Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Osmanlı Devletindeki Yenilikler

Osmanlı’nın sosyal ve siyasî düzenindeki bozulmalara, Batı dünyasındaki bilimsel ve kültürel gelişmeler eklenince bir yenileşme süreci başladı. Bu süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun bozulmasının, çöküşünün bir nedeni değildir. Osmanlı’da bu bozulmalar başgösterdiği için yenilik arayışına girilmiştir.

Osmanlı, Batı’yı da örnek alarak bazı yeniliklere gitmiştir. Osmanlı Devleti’ndeki yeniliklerin başlangıç noktası 17. yüzyıldır, Lale devri adı verilen bu dönemde Osmanlı, Batı etkisinde bazı girişimlerinde bulunmuştur. Başta padişah olmak üzere, Osmanlı Devleti’nin yönetici kadrosu Lale Devri’nde yeni bir hayat tarzıyla tanışmaya başlamıştır.

Askeri Alanda ve Yönetim Alanında Yapılan Yenilikler

Osmanlı’da yenilikler önce askerî alanda görülür. Bu yolda ilk çabalar Hendesehaneyi (1731) açan I. Mahmut’a dek gider, Hendesehane’de orduya fen öğrenimi yapmış elemanlar yetiştirilmeye başlanırsa da bu kurum, Yeniçerilerin muhalefeti yüzünden çok geçmeden kapanır. Daha sonra Padişah III. Mustafa Osmanlı donanmasının Ruslarca yakılması üzerine denizcilikte yapmanın gerekliliğini düşünerek 1773’te Fransızların yardımıyla Mühendishane-i Bahr-i Hümayun’un kurar.

III Selim, kalıcı yeniliklerin yapılmasını kararlaştırdı. Yeniçeri Ocağının yanında Nizam-ı Cedit adıyla yeni bir askeri güç oluşturdu. Sonra bu orduya hizmet verecek elemanları yetiştirmek için Mühendishane-i Berr-i Hümayun açıldı (1795). Hem donanma, hem için hekim yetiştirecek Tıphane kuruldu (1806). II. Mahmut Yeniçerilerin ayaklanması bahanesiyle, eskiden beri yapılacak yeniliklere ayakbağı olan Yeniçeri Ocağı’nı 1826’da kaldırdı.

İlk kez III. Selim döneminde Paris, Viyana gibi Avrupa başkentlerinde elçilikler açıldı (1793). Buralara giden elçiler ve onların  yanında bulunanlar yabancı dil öğrendiler. Avrupa başkentlerine gönderilen elçiler, yeniliklere de katkıda bulundular. Devlet bürokrasisini düzene sokmak isteyen II. Mahmut, Fransa’yı örnek alarak hükümet sistemi oluşturdu. Hariciye, Dâhiliye gibi nazırlıklar (bakanlık) kurdurdu.

Toplumsal Alanda Yapılan Yenilikler

Yenilikler toplumsal alanda da kendini gösterdi. Bu dönemdeki yeniliklerden biri, 1831’de Türkiye’de ilk kez nüfus sayımının yapılmasıdır. 1834’te posta sistemi kuruldu. Toplumsal alandaki yenilikler yaşam tarzında ve kıyafette de kendini gösterdi. Yeni ordunun ceket ve pantolondan oluşan bir üniforma giymesi bu dönemde kararlaştırıldı. Sonra buna fes eklendi. Daha sonra bir yönetmelik çıkarılarak, sivil kesim de yeni kıyafete yöneltildi. Ulema dışındaki memurlar için fes zorunlu tutuldu. Yalnızca ulemanın cübbe ve sarık kullanmasına izin verilirken, bunun dışındakiler için redingot, pelerin, siyah derili potin kullanılması uygun görüldü. Öte yandan Avrupaî tarzda masalar, sandalyeler ve koltuklar kullanıldı. Sarayda yabancı diplomatlar Avrupa protokolüne göre kabul edildi. Padişah yeniliklere öncülük etti,  opera ve balelere gitti, yabancı elçiliklerde verilen resepsiyonlara katıldı. Sakalını keserek yurt gezilerine çıktı.

Kültür ve Eğitim Alanında Yapılan Yenilikler

Bu dönemde yapılan kültür alanındaki yeniliklerin başında matbaanın kurulması gelir. Çünkü yazılı kültürün gelişmesi, paylaşılması ve üretilmesi buna bağlıdır. İbrahim Müteferrika’nın çabasıyla 1727’de ilk kez Türkçe basım yapan bir matbaa kurulmuştur. Bu dönemde pek çok yeni okul açıldı. II. Mahmut döneminde orduya hekim yetiştirmek üzere Askerî Mekteb-i Tıbbiye açıldı (1827). Ordunun subay kadrosunu hazırlamak için Mekteb-i Harbiye (1834) kuruldu. Bu okullarda yabancı dile önem verildi. Gerek bu yeni okullar, gerekse elçiliklerde çalışanlardan dil öğrenenler sayesinde Batı kültürü de Osmanlı ülkesine girmeye başladı. 1824’te İstanbul içinde ilköğretim zorunlu hale getirildi. 1838’de ilk ortaöğretim kurumu olan rüştiyelerin açılması kararlaştırıldı. Devlet, gereken elemanları medrese dışında kendi kurduğu okullarda yetiştirmeye başladı.

19. yüzyıldaki önemli gelişmelerden biri pozitivizmdir. Dönemin aydınlarının etkilendiği pozitivizm, “gerçeğin sadece deney ve gözlemlerle tam olarak bilinebileceğini savunan felsefe”dir. 19. yüzyılda büyük bir etkiye sahip olan pozitivizmi Fransız filozof ve sosyolojinin kurucusu August Comte sistemleştirmiştir.

Pozitivizmi ve Comte’un düşüncelerini Türk kamuoyuna geniş bir şekilde tanıtmaya çalışan ilk Türk aydını Beşir Fuat’tır. Jön Türk hareketinin öncülerinden olan Ahmet Rıza Bey de pozitivizmin ve Comte’un hayranlarındandır. Daha sonra Abdullah Cevdet, bu akımın ülkemizde sürdürülmesine önderlik yapar.

Tanzimat aydınları Batının estetik anlayışından da etkilenir. “Estetik”, güzel olanın, güzelliğin, sanatın anlamını ve bunlara uygulanan görüş ve yorumları inceleyen felsefî ilimdir. Antik Yunan döneminde ortaya çıkan “estetik” kavramı, güzelliği konu edinen sanatın değerini ve anlamını araştırır.

Sonuçta Osmanlı Devleti’ndeki yenilik hareketleri iki döneme ayrılabilir. Birinci dönemdeki yenilik hareketleri, Osmanlı Devleti’nin kendi tarihi ve kültürünü kaynak olarak alır, yani bu yenilikler öze dönüktür. İkinci dönem yenilik hareketleri ise gücünü Avrupa kültürü ve medeniyetinden alır. Tanzimat, ikinci dönemde yer alan yenilik hareketlerindendir.

SON EKLENENLER

Üye Girişi