BÎ-NİYÂZ-I TÂC-I DEVLETDÜR SER-İ ABDÂL-İ AŞK - ŞEYHÜLİSLAM BAHÂÎ
GAZEL
Bî-niyâz-ı tâc-ı devletdür ser-i abdâl-i aşk
Fark-ı ehl-i derde besdür sâye-i ikbâl-i aşk
Nâlesün âşık niçin eyler hem-âheng-i niyâz
Arz-ı hâl-i zâra yetmez mi lisân-ı hâl-i aşk
Mahrem-i bezm-i visâl olsa yine pervâne-veş
Vâkıf-ı âz-ı niyâz etmez zebânın lâl-i aşk
Lâne-i dilde aceb bilsem nice eyler karâr
Âteş-i dil-sûzdan yanmaz mı perr ü bâl-i aşk
Hiçe satmışken metâ’-ı cânını oldun yine
Ey Bahâyî şerm-sâr-ı hıdmdet-i dellâl-ı aşk
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Aşk ehlinin başı, maddî âlemin tacına muhtaç değildir. Onun başına aşk derdiyle gelen saadetin gölgesi yeterlidir.
Âşık niçin feryat eder, yalvarır, bir şeyler ister? Hâlbuki ağlayıp inleyenin durumunu anlatmaya ‘hâl dili yetmez mi?
Aşk ile dilsiz hâle gelmiş insan vuslat meclisine girince tıpkı pervâne gibi bildiği sırları dile getirmez. Bu sırları dilinden bile saklar.
Acaba aşk (kuşu) gönül yuvasında nasıl karar kılar nasıl barınır? Gönlü yakıp kavuran ateşten onun kolu kanadı yanmaz mı?
Ey Bahâyî aşk tellalı can malını yok pahasına sattı. Ama yine de sen bu yaptığı hizmetten ötürü ona borçlu durumdasın.
İLGİLİ İÇERİK
ŞEYHÜLİSLÂM BAHÂYÎ - DAĞITTIN HAB-I NAZ-I YARİ EY FERYAD NEYLERSİN İNCELEME