Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA ANLATIM TEKNİĞİ ve ÖRNEKLERİ

Düşünceyi inandırıcı kılmak için başvurulacak yollardan birisi de sayısal verilerden (istatistiklerden) yararlanmadır. Okuyucu her zaman bilimsel araştırmalardan elde edilen sayılara, istatistiklere güven duyar. Düşünceyi inandırıcı kılmanın en kestirme yolu budur.

Örnek:1

Gezegenlerin en büyüğü Jüpiter, küçük gezegenler kuşağının çok ötesinde yer alır. Öteki gezegenlerin tümünden daha büyük bir kütleye sahiptir. “Güneş sistemi Güneş, Jüpiter ve çeşitli döküntülerden oluşmuştur.” deyimi yaygındır. Jüpiter’in Güneş‘ten ortalama uzaklığı 78.300.000 km’dir; dolanım dönümü 11.86 yıl ile kavuşum dönümü (yani birbirini izleyen iki karşı konum arasındaki ortalama süre) 399 gündür. Böylelikle Jüpiter yılda bir kaç rahatlıkla gözlenebilir ve yalnız Venüs, bazen ender durumlarda da Mars, Jüpiter’in parlaklığını bastırabilir. Jüpiter’in dev küresi Dünya hacmindeki 1.300 küreyi içine alabilir, ama kütlesi Dünya‘nın 31 katıdır.

Bu parçada yazar, Jüpiter gezegeni ile ilgili bir yargı veriyor. Bu yargısını geliştirmek için sayısal verilerden yararlanıyor. Bu durum, yazılanları daha inandırıcı kılıyor.

Örnek: 2

Türkiye’de çay üretimi 1917'de başlamış ancak 1937'de çay ile ilgili kanun çıkana kadar bir gelişme olmamıştır. 1984 ten sonra çay üretimi ve satışı serbest bırakılınca çay üretimi ciddi bir şekilde gelişmiştir. Bugün Türkiye, üretici ülkeler arasında çay tarım alanlarının genişliği bakımından 6'ncı, kuru çay üretiminde 5’inci; yıllık kişi başına tüketimde 4 üncü, sıradadır.

Bu parçada Türkiye’deki çay üretimindeki gelişme sayısal verilerden hareketle anlatılmıştır.

Örnek: 3

Programların 2 yıllık ve 4 yıllık sayılarına bakıldığında 4 yıllık lisans eğitimi verenlerin lehine bir gelişme gözlemlenmiştir. 2 yıllık ön lisans eğitimi veren programların sayısı dönem başında 13 iken 2009 da en yüksek sayı olan 19’a yükselmiştir Daha sonra azalmaya başlayan ön lisans programları 2013’te tekrar 13’e düşmüştür 4 yıllık programlara bakıldığında ise 2003 -2011 arasında %100'lük artışla 4 olan sayı 8’e yükselmiştir 2011-2013 arasında ise %60a yakın bir artışla sayı 8’den 13’e yükselmiştir Dönem başından sonuna kadar ise 4 yıllık program sayısı 4’ten 13’e yükselmiştir Bunun anlamı yaklaşık %200'ün üzerinde artış kaydedilmesidir Özet olarak 2 yıllık program sayısı durağan konumdayken 4 yıllık program sayısı hızla artmaktadır

Bu parçada da sayısal verilerle 2 yıllık fakülteler ile 4 yılık fakültelerin duruyu değerlendirilmiştir

Örnek: 4

“Ormanlar, dünyamızın akciğerleri gibidir. Ağaç ve ormanın insan hayatına doğrudan ve dolaylı o kadar çok faydası vardır ki… Aklıma gelen birkaçını sıralayayım isterseniz. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlamış olursunuz. Tabiatın harika, sessiz süpürgeleri ormanlar yaratılmasaydı yaşadığımız dünya tozdan geçilmeyecekti. 1000 m² ladin ormanı yılda 32 ton, kayın ormanı 68 ton ve çam ormanı ise 30-40 ton tozu hüp diye emebilir ve havadaki zehirli gazları da filtre eder.”

Örnek: 5

Tanzimat döneminde yazar ve şairlerimizin %79,5’u İstanbul’da, %7.1’i Anadolu’da doğmuştur. Cumhuriyetten sonra ise bu oranlarda büyük bir değişme olmuş İstanbul doğumluların oranı %29, Anadolu doğumluların oranı ise %67 olmuştur. Bu bize Türk edebiyatının halkçı bir nitelik kazandığını göstermez mi?

Bu parçada yazar Türk edebiyatının halkçı bir kimlik kazandığını kanıtlamak amacıyla sayısal verilerden yararlanmıştır.

Örnek: 6

İstatistikler, 'okumuyoruz' algısını çürüttü. Geçen yıl üretilen kitap sayısı 480 milyon 257 bin 824 olurken, e-kitap satışları yüzde 100 arttı. Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Kenan Kocatürk, kişi başına üretilen kitap sayısının 6,4 olduğunu belirterek, bu verinin, "Türkiye kitap okumuyor" şeklindeki algıyı yıktığını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl Türkiye'de 42 bin 626 yeni kitap basıldı. Yeni yazılıp basılan 42 bin 626 kitabın, 14 bin 726'sını edebiyat ve retorik, 14 bin 542'sini toplum bilimleri, 2 bin 826'sını din, 2 bin 867'sini tarih ve coğrafya, bin 933'ünü psikoloji, 651'ini dil ve dil bilimi, 656'sını doğa bilimleri ve matematik, 2 bin 104'ünü teknoloji, bin 420'sini güzel sanatlar ve 901'ini genel konularda yazılan eserler oluşturdu. (milliyet.com.tr)

Örnek: 7

Türkiye'de çalışan kesimin az mesai yaptığı fikri bir safsatadan başka bir şey değildir. İnsanlarımızın çalışmada dünya standartlarından daha fazla çalıştığı tartışma götürmez bir gerçektir. İnsan kaynakları danışmanlık firması Mercer'ın, çalışanların gerçekte ne kadar zamanlarını iş yaparak geçirdiklerini ölçmek amacıyla gerçekleştirdiği Haftalık Çalışma Saatleri Analizinde, yıllık izin politikalarının dışında 16 ayrı ülkenin haftalık çalışma saatleri karşılaştırıldı. Analizde değerlendirilen haftalık çalışma saatlerinde Fransa, 35 saat ile en alt sınırdaki ülke oldu. Almanya, Fransa'yı 38 saat ile takip ederken, Çin, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Japonya, Meksika ve ABD'de haftalık çalışma saati 40 olarak belirtildi. Analiz sonucunda, 45 saat ile Avrupa ülkeleri ve ABD'nin üzerinde çalışma periyotuna sahip Türkiye'yi, bölgesel farklılıklar gösteren Avustralya ve Kanada, 44 saati aşmamak kaydıyla Brezilya ve 45 saati aşmamak kaydıyla Güney Afrika'nın izlediği görüldü. (ntv.com.tr)

Örnek:8

Altın oran, diğer adıyla PHI sayısı 1.618’dır. Pi sayısı gibi kendini devreden bir yapıya sahiptir. Altın oran, ilk önce MÖ 300'lü yıllarda Yunan matematikçi Öklid tarafından tanımlanmışsa Pisagor’un takipçileri tarafından muhtemelen iki yüzyıl önce bilinmekteydi. Öklid bu oranı iki eşit olmayan parçaya bölünen doğru cinsinden tanımlamıştı. Eğer uzun parçanın kısa parçaya oranı, bütün doğrunun uzun parçaya oranına eşit ise, doğru altın oranda bölünmüş demektir. Sayısal olarak bu oran; 1,6180339887? şeklindedir.

Örnek:9


Önemli şekilde kütlesel tür kaybının görüldüğü yerlerin başında tropikal ormanlık bölgeler gelir. Bu bölgeler yeryüzünde en hızlı tahribata uğrayan habitatlara sahip olmaları yanında en geniş çapta tür kaybının da görüldüğü bölgelerdir. Bugün bazı bilim insanlarının görüşlerine göre yeryüzündeki tür sayısı 30 ila 100 milyon arasındadır. Bazılarına göre ise bu sayı 10 milyon kadardır. Ve en az 6 milyon tür, yeryüzünde karaların % 6'sı kadar olan bir alandaki nemli tropikal ormanlarda yaşar. Son yapılan araştırmalara göre, her sene bu ormanlarda yaklaşık 150 bin km2 alan açılarak orman tahribatı meydana geliyor.

SON EKLENENLER

Üye Girişi