YAKDI BENİ KÜL İTDİ O MÂHUN GÜNEŞ YÜZİ - NEFİ
GAZEL
Mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün
Yakdı beni kül itdi o mâhun güneş yüzi
Oldı dil-i za’îf-i şikeste gül öksüzi
Bir gice yok ki çıkma tâ mâh u encüme
Âhumla âsumânun alışdı yüzi gözi
Âşık odur ki şu’le-i dâgıyle hôş geçe
Gam âlemünde bir ola giceyle gündizi
Rez duhterine sübhâ-i sad-dâneyi satup
Sûfî de yüzsüz oldı görünce o yüzsüzi
Nef’î esîr-i bâde giriftâr-ı aşkdur
Sûz u safâdan olmasa hâlî n’ ola sözi
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
O ayın, güneşe benzeyen yüzü beni yaktı, kül etti. Kırık ve yaralı gönlümü gül öksüzü etti.
Bir gece geçmiyor ki âhım aya ve yıldızlara ulaşmasın. Âhımla gökyüzü artık yüz göz oldular.
Âşık ona derler ki yarasının parıltısıyla teselli bulsun ve gam âleminde o parıltı gecesini gündüz haline getirsin.
Artık sofu da yüz taneli tesbihini üzümün kızına(şaraba) sattı böylece o yüzsüzü görüp sofu da yüzsüz oldu.
Nef’î şaraba ve aşka esir olmuştur. Ateşten ve mutluluktan uzak olursa onun sözlerinin ne değeri kalır.
İLGİLİ İÇERİK
NEFİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
NEFÎ (Ö. 1635) - KASİDE VE GAZEL