Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

DİVAN-I HİKMET

Türkistan'ın büyük velisi Ahmed Yesevi'nin (ölümü:1166) dile getirdiği "hikmet" adı verilen şiirlerini bir araya getiren şiir antolojisine verilen özel isimdir. Türk edebiyatı tarihinde "Divan-ı Hikmet in önemi İslamiyet’ten sonraki Türk Edebiyatı'nın daha önce yazılan Kutadgu Bilig'den sonraki bilinen en eski örneklerinden biri ve tasavvufi Türk edebiyatının ilk eseri oluşundan daha fazla Türk dünyasında meydana getirdiği tesirlere dayanır.

İlk kez 12. yüzyılda kitap haline getirildiği düşünülen Divân-ı Hikmet önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise taş basması tekniği ile çoğaltılmıştır. Bilindiği kadarıyla son iki yüz yıl içinde on yedi kez Taşkent'te, dokuz kez İstanbul'da, beş kez Kazan'da ve birer kere de Buhara ve Kazan'da matbu olarak yayınlanmıştır. Yakın tarihlerde Türkiye'de "Divan-ı Hikmet'ten Seçmeler" adı ile yetmiş adet hikmetten müteşekkil ve Prof. Dr. Kemal Eraslan tarafından hazırlanan bir eser T.C. Kültür Ba­kanlığı tarafından iki kez basılmıştır. Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vaki; tarafından ilk kez 1993 yılında yayınlanan Divan-ı Hikmet'te ise yüz kırk dört adet hikmet yer almakta dır. Bu Divan-ı Hikmet nüshası Türkiye Diyanet Vakfı yayınevlerinden temin edilebilir.

Eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni imkânlar Divan-ı Hikmet'in Türk Cumhuriyetleri'nde yeniden gün ışığına çıkmasını sağlamış ve Özbekistan'da Divan-ı Hikmet'in Kiril harfli iki yeni baskısı yapılmıştır. Kazan baskısı esas alınarak Resul Muhammed Aşurbay-oğlu tarafından hazırlanan ve 1992'de Taşkent'te Kiril harfleri ile neşredilen Divan-ı Hikmet kitabının baskı adedi tam beşyüzbin adettir. Divan-ı Hikmet yine 1992 yılında Türkmenistan'da "Medine'de Muhammed Tür­kistan'da Hoca Ahmed" adı ile elli bin adet olarak basılmıştır. Son olarak hikmetlerden bir kısmını içe­ren ve "Akıl Kitabı" adı ile basılan bir yayın da Kazakistan'da 1994 yılında yayınlanmıştır. Bu kitapların toplam baskı adedi dikkate alınırsa neredeyse Türkistan'daki her yüz kişi için bir Divan-ı Hikmet basımı söz konusu olmaktadır.

 

Divan-ı Hikmet'in Özellikleri

  • Mutasavvıf Hoca Ahmet Yesevi tarafından 12. yy.da yazılmıştır.
  • İlâhî aşkın, ibadetin, cennetin vb. konu edildiği didaktik bir eserdir.
  • Tasavvufî halk şiirinin ilk örnekleridir.
  • 7'li ve 12'li hece ölçüsüyle yazılmıştır. Daha çok yarım kafiye ve bazen de sadece redif kullanılmıştır.
  • Dörtlükler halinde yazılmıştır. Dörtlüklerin adı eserde "hikmet”tir.
  • Tasavvufi bir eserdir.
  • Dili oldukça sadedir.
  • Sanat endişesi güdülmeden yazılan eserin lirizm yanı zayıftır.
  • Hikmetler Hakaniye Türkçesi özellikleri göstermektedir.
  • Aruz ölçüsüyle yazılan eserde değişik kalıplar kullanılmıştır.

 

ÖRNEK PARÇA

Her subh-dem nida kildi kulakımga

zikr ayt didi zikrin aytıp yördüm muna

ışksızlarnı kördüm irse yolda kaldı ol

sebebdin ışk dükkânın kurdum muna

 

on altımda barca ervah ülüş birdi

hay hay sizge mübarek dip âdem kildi

ferzendim dip boynum kuçup könglüm aldı

on yitimde türkistanda turdum muna

 

hoş gayibdin kulakımga ilham kildi

ol sebebdin hakka sıgnıp kildim muna

barca büzürg yıghp manga inam birdi

ol sebebdin hakka sıgnıp kildim muna

 

min yigirme iki yaşda fena boldum

merhem bolup çm derdlikke deva boldum

yalgan âşık çm âşıkka güvâh boldum

sebebdin hakka sıgnıp kildim muna

 

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE

Sabahları kulağıma nida geldi:

"Zikr et!" dedi, zikrini deyip yürüdüm işte,

aşksızları gördüm ise, yolda kaldı;

o sebebten aşk dükkânını kurdum işte.

 

On altımda bütün ruhlar nasip verdi;

"Size mübarek olsun" diyerek Âdem geldi;

"Evlâdım!" deyip, boynuma sarılıp gönlümü aldı,

On yedimde Türkistan'da bulundum işte.

 

Hoş gaipten kulağıma ilham geldi;

O sebebten Hakk'a sığınıp geldim işte.

Hep ulular yığılıp bana nimet verdi;

O sebepten Hakk'a sığınıp geldim işte.

 

Ben yirmi iki yaşta fâni oldum;

merhem olup gerçek dertliye deva oldum;

sahte âşığa, gerçek âşığa tanık oldum;

0 sebepten Hakk'a sığınıp geldim işte.

 

 

ÖRNEK PARÇA -2

Eyâ dostlar kulak salıng uyduğumga 

Ne sebebdin altmış üçde kirdim yirge 

Mirâc üzre hak mustafâ ruhum kördi 

Ol sebebdin altmış üçde kirdim yirge

 

Altmış birde sermende min ilâhımdın 

Eyâ dostlar kop korkar min günâhımdın 

Candın kiçip penâh tiley hudâyımdın 

Bir ü barın dîdârıngnı körer min mü

 

Altmış iki yaşda Allah pertev saldı 

Başdın ayağ gafletlerini rehâ kıldı 

Can u dilim saki u huşum Allah didi 

Bir ü barın dîdârıngnı kö'rer min mü

 

Altmış üçde nida kildi kul yirge kir 

Hem cânıng min canânıng min cânmgnı bir 

Hû şemşîrin kolğa alıp nefsingni kır 

Bir ü barın dîdârıngnı kö'rer min mü

 

 

Günümüz Türkçesiyle:

Ey dostlar, kulak verin dediğime, 

Ne sebepten altmış üçte girdim yere? 

Miraç üstünde hak Mustafa ruhumu gördü, 

O sebepten altmış üçte girdim yere.

 

Altmış birde utanmışım ilahımdan; 

Ey dostlar, çok korkarım günahımdan; 

Candan geçip penah dileyim Allahımdan; 

Bir ve varın (Allah), didarını görür müyüm?

 

 

Altmış iki yaşta Allah ışık saldı; 

Baştan ayağa gafletlerden kurtarıverdi; 

Can ve gönlüm, akıl ve idrakim "Allah!" dedi; 

Bir ve varın, didarını görür müyüm?

 

Altmış üçte nida geldi: Kul yere gir; 

Hem canınım, cananınım, canını ver; 

Hû kılıcını ele alıp nefsini kır! 

Bir ve varın, didarını görür müyüm?

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi