik adamlar olmaya zorlanmaktadırlar. Oysa biz, edebiyatın okura sağlayabileceği duygu, düşünce ve eleştirme öz gürlüğünden olabildiğince yararlanabilecek bir gençliğin yetişmesine yardımcı olmalıyız.

Bu paragrafta yer alan her cümlenin dil ve düşünce yönünden birbirine bağlı olduğu görülmektedir. “Oysa biz...” ifadesiyle başlayan cümle kendisinden önceki cümleleri bir sonuca bağlamakta ve ana düşünce cümlesi olma özelliği yansıtmaktadır.

* Ana düşünce kimi zaman da paragrafın orta bölümünde yer alabilir.

Düşünmek, insana özgü bir niteliktir. İyi konuşup iyi yazmak, iyi düşünmekte mümkündür. Çeşitli konularda düşüncesi olmayan kişiler, ne denli parlak sözcükler ve duygulu cümleler/e konuşur/arsa konuşsunlar, yine de konuşmaları güzel ve başarılı değildir.

Bu parçayı dikkatle okursak “İyi konuşup iyi yazmak,iyi düşünmekle mümkündür.” cümlesinin anadüşünceyi yansıttığını görebiliriz.

 

Ana düşünce Cümlesinin işlevi ve Nitelikleri:

Ana düşünce cümlesi, anlatacaklarımızı bulma işini kolaylaştırır. Yazıya birlik, bütünlük kazandırır. Çünkü yazının örgüsü, anadüşünce cümlesi üzerine kurulur.

Ana düşünce cümlesi, düşünceleri kontrol etmesi, düşünceler arasında ilgi ve bağlantı kurup yazıda bir bütünlük sağlaması için şu özellikleri taşımalıdır:

* Konu değil, düşünce belirtmelidir.

* Açık ve özlü olmalıdır.

* Değişik yorumlara yol açmamalıdır.

* Açıklama yapmamıza, örnek vermemize, karşılaştırmalara nedenleri belirtmemize, etki ve sonuçları göstermemize, kısacası geliştirmemize uygun olmalıdır.

(I) Çevremizdeki üstün eserlerin yapılarını dikkatlice inceleyelim. (II) Her eser ilk anda seçkin sözcükler topluluğu olarak görülür. (III) Ancak sözcükleri etkili yapan kendi biçimleri değil, kullanışlarındaki ustalıktır. (IV) Bir sözcük tek başına iken kulağımıza hoş gelebilir ya da anlamı çok güçlü olabilir. (V) Ama bakarsınız aynı sözcük cümle- de anlamsız düşmüştür.

Bu parçayı dikkatle incelediğimiz zaman ana düşün cenin taşıması gereken özellikleri III numaralı cümlede görebiliriz. Yani III numaralı cümle bu paragrafın anadüşüncesidir.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler:

Bir paragrafta konuyu açıklamaya ve ana düşünceyi buldurmaya yarayan cümlelere yardımcı (yan) düşünceler denir.

Her paragrafta bir ana düşünce olmasına rağmen birden çok yardımcı düşünce vardır. Parça eksik ve yanlış anlaşılırsa ana düşünce ile yardımcı düşünceler birbirine karıştırılır. Parçada asıl anlatılmak (vurgulanmak) istenen, ana düşünce; okuru ana düşünceye götüren, okura bu konuda kılavuzluk eden düşünceler ise yardımcı düşüncelerdir.

Yardımcı düşünceler paragrafta tanımlama, örnekleme, karşılaştırma... teknikleriyle dile getirilebilir. Bütün bunlar ana düşünceyi ortaya koymak amacına dönüktür.

Yardımcı Düşüncelerin Belirlenmesi:

Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması yardımcı düşünceleri belirlemektir. Bunun için, “Yazar konunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?” sorusuna cevap bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar yardımcı düşünceleri verir.

Örnek:

Sanatı bilimden üstün tutan bir bilim adamı şöyle di yor C Colomb Amerika’yı keşfetti C Bernard karaciğerin bir özelliğini buldu C Colob ve C Bernard ol masaydı Amerika kıtası da karaciğer de yine vardı. Belki bunların ayrımına varmayacaktık, ama bunlar var oluşlarını sürdürecekti. Oysa bir Hamlet için durum hiç de öyle değildir. Shakspeare ‘siz Hamlet kesinlikle olmazdı. Balzac ‘siz bir Goriot Baba’nın, Tolstoy’suz bir Savaş ve Barış’ın olmayacağı gibi...”

Bu parçanın ana düşüncesi şudur:

Sanat, daha önce olmayan, yeni bir ürünün ortaya konulmasıdır.

Aynı paragraftaki yardımcı düşünceler ise şunlardır:

* Sanat ürünleri, bilimsel buluşlardan daha kalıcıdır.

* Sanat eserinin kalıcılığı, sanatçının yeteneğine bağlıdır.

* Bilimsel buluşlar, sanat ürünlerinden daha eskidir.

* Bilimsel buluşlar ortaya koymak, sanat ürünleri ortaya koymaktan daha az zaman alır.

 

 

 

 

UYARILAR

Uyarı —1:

Paragraf sorularını çözerken önce soru kökünü daha sonra paragrafı okumak gerekir. Bu, bize paragrafta neyi aradığımızı bilmemiz konusunda yarar sağlayacak, zaman kazandıracaktır.

Uyarı — 2:

Paragraf sorularını çözerken metne bağlı kalmak gerekir, seçeneklerdeki yargıların kendi düşüncelerimize göre doğru ya da yanlış olması önemli değildir. Önemli olan, paragrafa göre düşünebilmek, yargıların doğruluğunu ya da yanlışlığını paragrafa göre belemektir.

Uyarı — 3:

Paragrafı anlayarak okumak, hızlı okumaktan daha önemli tutulmalıdır. Çok kitap okuyan bir öğrenci için hızlı okuma anlamaya engel değildir. Hatta hızlı okuma anlam bütünleşmesi açısından yararlıdır. Ancak okuma alışkanlığı zayıf olan bir öğrenci için hızlı okuma, anlamadan geçmeye neden olabilir. Bu gerçeği göz önünde bulundurmalısınız.

Uyarı —4:

Bir paragrafı okurken önemli gördüğünüz bölümlerin altını paragraftaki temel kavramları çizmeniz, çözüm sırasındaki değerlendirmeniz için yararlı olacaktır.

Uyarı — 5:

Paragrafı okurken soruyu unutup paragraftaki ayrıntılara takılırsak paragrafın genelindeki düşünceyi kaybedebiliriz. Bu nedenle soruyu kafamızın bir köşesin de tutarak paragrafın genelini göz önünde bulundur malıyız. Bir bakıma paragrafa kuşbakışı yaklaşmalı yan yargılar arasında kaybolmamalıyız

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi