Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş
Köy çevrelerinde, uzun kış gecelerinde, yılın belirli günlerindeki bazı törenlerde, düğünlerde, bayramlarda eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek için oynanan dramatik gösterilere köy seyirlik oyunları diyoruz. "Oyun yapma", "Oyun çıkarma" adları altında sergilenen bu oyunların bazıları söyleşme ağırlıklı, bazıları ise müzik, dans, mim ve hareket ağırlıklıdır.
Köy seyirlik oyunları, kırsal bölgelerde görülen, daha çok eski çağlara uzanan bolluk (tarım ve çobanlık), eriştirme, canlandırıcılık, atalara tapınım gibi işlevsel törelere bağlı bir tiyatro geleneğidir. Köy ortamının dışa kapalı olması ve her yıl yinelenen belirli törenlerle sıkı ilişkisi, bu oyunların günümüze değin tüm canlılığı ile ulaşmasında en önemli etken olmuştur. Köy seyirlik oyunları, "tiyatro eseri" kurallarına uyularak, canlı aktörlerle oynanır. Oyuncular, bu işi meslek edinen profesyonel kişiler değildir. Oyunun genel kurallarını az-çok bilen kişiler ile seyirciler de bu oyunlarda rol alabilir. Belli bir oyun yeri yoktur; köy odaları, meydan, avlu gibi doğal ortamlarda oynanır. Ancak kılık değiştirme, türlü maskeler, müzik ve kişileştirmelere rastlanır. Çoğu kez hayvan kılığına girmiş aktörler oyunda rol alırlar. Makyaj ve kostüm basittir; takma sakal, yüz boyama, gülünçleştirilmiş kıyafetler bunlardandır. Köy seyirlik oyunları, daha çok erkekler arasında oynanmasına karşın özellikle düğün gibi toplantılarda kadınların çıkarttığı oyunlar da vardır. Bu oyunların bir bölüğü de basitleşmiş ve dram öğelerinden sıyrılmış olarak çocukların geleneğinde sürer. Kırsal kesimin toplumsal yapısı gereği erkek oyunlarında kadın rollerini de erkekler, kadın oyunlarında ise erkek rollerini de kadınlar oynar. Müzik, daha çok davul-zurna ile yapılır. Kadın oyunlarında tef çalınır, ezgiler söylenir, dans önemli bir yer tutar.
Köy seyirlik oyunlarının belli bir metni yoktur. Diğer geleneksel oyunlarda olduğu gibi tekerleme, muhavere vb. kalıplaşmış bölümler bulunmaz. Oyunun genel kuralları, ana hareketler ve olayların sırası bellidir, karşılıklı konuşmalar aktörlerin kişisel yeteneklerine bağlıdır. Bu özelliklerinden dolayı oyunların yalnız konuları kaydedilmiştir. Ancak son yıllarda bazı oyunlar ya gösteri anında ya da bu oyunları belleğinde saklayan kişilerin ağzından söyleşmeli olarak yazıya geçirilmiştir...
Anadolu'da "oyun çıkarma", "oyun yapma", "seyirlik oyun" adı altında sergilenen gösterilerin kökeni, eski Türk yaşantısına, eski Anadolu uygarlıklarına, dinsel geleneklere, törelere dayanır. Günümüzün kimi geleneklerinin -İslâm görünüşü altında da olsa- Şamanizme, Orta Asya kültürüne kadar gittiği araştırmacılar tarafından kanıtlanmıştır. Bu konuda geniş çalışmalarıyla tanınan Abdülkadir İNAN şöyle diyor:
İslâm dinini kabul etmiş olan Türkler ve diğer kavimler eski dinlerinden kalan birçok inanç, gelenek ve ayinleri yeni dinlerine sokmağa muvaffak olmuşlardır. Bu Şamanizm geleneğinin çoğu, güya İslâm talimatından imiş gibi yüzyıllar boyunca sürüp gelmektedir.
Düğün geleneklerini inceleyen Hamit Zübeyr KOŞAY da aynı sonuca varmaktadır:
Nikâh kıyılırken mendilini düğümleyen imam efendi farkına varmadan belki de eski Şamanın rolünü ifa etmektedir. Kız evinden kahve fincanı, çivi vs. çalanları hırsızlıkla, iki düğün alayı karşılaştıkları zaman takaddüm için kavga çıkaranları ahlâksızlıkla itham hususunda istical etmeyelim. Her iki şıkta fert binlerce seneden beri kalan yazısız kanunlara harfiyen itaat ve gizli ayinlerin erkânını yerine getirmekten başka bir suç işlememiştir. Türkiye Türk düğünleri incelenirken Orta Asya unsurları, yerli kültürlerin tesiri ve nihayet İslâm tesiri göz önünde bulundurulmalıdır. Metin And da seyirlik oyunları üç kaynağa bağlamaktadır:
Hiçbir kültür kendi başına çıkıp gelişmediği gibi, bugün Türkiye Türklerinin kültürü de çeşitli kültürlerin karışması ile oluşmuştur. Anadolu oyunları bakımından burada kısaca bizi: Soy (Orta Asya kültürü), yer (Anadolu kültürü), din (İslâm kültürü) ilgilendirmektedir.
Doğa ile iç içe yaşayan, töre ve geleneklerin yaşantılarında önemli rolü olan, kolektif düşüncenin belirgin olduğu ilkel insan toplulukları için büyü ve törenin özel bir anlamı vardı. Bu işlevleri yerine getirenler de büyücü-din adamlarıdır. Törenler daha çok yaz-kış, yeni yıl-eski yıl, bolluk-kıtlık gibi değişim zamanlarında düzenlenirdi. Seyirlik köy oyunlarının hiç değilse bu alanla ilgili olanlarını, "resmî"liğini yitirmiş olmakla birlikte gelenek olarak hâlâ "bayram" sayılan günlerin kutlanması olarak niteleyebiliriz.
Açıklamalı-Örnekli Türk Halk Edebiyatı