Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

(XII. yüzyıl)Atebetü'l-hakâyık adlı meşhur eserin müellifi, şair.

Yaşadığı dönem ve çevreyle ilgili ye­terli bilgi yoktur. Eski kaynaklarda hak­kında sadece menkıbevî mahiyette bazı rivayetlere rastlanmaktadır. Bunlardan anlaşıldığına göre Edib Ahmed Arapça ve Farsça bilen, tefsir ve hadis gibi İslâmî ilimleri tahsil etmiş, takva sahibi, âlim, fâzıl bir şairdir. Onun hakkındaki menkıbeler, şöhretinin XV. yüzyıl sonla­rına yani Ali Şîr Nevâî (ö 906/1501) za­manına kadar sürdüğünü göstermekte­dir. Nitekim Nevi’nin Nesûyimü'l-mahabbe adlı eserinde Edib Ahmed'in as­len Türk ve doğuştan kör olduğu, din­dar ve zeki bir insan olarak tanındığı, Bağdat'ın dışında uzak bir yerde otur­duğu, her gün yürüyerek gelip İmâm-ı Âzam'ın (ö. 150/767) derslerine devam ettiği ve İmâm-ı Âzam tarafından çok takdir edildiği belirtilmektedir. Gerçek­le ilgisi bulunmayan bu rivayet, Edib Ah­med'in dinî kimliğinin ve bilgilerinin halk arasında İmâm-ı Azam'a talebe olacak kadar yüksek görüldüğü şeklinde değer­lendirilebilir.

Atebetü'l-hakâyık'ta Edib Ahmed'in adı, hayatı ve şahsiyetiyle ilgili bazı bil­giler vardır (DİA, IV, 50-51). Ayrıca ese­rin sonunda, Emîr Arslan Hoca Tarhan tarafından yazılan on beyitlik bir man­zumede Edib Ahmed'in doğuştan kör ve babasının adının Mahmud olduğu kay­dedilmekte, doğum yerinin bugünkü Tür­kistan'da Taşkent civarında, mevkii kesin şekilde ispat edilemeyen Yüksek kasabası olduğu belirtilmektedir. Yine aynı manzumede eserin "Kâşgarî til" ile yani Karahanlı Türkçesi'yle yazıldığı ifa­de edilmektedir.Bütün bu bilgilere göre Edib Ahmed'in XII. yüzyılda yaşamış bir Türk edip ve âlimi olduğuna kesin gözüyle bakılmak­tadır. Atebetü'l-hakâyık'i yazmadan önce de "Edib" sıfatını taşıdığı anlaşıl­makta, ancak başka herhangi bir eseri bilinmemektedir.Güçlü bir şair olmayan Edib Ahmed'in eserini yazarken büyük ölçüde Kutadgu Bilig'in tesirinde kaldığı belli olmak­tadır. İslâmî bilgileri öğretmek maksa­dıyla yazılmış mısralarında daha çok di­daktik bir üslûp hâkimdir. Ağızdan ağıza yayılan şiirlerinde ise hikmetli ifade­ler göze çarpar.

BİBLİYOGRAFYA :

Edib Ahmed Yüknekî. Atebetü'l-hakâyık (nşr. Reşid Rahmeti Arat), İstanbul 1951; Ali Şîr Nevâî, Nesâyim, s. 390-391; Köprülü, Türk Ede­biyatı Tarihi (1926), istanbul 1981, s. 173-178; a.mlf., "Hibetü'l-hakâyık", MTM, V (1915). s. 369-380; Ahmet Bican Ercilasun. "Edib Ah­med Yüknekî ve Atabetü'l-Hakayık", Büyük Türk Klâsikleri, I, 158, 159; Necib Âsim [Ya­zıksız], "Uygur Yazısı İle Hibetü'l-hakâyık'm Diğer Bir Nüshası", TM, I (1925). s. 227-233; Tuncer Gülensoy, "Edib Ahmed b. Mahmud Yüknekî", TDEA, II, 450; a.mlf., "Atebetü'l-hakâyık", DİA. IV, 50-51; Günay Kut, "Ali Şîr Nevâî", a.e., II, 451.

Tuncer Gülensoy, DİA. Cilt.

SON EKLENENLER

Üye Girişi