Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Hep aynı soruyu soruyorsun bana. Sorma diyorum işte, sorma. Her zaman aynı olamam ki… Her zaman gülemem ki… Her zaman bir tek kişi konuşmaz ki içimde… İnsanım ben. Bazen her kafadan bir ses çıkıyor beynimde. Bana gülmek istemesem de, iyi olmasam da; mutluy-muş gibi yapmamı söylüyorsun. Rol yapamıyorum işte! Canım ağlamak istiyorken mutluy-muş gibi yapacaksam eğer ; Allah gözyaşlarını niçin yaratmış o zaman, söylesene? Gözyaşları niçin o kadar anlamlı? Nasıl kalbindeki bütün sıkıntılar bir kireç sökücü gibi yok ediveriyor? Bakma öyle işte. Bana zorla ne istersen yaptırabilirsin ama duygularıma asla. Gözlerime mil çeksen de gözyaşlarımı engelleyemezsin. İçimde bir bahar mutluluğu varken, yalın ayak koşabilirim kış ayaz demeden. İnsanım ben… Akıllı da benim, deli de… Mahpus da benim, özgür de… Köle de benim, sahip de… Aşık da benim, maşuk da… Ben bir bilmeceyim. ’İnsan denen bir meçhul’üm ben.

 

Bu gün kimseyle konuşmak istemiyorum aslında. Kalemimden başka… Ellerim buz kesiyor. ’Konuşsana, Neyin var? ‘diyorlar. Onlara tek bir cevabım var: Bir yanım filozoftur; dalgın, düşünceli… O yanım konuşmaya başlayınca her yanım susar… Ve içimdeki filozofa veriyorum elimdeki kalemi. Artık onunla konuş, ben yokum…

Filozof: Her insanın içinde bir deli olduğuna inanmaya başladım. Ama bu öyle biçare delilerden değil. Akıllı deli doğrusu… Saçmalamanın bile zevkli bir tarafını keşfedebilmiş. Kimileri karizmayı çizdirmemek için buna ‘beyin fırtınası’ falan dese de; ben onlara meydan okurcasına bu gerçeği haykırabiliyorum: Saçmalıyorum ben! Saçmalayabiliyor olmaktan mutluyum. Bazen, saçmalayabildiğimi dahi kendime itiraf edemeyeceksem, o koca burnumu Kafdağı’ndan kim indirecek aşağılara? Deliliğimi haykıramayacaksam, herkesin benden her zaman akıllıca davranmam gerektiği korkusuyla yaşamaya mahkum edeceğim kendim. Yani hakikatle değil insanların beni kendi doğrularıyla yargılamalarına izin vereceğim… Ama hayır bu olmayacak! ’Sen en iyisini yaparsın’ diyerek beni gaza getirmelerine ve sonrasında da yanlış yapma hakkımı dahi elimden almalarına izin vermeyeceğim. Çünkü kabulleneceğim: Ben de yanlış yapabilirim’.

Ne çok saçmaladım bu gece. Ama önemli değil… Bir gün koca bir binanın çatısına çıkıp ’Orda kimse var mı?’ diye bağırdığımda içimde bir ses hala ’Ben buradayım’ diyebiliyorsa, bütün saçmalıklarımı, deliliklerimi gururla kabullenebiliyorum. Evet, deliyim ben. Çünkü insanım… Deliliğimi kabullenmenin en güzel yanı, artık başka insanların sana delirmişsin gibi bakmalarının seni hiç mi hiç rahatsız etmemesi. Oh, ne rahat!... Bir ömür boyunca korku, tedirginlik ve sindirilmişlikle yaşamaktansa; kendi kendine konuşan bir deli olmaya razıyım. Delilik özgürlüktür… Ve en büyük düşünürler de hep deliler arasından çıkmıştır. O zaman delilik aklını kaybetmenin aksine; aklı tutsaklıktan kurtarıp, insanların önyargı ve fikir kavgalarından uzaklaştırıp, özgür iklimlerde işlevini gerçekleştirmesine izin vermektir. Ben de bunu yapıyorum aklımı bütün diğer konuşan akıllardan uzak tutarak… Biliyorum, deli olduğum için kalabalıklar beni dışlayacak. Yalnız kaldığımı sanacaklar. Kimse bilmeyecek içimde kalabalıklar biriktirmeye başladığımı. Kendimle konuşuyorum sanacaklar zamanla. Ta ki insan, kendi içinde büyüttüğü delinin farkına varana kadar…

N.G.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi