Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

 

 

İçimizdeki zenginlik: Mustafa Kutlu

Büyülü Dünya ve gezgin çocuk

Mustafa Kutlu 6 Mart 1947'de Erzincan'ın Ilıç ilçesine bağlı Kuruçay nahiyesinde doğar. Çocukluğu, babasının işi nedeniyle dolaşmakla geçer. Bu gezginlik 1953 yılında, babasının emekli olup Erzincan'a yerleşmesiyle sona erer. Çocuk Kutlu, hayatının bu devresinde, yeni yerlerle tanışır. Kemerik'te, "bâkir tabiat ortasında yalnız bir çocuktur." Bir kır evinde oturur, toprakla hemhal olur, börtü-böceğin ismini ezberler. Cebesoy İstasyonu'nda "karatiren"lere âşık olur. Fırat'ı tanır. Karanlık geceleri süsleyen tiren düdüklerini ve kurt ulumalarını. Gazocağı, radyo ve onların büyüsü süsler çocuk dünyasını. Hikâye böyle başlar…

Kütüphaneden futbola

Kutlu, ilk arkadaşlarını yeni taşındıkları Erzincan 'da edinir ve onlarla kapıla­rı kitaplara açılan bir dünya kurar. İki arkadaşı vardır: Ercüment ve Çağlayan. Bu arkadaşlarıyla kendilerine göre bir kütüphane kurar; orada, kitap okur, Kara­göz oynatır, tiyatro denemelerinde bulunurlar.

Daha sonra Atalay'la tanışır. "Mahallenin tek meşin topu onundur; daha da önemlisi, haftalık Pekos Bil dergisine abonedir." Atalay'ı kaptan yapıp tek kale maç yaparlar. (Meşin top önemlidir çünkü o yıllarda top günümüzdeki kadar yay­gın değildir. O yılların çocukları barut torbalarının içini doldurarak elde ettikle­ri toplarla oynarlar futbolu.)

İlkokul üçüncü sınıfta da savcının oğlu Tunç ile tanışır. Tunç'ta da Kutlu'nun rüyalarım süsleyen kalemlerden bir takım boya kalemi vardır. Hikâye kütüphane­den futbola doğru evrilir...

Zor yıllar; 35 kuruşa sinema, sağ haflık ve Yılmaz abi

Ortaokul ikinci sınıftayken babasını kaybeder. Annesine yardımcı olmak için yazları sebze halinde çalışır. "Karpuz indirir ve kasa başına yüz para olmak üze­re domates dizer." Sinemayla da bu yıllarda tanışır. Tercihi yerli filmlerdir. (O günlerde bir filmi 35 kuruşa seyrederler ve film seyredecek sinema salonları var­dır). Yine bu yıllarda futbola merak sarar. Mahalli Lig'de futbol oynar (sağ hal). Bu merakı bu güne kadar devam eden Kutlu, Yeni Şafak'ta futbol yazıları yazmak­ta ve sıkı bir Fenerbahçeli olarak bilinmektedir. Fenerbahçeli olmasını mahalle­nin bıçkınlarından "Yılmaz abi"ye borçludur. Yılmaz abi'nin süslü bir bisikleti vardır ve o bisiklete binmek için Fenerbahçeli olmak şarttır. Liseye başladığı yıl­larda, kimsenin tesiri olmaksızın namaz kılmaya başlar. Hikâye derinlik kazanır...

Erzurumlu yıllar; Hareketli yıllar

1963 yılında liseyi bitirir. Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmek ister, tam kay-dolacakken bundan vazgeçer. Güzel sanatlar iyidir ve fakat oranın atmosferi Kut­lu'nun bünyesine pek uyacak gibi değildir. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 'ne kaydolur. Burada yeni ve değişik bir dünya ile karşılaşır; halk kültü­rünü temsil eden İsmail Usta, Hatem Em(m)i, Meddah Behçet Efendi ve sahasın­da kendini ispatlamış Orhan Okay, Kaya Bilgegil, Niyazi Akı, Selahattin Olcay gi­bi hocalarla tanışır. Resim merakı bu yıllara kadar devam etmiştir. İki arkadaşıy­la birlikte Halk Eğitim Salonu'nda bir resim sergisi açar.

"O"

Bir gün Orhan Okay Hoca'nın odasında hareket dergisinin sahibi Ezel Erverdi'yle karşılaşır. Bu karşılaşma Mustafa Kutlu'nun yeni ufuklara açılmasını sağlar çünkü Ezel Erverdi Mustafa Kutlu’nun “desensiz mesensiz” diye eleştirdiği Hareket’e desen göndermesini ister. Gönderilen ilk desen Hareket’in 28. Sayınsının kapağında yayımlanır. Fakat. Kutlu'nun bu dergide daha çok hikâyeleri yer alır(öne çıkar). Uzunca bir süre, desenleri ve özellikle de hikâyeleri bu dergide gözükür. Yayımlanan ilk hikâyesinin adı "O..."dur. (Hareket sayı: 29 Mayıs 1968).

Kısa süren memuriyet

Üniversiteyi 1968 yılında bitiren Kutlu, 1969 yılında. Erzincan'da Sevgi Hanım'la evlenir. Evlilikle beraber mesleğine, öğretmenliğe başlar. Tunceli ve İstanbul Vefa Poyraz Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yapar. 1974 yılında öğretmenliği bırakır. 1979-1982 yılları arasında Hareket'in yazı işleri müdürlüğünü yapar Kutlu'nun hikâyeleri, desenleri ve diğer yazılar Hareket'in yanı sıra, Adımlar dergide şiirleri de vardır, 1970-1972), Düşünce, Hisar, Türk Edebiyatı. Yöneli gibi dergilerde yayımlanır. Bu yıllarda hikâyeleri kitaplaşmaya devam eden Kutlu, Yoksulluk İçimizde (1981) ve Ya Tahammül Ya Sefer (1983) ile Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "Yılın Hikâyecisi" seçilir. Hikâye yazılmıştır...

Hareket'ten Dergâh'a; İçimizdeki yoksulluktan Sır'ra

Bunların yanı sıra Kutlu, 1977'de kurulan Dergâh Yayınları'nda da çalışmaktadır. Bu yayınevinin yayımladığı sekiz ciltlik Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedi'nin 2. cildinden itibaren yayım yönetimini üstlenir, bu ansiklopediye madde yazar. Bir taraftan da yayımlanan birçok kitabın kapak tasarımını yapar, çeşitli kitapların hazırlanmasına katkısı olur, öte yandan da hikâyelerini yazmaya ve yayımlamaya devam eder. Kendi ifadesine göre hikâyelerini bir oturuşta; kahvehanelerde yazar. Yazdığı hikâyelere daha sonra müdahale etmeyi sevmez.

Dergâh’ın doğuşu

1990 yılında, arkadaşlarıyla, Sultanahmet'teki Derviş Çay Bahçesi'nde bugün yüzüncü sayıyı aşmış olan Dergâh dergisinin çıkmasını kararlaştırırlar. Kutlu derginin yazı işleri müdürü olur. Yazıları ve hikâyeleri bu dergide de yayımlanır. Dergi ve yayınevi işlerinin yanı sıra Kutlu, İstanbul gezmelerinde bulunur (10 yıl) ve bu gezilerde edindiği intibaları Zaman gazetesinde, önce "Bir Demet İstanbul (1992) daha sonra da "Şehir Mektupları" (1993) başlığıyla yayımlar. Onunkisi yaşayan İstanbul'a, İstanbul'un problemlerine naif bir bakıştır ve "Şehrimizi tanımadan kendimizi, birbirimizi tanımamız zor'dur. "Hele sevmek büsbütün müşkül”dür. Bu yazıların bir kısmını "Şehir Mektupları" adıyla kitaplaştırır (1995)

Gazeteci, yazar ve televizyoncu

Kutlu, gazete yazılarına Yeni Şafak'ta devam eder. Yeni Şafakla yazdığı futbol yazıları yüzünden ilginç tepkiler alır. O hikâyeci Mustafa Kutlu'dur ve bazı okuyucuları futbol yazılarına devam etmesi halinde kitaplarını yakacaklarını bildirirlerse de bu yazıların devam ettiğini görürüz. Ekrem Işın ile beraber Kanal 7 Televizyonunda “İstanbul Tekkeleri” adıyla bir program yapar.(Kutlu Kanal 7’de danışmanlık da yapmaktadır.) Büyük emek verdiği ve “Çölde açılan şemsiye” olarak nitelediği Dergâh dergisindeki yönetimiyle Türkiye Yazarlar Birliği tara­fından "En İyi Dergi Yönetimi"yle ödüllendirilir (1997). Son zamanlarda eski sevdası resme yeniden başlar. Ve hikâye burada bitmez...

(Hakkı YANIK, Mustafa Kutlu Dosyası, Dergibi, 22 Eylül 2001)

SON EKLENENLER

Üye Girişi