Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş

(ö. 749/1348-49'dan sonra) Mutasavvıf şair.

Anadolu sahası Türk edebiyatının ilk şa­irlerindendir. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. M. Fuad Köprülü, Şeyyad Hamza'yı XIII. yüzyılda yaşamış bâtınî babalardan biri olarak tanıtır. Şeyyad lakabının şehir­den şehire gezen Kalenderi, Haydarî, Babaî gibi bâtınî zümrelere mensup bir nevi "serseri derviş" (Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 262; KCs.A, 1/3 [1922]. s. 183-184) ve "yalancı; mutrip" (Uzluk, VII/4 (1949), s. 591) gibi anlamları üzerinden onun kim­liği tartışılmışsa da bugün artık Şeyyad'ın, XIII-XIV. yüzyıllarda Mevleviler arasında yüksek sesle manzumeler teganni eden bir tür okuyucu (gûyende) olduğu bilinmek­tedir (/A, XI, 493). Şairin Ahvâl-i Kıyamet adlı eserinin sonunda Sultan Veled'den bah­setmesi (Durmaz, s, 55) ve adı bilinme­yen Mevlevî şairlerinden birinin Şeyyâd-ı Mevlevi diye anılması da (Dasitan-ı Maktel-i Hüseyin, Millî Ktp., nr. A 8294/2) aynı görüşü desteklemektedir. Bu husus, Lâmiî Çelebi'nin Letâifnâme'sindeki bazı müstehcen fıkralarda adı geçen Şeyyad'ın Şeyyad Hamza olamayacağına da işaret kabul edilmektedir.

Akşehir Mezarlığı'nda tesbit edilen bir mezar taşı Şeyyad Hamza'nın Aslı Hatun adında bir kızının olduğunu göstermek­tedir. Taşın üzerindeki 749 (1348) tarihi şairin meşhur mersiyesinin yazılış tari­hiyle aynıdır. Bu da Şeyyad Hamza'nın anı­lan tarihte hayatta bulunduğunu ve söz konusu mersiyeyi muhtemelen veba sal­gınında ölen kızı için yazdığını göstermektedir. Kızının mezar taşı, Şeyyad Hamza'­nın da Akşehir civarında yaşamış olabilece­ğine işaret etmektedir. Bu durum, kendi­sinden yetmiş yıl kadar önce aynı bölge­de yaşayan Nasreddin Hoca ile (ö. 683/ 1284 |?|) Şeyyad'ın bazı fıkralarda bir ara­da zikredilmesini daha kolay açıklamakta­dır. Şairin Vefât-ı Hazret-i Muhammed aleyhi's-selâm adlı eserindeki bazı ifa­delerden kızının yanı sıra oğlunu da kay­bettiği anlaşılmaktadır.

Şeyyad Hamza'nın şiirleri onun Arap­ça, Farsça bildiğini ve İslâm kültürüne vâ­kıf olduğunu göstermektedir. Şairin dört­lük, mesnevi, kaside ve gazel tarzındaki şi­irlerinin hemen hepsi dinî-tasavvufi içerik­li olup münferit şiirlerinin yarıya yakını ölüm temasını işlemektedir. Hz. Peygamber'e duyduğu derin sevgi ve dönemin idareci­lerine karşı beslediği öfke onun şiirlerinde öne çıkan diğer hususlardır.

Eserleri.

1. DestânYûsuf*. Yûsuf ve Züleyhâ hikâyesinin anlatıldığı eser Şey­yad Hamza'nın bilinen beş mesnevisinden en meşhurudur. Sanat kaygısından uzak, sade bir üslûbun hâkim olduğu eser 1529 beyitten oluşmaktadır. Sula Fakih'in aynı adlı eserinden özetlenerek kaleme alınmıştır. Eser Eski Anadolu Türkçesi'nin ku­ruluş dönemi özelliklerini yansıtır. Ayrıca ağız özellikleri, arkaik kelimeler ve deyim­ler bakımından dönemin en karakteristik mesnevisidir. Talat Tekin'in incelemesin­den sonra (Şeyyad Hamza'nın Destân-ı-Yusuf Mesnevisi Üzerinde Dil Tetkikleri, mezuniyet tezi, 1951, Türkiyat Araştırma Merkezi, T nr, 367) eser üzerine kapsam-11 dil çalışmaları yapılmıştır (Şeyyad Hamza, Yusuf u Züleyha [Destân-ı Yûsuf] Giriş-İnceleme-Metin-Dizinler, haz Osman Yıl­dız, Ankara 2008; İbrahim Taş, Yusuf ve Zeliha, İstanbul 2008; daha geniş bilgi için bk. Destân-ı Yûsuf, haz. Emin Eminoğlu, s. 184-186). Stephanie Bowie Thomas da üzerine bir yüksek lisans tezi hazırladığı eseri İngilizceye tercüme etmiştir (The Story of Joseph in Islamic Literature With on Annotated Translation of the Pre-Ottoman Destân-ı Yusuf by Şeyyad Hamza, New York, Colombia University, 1992). Mesnevi ayrıca Ümit Özgür Demirci ve Şe­nol Korkmaz tarafından neşredilmiştir (bk. bibi).

2. Dâsitân-ı Sultân Mahmûd. Yet­miş dokuz beyitlik bu mesnevide Gazneli Mahmud ile bir derviş arasında yapılan madde ile mâna mukayesesi anlatılmak­ta, Şeyyad Hamza'nın şiirlerinin çoğunda olduğu gibi burada da dönemin devlet adamlarının zulmüne göndermelerde bu­lunulmaktadır.

3. Ahvâl-i Kıyamet. Ese­rin müellifi ve yazıldığı dönem hakkında farklı görüşlerin olması iki ayrı metnin bu­lunduğunu göstermektedir. Şeyyad Ham­za'nın kaleme aldığı 289 beyitlik metin Şeyyad İsâ tarafından kelime kadrosu iti­bariyle değiştirilmiş ve buna elli beş beyit ilâve edilmiştir. Tek nüshası Ankara'da Millî Kütüphane'de bulunan (nr. 3772, vr. 69b-80b) eser üzerine Esra Durmaz yüksek lisans çalışması yapmıştır (Şeyyad Ham­za'nın Ahvâl-i Kıyameti, 1994, MÜ Türki­yat Araştırmaları Enstitüsü).

4. Mi'racnâme. Dili sade olan 545 beyitlik bu didak­tik mesnevi üzerine Gülten Feşel Güzelışık yüksek lisans tezi hazırlamıştır (Şey­yad Hamza: Mi'racnâme, 1996, MÜ Tür­kiyat Araştırmaları Enstitüsü).

5. Vefât-ı Hazret-i Muhammed aleyhi's-selâm. 483 beyitlik mesnevinin ilk 356 beyti Şey­yad Hamza'ya, geri kalan 127 beyti müstensihe aittir. Bu eser üzerine Fatma Tur­hal Güler tarafından yüksek lisans çalış­ması yapılmıştır (Vefât-ı Hazret-l Muham­med aleyhi's-selam, 1996, MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü). Şeyyad Hamza'­nın mesnevileri dışında bugüne kadar tes­bit edilen on altı parça şiiri Fuad Köprü­lü, Mecdut Mansuroğlu, Necmettin Halil Onan, Saadettin Buluç, Metin Akar ve Or­han Kemal Tavukçu tarafından yayımlan­mıştır (Merhan, sy. 14 [2006], s. 158-159). Bunlardan ikisi Şeyyad Hamza'nın lâdinî karakter taşıyan manzumeleri olarak su­nulmuştur (Onan, VII/4 11949], s. 529-534). Ancak bu manzumelerden ikincisi beşerî bir aşkı ifade ediyor intibaını vermekle bir­likte din dışı değildir. Zira bu şiirde Hz. Mu­hammed söz konusu edilmektedir. Dinî muhtevalı olan diğerlerinde ise dünyanın geçiciliğine dikkat çekilerek öğütler veril­mektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Şeyyad Hamza, Destân-ı Yûsuf (haz. Emin Eminoğlu), İstanbul 2008, s. 184-186; a.mlf., Yûsuf u Zelihâ (Destân-ı Yûsuf 'Aleyhi's-selâm ve hazâ ahsenü'l-kasasi'l-mübârek) Giriş-Metin-Günûmüz Türkçesine Aktarma-Dizin ve Sözlük-Tıpkıbasım (haz. Ümit Özgür Demirci - Şenol Korkmaz), İstanbul 2008, hazırlayanların girişi, s. 10-22; Mehmed Fuad Köprülü, Türk Edebiyat Tarihi (İstanbul 1926) (haz. Orhan F. Köprülü -Nermin Pekin), istanbul 1986, s. 262; a.mlf.. "Anatolische Dichter in der Seldschukenzeit, I. Sejjat Hamza", KCs.A, 1/3 (1922), s. 183-189; a.mlf., "Selçukîler Devrinde Anadolu Şairleri I: Şeyyad Hamza", TY, i (1340/1924), s. 27-33; Cem Dilcin, "XIII. Yüzyıl Metinlerinden Yeni Bir Yapıt: Ahvâl-i Kıyamet", Ömer Asım Aksoy Armağanı, Ankara 1978, s. 49-86; N. A. Anikeevoj, Sajjâd Hamza / Sejjad Chamza: Jusufi Zelicha, Moskva 1992; Esra Durmaz, Şeyyad Hamza'nın Ahual-t Kıyamet'i (yüksek lisans tezi, 1994), Mü Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, s. 55; Abdurrahman Güzel, Dinî-Tasauuufı Türk Edebiyatı, Ankara 2000, s. 184-186; Necmettin Halil Onan, "Şeyyad Ham­za'nın İki Yeni Gazeli Dolayısıyla", DTCFD, VII/4 (1949), s. 529-534; F. Nâfız Uzluk, "Şeyyad Sözü Hakkında Araştırma", a.e., VII/4 (1949), s. 587-592; Metin Akar, "Şeyyad Hamza Hakkında Yeni Bilgiler", MÜTAD, sy. 2 (1986), s. 1-14; M. Adamo-viç, "Ein Weiteres von Şeyyad Hamza", MT, XVII (1996), s. 87-102; Mustafa Çıpan, "Şeyyâd Ham­za'nın Hayatı, Eserleri, Edebî Şahsiyeti, Kaside­sinin İncelenmesi ve Onikinci Beytinin Şerhi", Yeni İpek Yolu, sy. 1, Konya 1998, s. 351-360; Mustafa Aça, "Şeyyad Hamza'nın Yusuf u Zü­leyha Mesnevisi ile Tatar Türklerinin Yosıf Kita­bı Üzerine Karşılaştırmalı Bir Bakış", Türk Dün­yası Dil ue Edebiyat Dergisi, sy. 17, Ankara 2004, s. 7-20; Orhan Kemal Tavukçu. "Şeyyâd Hamza'­nın Bilinmeyen Bir Şiiri Münasebetiyle", The In­ternational Journal of Central Asian Studies, X, Seoul 2005, s. 181-195; Aziz Merhan, "Şeyyad Hamza'nın Yeni Bir Şiiri", Dumlupınar Üniver­sitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sy. 14, Kütahya 2006, s. 157-171; Ömer Faruk Akün, "Şeyyâd", \A, XI, 493-497; Sadettin Buluç, "Şeyyâd Ham­za", a.e., XI, 497-499; Kathleen Burrill, "Şhey-yâd Hamza", El2 (İng), IX, 419-420; Halil Erdo­ğan Cengiz, "Şeyyad Hamza", TDEA, VIII, 152-

Orhan Kemal TAVUKÇU, İslam Ans. TDV.cilt:39

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi