(1883-1935) Servet-i Fünun ve II. Meşrutiyet devri şair ve yazarı,
29 Eylül 1883'te İstanbul Aksaray'da doğdu. Babası II. Abdülhamid devri kumandanlarından Botgoriçeli İsmail Hakkı Paşa, annesi İran'da Sünni harekâtın da önemli rol oynayan ve III. Ahmed tarafından kendisine Şirvan hanlığı verilen Hacı Davud Han sülalesinden Fehime Nüzhet Hanım'dır,
Numune-i Terakki Mektebi ve Davud Paşa Rüşdiyesi'nden sonra Vefa İdadisi’ni bitirdi, iki yıl Mekteb-i Hukuk'a devam ettiyse de buradan mezun olamadı. 1903'te Hariciye Nezareti'nde kâtiplikle memuriyet hayatına başladı. Daha sonra Mercan ve Kabataş idadileriyle İstanbul Lisesi'nde, Mekteb- i Sultani’de (Galatasaray Lisesi). İstanbul Muallim Mektebi'nde kitabet (kompozisyon), edebiyat ve Fransızca hocalığı yaptı. Mütareke devrinde komisyonculuk ve ticaretle meşgul oldu (1917 -1918). Barut Şirketi komiseri olarak çalıştı. Atatürk' ün isteğiyle Büyük Millet Meclisi'nin III. dönemi sonlarından ölümüne kadar (1928-1935) Zonguldak mebusluğu yaptı. Bu arada yeni Türk alfabesinin tesbiti için kurulan heyete girdi. Türk Dili Tedkik Cemiyeti'nin (Türk Dil Kurumu) başkan vekilliğinde de bulundu. Zayıf bünyeli olan ve sık sık hastalanan Celal Sahir, son zamanlarda tutulduğu akciğer kanserinden 16 Kasım 1935'te Kadıköy' deki evinde öldü, Mezarı Bakırköy Kabristanı'ndadır.
Celal Sahir'in şiirle ilgisi çocuk yaşlarında başlar. Güzel şiir okuma ve hitabet kabiliyeti daha dokuz on yaşlarında iken mektep merasimlerinde ön plana çıkmasına vesile oldu. Bu şöhreti ona, çocuk yaşta II. Abdülhamid'in huzurunda da şiir okuma ve ondan bir liyakat nişanıyla nakdı mükâfat alma fırsatını verdi. Bir divan oluşturacak kadar şiirleri bulunan annesinin de tesiriyle 1899'dan itibaren ilk şiirleri İrtika, Ma'lumat, Musavver Fen ve Edeb, Pul ve Lisan gibi devrin tanınmış dergilerinde yayımlanmaya başlandı. Şiir ve nesir yazılarında devri n modasına uyarak Ahmed Celal, Hikmet Celal. Velhan, Şarık gibi ahenkli ve alegorik takma adlar kullandı. Henüz on altı yaşında iken ismine "Sahir" adını da ekleyerek ve grubun en genç şairi olarak Servet-i Fünun'da şiirleri neşredilmeye başlandı. Meşrutiyet'in ilanından sonra Seyyare ve Demet dergilerini yayımladı. 1909'da Fecr-i Ati adı verilen edebi topluluk onun başkanlığında kuruldu,
Celal Sahir 1909'dan itibaren "yeni Lisan" hareketine, bu akımı müdafaa eden yazılarıyla, şiirindeki nisbi dil sadeleşmesiyle, hatta aruzdan heceye geçmek suretiyle katıldı. Türk Ocakları, Türk Derneği, Piyer Loti Derneği gibi Türkçü ve vatanperver derneklere girdi; Sultanahmet'teki evini Türk Derneği'ne lokal olarak tahsis etti. Derneğin yayın organı olan Bilgi Mecmuası'nı çıkardı. Türk Ocakları'nın 1931 'de kapatılmasına kadar faal bir üye olarak çalışmalarını sürdürdü. Bu yıllarda Musavver Muhit, Süs, Yeni Kitab, Edeb, Mehasin, Halka Doğru ve Türk Sözü gibi dergilerde şiir ve makaleler yayımlamaya devam etti.
Edebiyat tarihlerine Servet-i Fünun şairi olarak geçen Celal Sahir'in bu toplulukla ilgisi, dağılma yıllarına yakın bir zamanda (1899) aralarına katılmaktan ibaret kalmıştır. Onun Türk şiirinde büyük bir iz bırakmadan unutulmuş olmasını, Servet-i Fünun da dâhil olmak üzere hemen her edebi devreye ve her nesle ayak uydurmaya çalışması, yeni bir Çığır açmak yerine başlamış olan edebi hareketlere katılan vasat bir şair olmasıyla izah etmek mümkündür. Hemen bütün biyografilerinde kadın ve aşk şairi, buna bağlı olarak feminist bir yazar olarak takdim edilen Celal Sahir'in şiirleri tema olarak incelendiğinde kadın ve aşka dair kanaatleri doğrularsa da feministliği hakkındaki hüküm yerinde değildir. Birçok yazısında kadın haklarını savunmuş, ancak bu hakların bazı kaideler ve şartlar altında içtimaı bünyemizi sarsıntıya uğratmayacak şekilde elde edilmesini istemiştir.
Celal Sahir'in şiirlerinde kadına karşı aşırı hissi (gerek platonik, gerekse erotik anlamda) temayüllerini, babasının ve annesinin ayrılarak yeniden evlilik yapmaları, kendisinin çok otoriter olan annesiyle beraber kalması, hatta ancak bu annenin manevralarıyla üç defa evlilik yapmış olmasıyla açıklanabilir. Kadın ve aşk şiirlerindeki marazı temayüller de aynı faraziyeyi düşündürür. Bu tip şiirlerinin dışında, bilhassa Meşrutiyet'ten sonra çoğu Mehmed Emin'in (Yurdakul) şiirlerini taklit seviyesinde bazı milli temaları işlemişse de bunlar sadece birkaç şiirine inhisar eder. Bununla beraber çağdaşları aşk şiirlerini fazla değerli bulmamışlar, yeni lisan konusunda, Türkçülük akımına katılmasında ve hece vezniyle hissi şiirler yazmasında Türk edebiyatı için önemli bir rol oynadığına kani olmuşlardır.
Eserleri. Kardeş Sesi (şiir, İstanbul 1324/ 1908); Beyaz Gölgeler (şiirler, İstanbul 1325); Buhran (şiirler-mensureler, İstanbul 1325); Siyah Kitap (şiirler-mensureler, İstanbul 1328); Simon (Eugene Brieux'den tre, tiyatro, İstanbul 1329); Kıraat- i Edebiyye (F Köprülü ile I-III. İstanbul 1328-1330); Müntehab Çocuk Şiirleri, (Mehmed Asım (Us) ile, I-III, İstanbul 1334 1335); İstanbul İçin Mebus Namzetlerim (hiciv şiirleri, İstanbul1 335, Hakkı Naşir adıyla); Resimli Ay İmla Lügati (İstanbul 1928) Ayrıca 1920-1921 yıllarında, eski Fecr-i Ati şairleriyle diğerlerinin şiir ve yazılarını ihtiva eden antoloji mahiyetinde Birinci Kitap, İkinci Kitap ... adlarını taşıyan sekiz kitap yayımlamıştır.
M.ORHAN OKAY, DİA, 7.CİLT, S.:245-246
İLGİLİ İÇERİK
CELAL SAHİR EROZAN HAYATI ve ESERLERİ
- Önceki
- Sonraki >>