Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

SAYFA-6/ 51-60


51-ATATÜRK - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Üstümüze gece gündüz kol geren,
Bize güzel iyi günler gösteren,
Türk iline yeni baştan can veren
Kimdir diye sorarlarsa: Atatürk.

Yurdumuzu aydınlatan sabahlar,
Düşmanlara korku veren silâhlar,
Tersaneler, fabrikalar, tezgâhlar
Göze çarpan her ne varsa: Atatürk.

Tanrı gibi görünüyor her yerde
Topraklarda, denizlerde, göklerde:
Gönül tapar kendisinden geçer de
Hangi yana göz dalarsa: Atatürk.

Babasından önce onun adını
Öğretiyor oğluna Türk kadını,
Ondan aldık yaşamanın tadını,
Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk...



MUSTAFA KEMAL - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Dünyada tabiatın binbir tecellisi var,
Korkunç olursa kıştır, munis olursa bahar.
Görmüşe benzer mi hiç bahsetsem ikisinden
Birinin tipisinden, ötekinin sisinden.

Bazen durgun denizin görürüm taştığını,
Yükselen dalgaların göğe yaklaştığını,
O dalgalar ki yılda yalnız bir gün şahlanır,
Şahlandı mı ne kıyı, ne koy, ne  yelken tanır..
Engini alt üst eden bu rüzgârların adına,
Bazıları şimşek der, bazıları fırtına.

Kara toprakta bir dev var geçmez ele.
Sarsıntısından bilir insan: Zelzele..
Dalganın, fırtınanın yeri yurdu bu toprak
Lazım mı ki her kuvvete ayrı ayrı ad komak?
Bize sorsan onların hepsini bir ederiz,
Sonra onun adına
MUSTAFA KEMAL
deriz...       

           
EBEDİYYET YOLUNDA - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Fecre benzettiği bayrakla kefenlenmiş Ata,
Çıktı bir kor gibi mermer kapısından sarayın.
Gönlümüz, bayrağı öğrendiği günden beri ta,
Duymamıştır bu kadar hüznünü yıldızla ayın.

Gidiyor, gizleyerek sır gibi bizden sesini,
Çıkıyor, ilk olarak bir yola Başbuğ bizsiz.
Biz ki dünyada bırakmazdık onun gölgesini,
Bu ne hicranlı seferdir ki beraber değiliz.

Sen ki Gayya'ya düşen bir nice milyon Türk'ün
Dehşetinden sararırken yüzü yaprak yaprak,
Onu bir anda çevirmiştin ölümden daha dün,
Tunç elin, yalçın iradenle, kolundan tutarak..

Ve bugün bir nice milyon geliyor bir yere de
Ebedî yolculuğundan seni döndürmek için,
- Seni hicranlı yolundan alıkoymak nerede? -
Gücü ancak yetiyor kabrine yüz sürmek için!


MUSTAFA KEMAL - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

O su ateş rüzgâr
Parıl parıl yeryüzünce
O hak

Dalgalanır Hindistan'dan Roma'dan
Konfüçyüs'ten beri Aristo'dan beri
O bayrak

Güzelliğin kişiliğin sevginin
Sınırlarında
O inanmak

Öyle ulu ki öyle kahraman ki
Vardığınızı sanırsınız
O uzak

                               

55-AZ KALDI - HALİL SOYUER

- Tarikat şeyhlerinin Başbakanlık
köşküne iftara çağrılması üstüne -

Nereye Türkiyem nereye gidiş?
Sende ne heyecan ne de öz kaldı
Atatürkçülükten artık bağrında
Bir belli belirsiz silik iz kaldı.

Kimi utanmıyor ettiği gafla
Kimi yürütüyor gemiyi lafla
Her tarafın doldu kara çarşafla
Yüzlerde ne ağız ne de göz kaldı.

Emniyet Müdürün, Kaymakam, Valin
Pazarlık konusu nedir bu halin?
Kimlerin boynunda senin vebalin
Buna söylenecek sanma söz kaldı.

Mecal yok meşale yakmağa artık
Tuz bile başladı kokmağa artık
ATA'nın yüzüne bakmağa artık
Hepimizde zannetme ki yüz kaldı.

Türkiyem bir silkin ortaya çık da
Herkes bir yol tutmuş şarlatanlıkta
Şeyhler başköşede Başbakanlık'ta
Dövecek ne bağır ne de diz kaldı.

Onlar pay alacak seni yıkıp da
Yanıyoruz şu haline bakıp da
ATATÜRK'ün mezarından çıkıp da
Yüzümüze tükürmesi az kaldı.


ATATÜRK - HALİDE NUSRET ZORLUTUNA

Türk çocuğu! İyice bak ve tanı:
İstiklâl güneşi bu baştan doğdu;
Salgından kurtardı güzel vatanı,
Bütün düşmanları yurdundan kovdu.

Türk kızı! Yüksel de göklere kadar,
Altın yıldızlardan işle bir çelenk;
Ayın bahçesinden çiçekler kopar,
Gazi'nin önüne ser; ışık ve renk.

Türkoğlu rüzgârlar olsun sana at,
Doğudan batıya müjdeler taşı,
Gazi'yi gönlünün içinde yaşat;
De ki: zafer olsun onun yoldaşı.

Cihan tarihini süsledi adı,
Ey büyük ulusum, övün ve sevin,
Bir benzeri daha yaratılmadı,
Dünyada bir tane senin 'KEMALİN'!


ATAMIZI TAVAF - İBRAHİM ALAADDİN GÖVSA

Bir milletin mealini söyler derin derin
Derya; önünde çırpınarak Dolmabahçe’nin
Gönlümde eski hatıralar, eyledim tavaf,
Artık o doğmuyor diye muzlimdi her taraf.
Çamlar hüzünlü, yollara düşmüş söğüt, çınar.
Yaprak döküp huzura kapanmıştı sonbahar.
Mermerli methalin ona layık vakarı boş,
Heyhat! O muhteşem kapının intizarı boş!
Sessiz nöbetçiler de heyula dolaşmada.
Susmuş bütün saray, nefes almaz o izdiham,
Son uykusuna dek rahat etsin diyip Atam,
Son uykusunda öyle mi bir devir uyandıran,
Bir ırka can veren Atatürk adlı kahraman?
Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi,
Sussun o manevra konuşan madeni seda,
Dursun olur mu hilkate bir har olan zeka,
Sözler ki çağlayıp köpüren bir pınar gibi
Hisler ki şahlanıp atılan dalgalar gibi
Atiye, hale geçmişse her anda bir temaş,
Bin türlü ihtisas ile bin türlü ihtiras
İfratı, hadesi, vecdi tazedile bir deha…
Bir meş’aleydi, neş’esi her bezme nur olur,
Bir harikaydı benliği bir mülkü doldurur.
Cismile pek güzeldi ve ruh ile devdi, O.
Bir yıldırımdı, bir mütekaşif alevdi o.
Eyvah o varlığın bize kalmış efsanesi,
Yastıkta bir ışık yele, aslan nişanesi.
Karşımda servilik ve gurubun vuran alı,
Göklerde şimdi Çankaya’nın şanlı Kartalı…
Ey nam alan, Zafer yaratan inkılâp açan,
Ey yol veren hükümleri tarihe bir zaman.
Ey eski kahramanları geçmiş asırların!…
Gaziye ihtiram ile kalkın ve toplanın.
Saf bağlayı selama durun hep! Odur gelen
Türk ırkının muhabbeti üstünde yükselen.
Ölmez evet gönüllere heykel kuran atam
Lakin nedir içimdeki payansız inhidam?


ATATÜRK VE ESERİ-İBRAHİM SAĞIR

Çökünce vatanın bağrına düşman,
Gizlice Samsun’a vardı ATATÜRK,
Dedi ki; ”gelenler olacak pişman,”
Her zorluğa göğüs gerdi ATATÜRK.

Hürriyet aşkıyla tutuştu bağrı,
Erzurum, Sivas’ta eyledi çağrı,
Kalbinde sızladı bir yaman ağrı,
Kurtuluş rüyası gördü ATATÜRK.
,
Dağılmış ordular toplandı bir bir,
Ulaştı dört yana müjdeli emir,
Azmi çeliktendi, yüreği demir,
Yiğitler yiğidi er’di ATATÜRK.

Sakarya, İnönü, Dumlupınar’da,
Destanlar yazdırdı Türk’e artarda,
Bu yüce milleti görünce darda,
Kurtuluş emrini verdi ATATÜRK.

Makûs talihini yendi Türklüğün,
Etti düşmanları yurdumdan sürgün,
Dokuz eylül eşiz, kutlu bir düğün,
İzmir’e zaferle girdi ATATÜRK.

Bin dokuz yüz yirmi, yirmi üç nisan,
Toplandı başkent’te milli meb’ûsân,
Tarihi kararlar alındı o an,
Son cumhuriyeti kurdu ATATÜRK.

Kurdu ya kurmaya, iş çoktu daha,
Erişmek gerekti muasır çağa,
Kaldırmak için halkı atağa,
Önüne hedefler serdi ATATÜRK.

Kutlu cumhuriyet, mutlu milliyet,
Bağımsız Türkiye, laik hürriyet,
Gerekirse ödenecek her diyet,
Mâzi defterini dürdü ATATÜRK.

“Yurtta sulh, cihanda sulh” diyordu,
İnkılaplar kolay değildi, zordu,
Gençliğe yürekten güveniyordu,
Emanet ederken yurdu ATATÜRK.

Çağlarda bir gelen dahî insandı,
Andımız olacak hep O’nun andı,
Türklüğe gururdu, şerefti, şandı,
Liderdi, önderdi, ser’di ATATÜRK.

Yücedir insanlık ufkunda yeri,
Yaşayacak elbet, ölmez eseri,
Yolumuz olacak tüm devrimleri,
Cehlin zincirini kırdı ATATÜRK.

Sağırım gönlüme tercüman dilim,
O’nunla yüceldi vatanım, ilim,
Taşısın çağlara adını bilim,
Tarihe mührünü vurdu ATATÜRK.

1998 yılında Kültür Bakanlığının açmış olduğu “Atatürk Ve Devrimleri” konulu şiir yarışmasında üçüncülük ödülü alan şiirim. Ödülü zamanın cumhur reisinin elinden aldık.


ATATÜRK`ÜN BİR SAATİ VARDI –MELİH CEVDET ANDAY

Atatürk`ün bir sözü vardı
Yediveren gül gibi açardı

Atatürk`ün bir atı vardı
Etilerden beri yaşardı

Atatürk`ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı

Atatürk`ün bir saati vardı
Durmadı.


60-ATATÜRK - MEHMET NECATİ ÖNGAY

Düşmanların elinden
Bizi kurtaran sensin.
Bu toprağı yeniden
Özenle kuran sensin.

Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran sensin.
Gündüz gün, gece aya
Benzer kahraman sensin.

Adını büyük, küçük
Anıyoruz her zaman,
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman.

Nabzımızda atansın
Ey! ölmeyen atamız.
Gönlümüzde yatansın
Seni unutamayız.

 

İLGİLİ İÇERİK

BELİRLİ GÜN ve HAFTALAR

29 EKİM CUMHURİYET HAFTASI

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ HAFTASI

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ HAFTASI

18 MART ÇANAKKLE ZAFERİ HAFTASI

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI HAFTASI

19 MAYIS GENÇLİK ve SPOR HAFTASI

SON EKLENENLER

Üye Girişi