Ata’mın Türküsü
Yine sessiz bir ekim akşamında,
Camlardan süzülen yağmur damlalarında
Yüzerken çocuk kalbimle,
Giriverdim Yemen’den içeri türkü eşliğinde
“Burası Muş’tur
Yolu yokuştur
Giden gelmiyor
Acep ne iştir?”
Diye babama sorduğum çok olmuştur.
Her defasında Ata’mızla söze başlar,
Samsun’da demir atar,
Oradan İzmir’e korkusuz gözlerle bakar,
Ve artık tüm damarlarda Cumhuriyet akar diye eklerdi.
Babam bu türküyü çok severdi
Bu o’nun türküsü derdi.
Ve kızıl bir güneşin Anadolu’yu boyadığı bir sabah
O, Tanyerini aydınlatıverdi diye devam ederdi.
Babam bu türküyü çok severdi
Kolay değil geçmişi unutmak derdi
Tüm umutlarımızın tükendiği bir anda
Postacı özgürlük getirdi
Uzun boylu, sarışın,
Deniz gözlü bir adamdan diye de eklerdi
Babam bu türküyü çok severdi
Bu bizim türkümüz derdi.
Bu topraklar hürriyet uğruna
Yürekleri sevgi dolu nice şehitler verdi.
Karargâhlarda ve savaş meydanlarında
O yüce komutanın da çizme izleri var derdi.
Babam bu türküyü çok severdi.
O’nun için, benim eşsiz Cumhuriyet’im derdi.
Eminim ki sevgili babam
Bu kutsal topraklar seni de bağrına bastığında
Yani Ata’mın yanına vardığında
Geçmişi tebessümle anıyor,
Geleceğe Kocatepe’den bakıyor,
Birlikte Yemen Türküsü’nü mırıldanıyorsunuzdur.
Ata’m da babam da bu türküyü çok severdi
Her duyduğumda onlar aklıma geldi.
Biliyorum artık Ata’m
Biliyorum artık babam
Yemene, Çanakkale’ye, Sakarya’ya gidenlerin özgürlük uğruna gittiğini
Kalanların emaneti her pahasına koruması gerektiğini,
Ekim akşamlarında sizsiz üşürken
Cumhuriyet’in sizi gönlüme düşürdüğünü
Biliyorum artık.
16.10.2004
Orhan Turhan
- << Önceki
- Sonraki