ALAYLI ÖMER EFENDİ/ Meddah Örneği
Ömer Efendi, kahvede arkadaşına nasıl askerlikten kıdem aldığını anlatmaktadır:
- Tilafone etmişler, Urganın garargâhına vardım. Gumandan begin çadırına girdim. Temennayı çaktım.
- Neğören Ömer Efendi, dedi.
- Sen neğören beğem, dedim.
- Seni imtihan edecez, gıdemine goycaz, dedi.
- Goyun beğem, dedim. Çadırın direğinde dürülü hartayı indirdi, masanın üstüne yaydı.
- Bu ne ki? dedi.
- Hartadır beğem.
- Ya şu gördüğün uzun, kızgıl çızgılar ne ki? dedi.
- Huduttur beğem, dedim.
- Ee, Eşkolsun Ömer Efendi sağa, dedi.
- Ya şu mavi boyalı gısım nedir? dedi.
- Denğizdir beğem, dedim.
- Ya şu nokta nokta siyah çızgılar ne ki? dedi.
- Gara pampurdur, beğem, dedim.
- Eşkolsun Ömer Efendi sağa, dedi.
- Bura nire? dedi, parnağınla göstürttü.
- İstanbul'dur, beğem, dedim.
- Ya şurası nire? dedi.
- Paris'tir, beğem, dedim.
- İstanbul'dan Paris'e ne kadar vakitte geden? dedi.
- Eşeğinen dört saatte varırık, emma yolda bir ahbab çıgar gayfe mayfe ısmarlar, beş saatte giderim, dedim.
- Eşkolsun Ömer Efendi sağa, dedi; galktı ağnımdan şapadanak öptü. Beni gıdemime goydular.
Bir meddah oyunundan alınan bu metin, ilk olarak XX. yüzyılın başlarında meşhur olan Meddah Sururî tarafından temsil edilmiştir. Oyunda bir Anadolu köylüsünün, askerde, komutanıyla yaptığı bir konuşması canlandırılmaktadır. Oyunun kahramanı olan Ömer Efendi, askerken komutanıyla arasında geçen bir konuşmayı, arkadaşına gururla anlatır. Oyunun en can alıcı tarafı, Ömer Efendi'nin konuşmalarının kendi ağzından verilmesidir. Zaten bu, meddah hikâyelerinin en önemli özelliklerinden biridir. Görüldüğü gibi metinde "Neğören (Ne yapıyorsun), edecez, goycan (koyacağız), harta (harita)" gibi mahalli söyleyişlere bolca yer verilmiştir.
http://www.edebiyatforum.com/edebiyatla-ilgili-diger-yazilar/meddah-ornegi.html
İLGİLİ İÇERİK
MEDDAH VE HALK HİKÂYELERİ ARASINDAKİ BENZERLİKLER