Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

İSTİKLAL MARŞIMIZ

1919 Mayısından itibaren Anadolu'da başlayan Millî Mücadele, gerçekten destanla­ra özgü bir ruh hâli ile sürdürülüyordu. Üstün düşman kuvvetleri karşısında mücadele ve­ren imanlı Mehmetçiğin mücadelesi, dünya durdukça dillerde tekrarlanmalı ve yeni yeti­şen Türk gençleri, yaşadıkları vatan topraklarının hangi ruhla ve hangi kayıplar pahası­na elde tutulduğunu bilmeli idiler.

1920 yılı sonlarına doğru Genelkurmay Başkanı ve Batı Cephesi Kumandanı Albay İs­met (İnönü) Bey, Millî Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur Beye başvurarak "Millî heyecanı ko­ruyacak, millî azim ve imanı manen besleyerek zinde tutacak Marseyyez örneğinde bir milli marş"ın hazırlanmasını teklif etti.

Teklif Millî Eğitim Bakanlığı tarafından benimsendi ve millî marş yarışmasının açıldı­ğı bir genelge ile bütün ülkedeki okullara duyuruldu. 7 Kasım 1920 tarihli Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bir duyuru ile yarışma "Türk şairlerinin nazar-ı dikkati­ne" sunuldu. Yarışmaya gelen eserler 23 Aralık 1920 tarihinde bir edebî heyet tarafından değerlendirilecek ve birinci gelen esere 500 TL ödül verilecekti. Şiiri besteleyecek beste­ci için de 1000 TL tutarında ödül belirlenmişti.

Yarışmaya 724 şiir gelmişti. Ancak komisyon bu şiirlerden hiçbirini, içinde bulundu­ğumuz mücadeleyi bütün ruhuyla yansıtan ve millî marş olabilecek özellikte bulamamıştı.

TBMM'de Burdur milletvekili olarak bulunan Mehmet Akif bu yarışmaya katılmamış­tı. Akif in yarışmaya, para ödülü bulunduğu için katılmadığı, hâlbuki böyle bir marşın ancak Akif tarafından yazılabileceği herkes tarafından söyleniyordu. O sırada Millî Eği­tim Bakanlığı görevine getirilen Hamdullah Suphi (TANRIÖVER) Bey de aynı düşüncede idi. Akif'in yakın arkadaşı Hasan Basri (ÇANTAY) Beyle görüşerek, onu yarışmaya katılmak için ikna etmesini istedi. Ardından kendi el yazısı ile Akif'e bir mektup yazdı.

Mektup şöyle idi:

"Pek Aziz ve Muhterem Efendim,

İstiklâl Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır: Zât-ı üstadânelerinin mutlub şiiri vücuda getirmeleri maksadın husulü için son çâre olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettiği ne varsa hepsini yapa­rız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyic vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim "

Umur-ı Maarif Vekili

Hamdullah Suphi

Hamdullah Suphi Bey, bu mektubu ile, İstiklâl Marşı gibi milleti heyecana getirecek bir şiirin ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceğini açıkça belirtiyor ve onu yarış­maya katılmaktan alıkoyan ödül konusunun - Akif, "Ödül için İstiklâl Marşı yazılmaz " diyordu- bir şekilde çözümlenebileceğini söylüyordu. Mektuptaki son derece saygılı üslup da, devlet adamları ile sanatkârlar arasında o zamanlar nasıl bir yüksek anlayışın hüküm sürdüğünü göstermektedir.

Hamdullah Suphi'nin bu mektubu 5 Şubat 1921 tarihini taşıyordu. Bu arada Hasan Basri Bey, Akif’i İstiklâl Marşı yazmaya ikna etmiş ve bugün elimizde bulunan 41 mısra- lık dev eser 7 Şubat 1921 günü tamamlanmıştı.

(İsa KOCAKAPLAN, İstiklâl Marşımız ve Mehmet Akif ERSOY, İst 1999.)

SON EKLENENLER

Üye Girişi