Nurullah Genç (d. 1960), İslami söylemin önemli bir temsilcisidir. Divan ve hece şiiri estetiğiyle ördüğü imge dünyası, çok renkli ve özgündür. İlhamın gücüne inanan şairin şiirlerinde, İslami şiirin iki büyük öncüsü Necip Fazıl ve Sezai Karakoç'un bir hayli etkisi vardır. Fakat Nurullah Genç, bu etkileri, şair kimliğindeki özgün yaratıcılıkla aşarak sade ve duru bir yayla suyunu andıran kendi sesini bulmayı başarmıştır. Geleneği yorumlayış tarzı bakımından önemli atılımlar yapman şair, uzun soluklu şiirlerinde daha çok batık imgeler kullanır. Şiirlerini Türk Edebiyatı, Aylık Dergi, Güldeste, Kardelen, Sur, Kalem, Kırağı vb. dergilerinde yayımlayan şair, 1990 yılında "Yağmur" adlı şiiriyle Türkiye Diyanet Vakfı Na't-ı Şerif Büyük Ödülünü kazanır.
Sanatçının şiirlerinde dikkati çeken izlekler-, "hüzün", "yalnızlık", "hasret", aşk , "ölüm" ve "sonsuzluk"tur. Çiçekler Üşümesi (1986), Nuyageva (1990), Yankı ve Hüzün (1993), Aşkım İsyanımdır Benim (1993), Siyah Gözlerine Beni de Götür (1995), Yanılgı Saatleri (1995), Yağmur (1996), Rüveyda (1996) şiir kitaplarının adıdır.
İslami söylem, geçmişte yaşanmış büyük bir dünya görüşünü önceleyerek zamanın çıkmazları karşısında ütopyasını oluşturur. Bu ütopyanın, ulus ruhundan daha çok ümmet ruhuna yöneldiği kanaatindeyiz…
(Ramazan Korkmaz - Tarık Özcan CUMHURİYET DÖNEMİ: Şiir 1950 sonrası)