Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

ÖYKÜLEYİCİ ANLATIMA ÖRNEK METİNLER

ANNEMİN MUTLULUĞU

Eve yaklaştıkça sevincim arttı. Bu sevinç artması anneme söyleyeceğim sözlerden ileri geliyordu. Bu sözler pek önemliydi. O zaman çocuk akıllı olduğum halde kendimi dünyanın akıllıları arasında görüyordum. Ne zannettiniz ya? Ben öğrenimimi bitirdim. Sekiz sene okulun içinde, çiçekli bahçesinde çalışarak, inleyerek sıkıldım. Ah!... O bina benim çocukluk günlerimin çalışmalarına, sevinçlerine da­yandı.

Ne ise evin kapısı önüne geldim, sevinçten tokmağını hızla vurmuşum. Odada oturanların hepsi fırlamış. "Kim o?" diyen diyene.

Açtılar, gururlu tavrımı bozmayarak annemin yanına geldim, elini öptüm. Titrek bir sesle dedim ki:

- Anne yüzünü kara çıkarmadım, şimdi rahat ol!

Koca kadın... Beni öpmek için ayağa kalkmaya davrandı, sinirleri gevşemiş, gözlerinde yaş dam­laları olduğu halde beni yanına çağırdı. Eğildim, öptü. Analığa mahsus olan bir şefkat bakışıyla beni süzerek:

-Aferin!... dedi.

Bana bu ödül yetmez mi? Zaten bundan büyüğünü tasavvur edemem. Yok yok daha büyüğü var. Onu ben şimdi biliyorum.

Annemde benim için yeni bir düşkünlük hâsıl oldu. Odada ayağa kalksam, "Nereye?" diye soru­yor. Ben bu düşkünlüğü anladım. Ah! Pek ziyade sevindi, koltukları kabardı. Artık dalı büyüdü. Aile ağacı daha fazla yeşillendi. Akşam namazını beraber kıldık. Ben artık koca adam olduğumdan odama Çekildim. Bir müddet sonra uyudum.

İki üç saat geçmiş olmalı, uyandım. Evimin o kâğıt kaplı duvarlarını görerek sevindim. Saate bakmak için dışarıya çıktım, annemin odasında ışık var. Acaba ne yapıyor? Saat da iki. Hasta mı ol­du? Kapısını açtım.

Ah! O yüksek kalp de sabaha kadar secde ederek Allah'ın lütfuna teşekkür ediyor. İlerde, yüksek Mevkilere geçmem için içten yalvarışlarını Mevlâ önüne bırakıyor, bana hayır dua ediyordu. Gözlerim dolu olarak odama çekildim. Yatağa atılarak gözyaşları arasında uyudum.

Ahmet Rasim, Falaka Ve Geceler,

İnkılâp Kitabevi, İstanbul 1989,s. 87.

 

İKİ YOLCU

Bir zamanlar bir yolcu dağların derinliklerinde, kalın bir kar tabakasıyla kaplı az kullanılan bir pati­kada tek başına yürüyordu. Kar giderek daha derinleşiyor, yol giderek daha tehlikeli olmaya başlıyor­du. Sonunda yolcu soğuğa dayanamayacak hale geldi ve yere yığıldı. Şansı varmış ki, aynı yoldan ikinci bir yolcu geçti ve diğerinin durumunu görünce çok üzüldü. Onu kaldırdı ve kendine getirecek bir şeyler verdi. Daha sonra ilk yolcu, yeni gelenin elini ellerinin arasına aldı ve ona olan borcunu yaşadığı sürece unutmayacağına dair yemin etti. Diğeri hafifçe gülümsedi ve bir şey söylemedi. İlk yolcu, daha sonra eve ulaştığında bu olanları herkese anlatacağını söyledi. Bu insancıl davranışı her tarafta anla­tacak, geleceğe kalması için yazıya ve dizelere dökecekti. Diğeri bir kez daha gülümsedi ve bir şey söylemedi.

Birlikte yollarım hızla devam ettiler ama patika gittikçe daha tehlikeli bir hale geldi, kar derinleşti ve yolculardan biri tökezledi. Bir çığlık atarak yanındakinin elini kavradı ve ikisi birlikte dipsiz bir uçu­ruma yuvarlanıp kayboldular. On bin yıl da geçse, hiç kimsenin onların yazgısından haberi olmayacak -hele ikinci yolcunun büyük iyiliğinden.

KUNİKİDA DOPPO

 

YUVA

Bir zamanlar bir çift güvercin, boş bir barakada, bir çobanın bıraktığı yerde, bir direkten sarkan açık bir şemsiye keşfettiler. Mevsimlerden bahardı. Bu siyah ağın içinde yuvalarını kurdular. Cereyanlı çatının altındaki rüzgâr şemsiyeyi sallıyordu, ama başka hiçbir şey ne onları, ne yumurtalarını, ne de ilk çıkan civcivlerini rahatsız etmedi.

İlk çift yavru uçmayı öğrendi ve çevredeki kırlık alanda giderek daha uzaklara gitmeye başladılar, ta ki bir gün kendi başlarına uçarken yağmur yağmaya başlayana dek hiçbir güçlükle karşılaşmadılar. Onlarla evleri arasında bir düzine şemsiye açıldı. Birden onlara sanki ters uçuyorlarmış gibi geldi. Sanki ışığın ters yüzünde olduklarını apansız öğrenmişler gibi, dehşete kapılmışlardı. Ters uçmaya başladılar ama yere çakıldılar. Orada da, başlarını kaldırıp sürekli bir şeylerin düşmesini bekleyerek dolaşan hayvanlar onları yakalayıp yedi.

Aynı yuvada yetişen sonraki güvercin çifti de aynı yazgıyı paylaştı. Sonraki, sonraki ve daha son­ra gelen nesiller de. En sonunda anne ve baba artık yeni yavrulara sahip olamayacak kadar yaşlandı­lar.

"Bu yuva da artık pek bir işe yaramayacak." dediler. Yıllar boyunca biriken saman ve pislik şem->siyenin kumaşını çürütmüştü ve yalnızca iskeleti kalacak şekilde parça parça olmuştu.

Biri, "Bir tanesi bile geri dönmedi." dedi.

Diğeri, "Sanırım doğal bu" diye yanıtladı. "Kendi ailelerini kurmaları gerekiyordu. Buralarda bulu­nan tek yuva bu."

Birincisi, "Evet, "dedi, "böyle bir yuva bulmak için çok uzaklara uçmaları gerekmiş olabilir."

W.s.MERWİN

 

Öyküleyici paragraf

1. Dağın hemen dibinde, gümüş dere, vadi boyunca gürül gürül akıyordu. Onun yanında ve onun gibi kıvrıla kıvrıla bir yol uzanıyor, bir dağın arkasında çayla birlikte bu yol da kayboluyordu. Karşı kıyı dik ve ormanlıktı. Ormanlar hemen oradan başlıyor ve dağların karlı tepelerine kadar uzanıyordu. En yüksek yerlere kadar çıkan ağaçlar çam ağaçlarıydı. Karların ve kayaların arasından yükselen uçları küçük kara fırçalar gibi duruyordu tepelerin doruğunda.

2. Sabahtan beri yürüyorlardı. Yorgunluktan ayaklarına kara sular inmişti. O kadar ki karşılarındaki tepe, gözlerinde büyüyor, onlara âdeta dağ gibi görünüyordu. Tepeye varınca bir ağacın altında bir süre dinlendiler. Susuzluk, açlık, yorgunluk her ikisini de bitkin duruma getirmişti. Su sesi duydular ve hemen o tarafa yürüdüler. Kayaların arasından şırıl şırıl akan suyu görünce gözlerine inanamadılar. Su, küçük bir kayadan dökülüyor, ağaçlardaki rengârenk kuşlar birbirlerine güzel şarkılar söylüyordu. Hemen bu billur gibi sudan doya doya içtiler. Suyun kenarındaki ağaçların meyveleriyle karınlarını doyurduktan sonra ağaçların altında tatlı bir uykuya daldılar. Uyandıklarında güneş, batıya meyletmişti. Karanlık basmadan köye varmak için hemen yola düştüler.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

MASAL ÖRNEKLERİ

HZ. YUSUF'UN KISSASI

KİTAP ÖZETLERİ

MEKTUP ÖRNEKLERİ

BETİMLEME ÇEŞİTLERİ ve ÖRNEKLERİ

HARZ DAĞLARI-BETİMLEME ÖRNEĞİ

BETİMLEME ve ÇEŞİTLERİ

ÇOŞKU ve HEYACANA BAĞLI LİRİK ANLATIM

SON EKLENENLER

Üye Girişi