Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SERVETİFÜNUN ROMANININ ÖZELLİKLERİ

Servetifünun edebiyatı yazar ve şairleri, beslendikleri Batılı eserler doğrultusunda, dönemlerinin siyasi-sosyal şartlarının da belirlemesiyle, kendine özgü romanlar yazmayı başarmışlardır. Batılı anlamda Türk romanı bu dönemde yazılmış; roman gerek üslup gerekse teknik bakımdan önceki döneme göre büyük gelişme kaydetmiştir. Servetifünun Dönemi'nde roman tekniği modern ve sağlamdır. Bu dönemde Tanzimatçılarda görülen kurgu hataları, üslup eksiklikleri, acemilikler kaybolmuştur. Olayların örgüsü, işlenişi ve konuşmalar başarılı biçimde verilmiştir.

Yazarlar, eserde kişiliğini gizlemiştir. Esere kendi duygu, düşünce ve hayallerini karıştırmamış, kişiliklerini gizlemişlerdir. Bunun için de olayları, kişileri iç ve dış özellikleriyle, psikolojik yönleriyle objektif bir şekilde anlatmışlardır. Dil ve üslup olaya ve olayın kahramanının kişiliğine uygun olarak kullanılmıştır.

Servetifünuncular, Tanzimat’la başlayan dilde sadelik anlayışından uzak durmuş, aydın kesim için süslü ve sanatlı bir dille eserler vermiştir. Onlar estetiğe önem vermiş, bu da dil zenginliğini getirmiştir. Ancak sanatkârane üslup anlayışı eserlerde kullanılan dilin kimi zaman anlaşılmaz hâle gelmesine neden olmuştur. Sanatçılar duygu ve düşüncelerini anlatmak için Arapçadan, Farsçadan, Batı edebiyatından kelimeler ve tamlamalar kullanmışlardır.

Servetifünun sanatçıları yaşadıkları dönemdeki siyasal baskılar ve sansür nedeniyle bireysel konulara yönelmiştir. Bunun sonucu olarak sosyal içerikli temalardan uzak durmuşlar; eserlerinde hayal-hakikat çatışması, başarısız aşklar, karamsarlık gibi bireysel temalara yönelmişlerdir. Servetifünun romanında, konular İstanbul’daki seçkin kişilerin yaşamından, özellikle Batılı çevrelerden alınır. Bu dönemin romancıları; Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf ve Hüseyin Cahit Yalçın’dır.

Mehmet Rauf un en önemli eseri olan Eylül; zamanının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilir. Eser, psikolojik bir roman olup, ruhsal çözümlemelerde çok başarılıdır. İnsanların ruh hallerini çok iyi bir şekilde okuyucuya aktarmaktadır. Rauf, insanın iç dünyasını esas alan konuları ile Servetifünun hareketinin genel karakterine daha uygun olan romantik duyguları, hayalleri ve romantik aşkı işler. Onun eserlerinde sosyal unsurlar sadece basit çevre tasvirleri olarak kalmıştır. Eserlerinde şahıs kadrosunu dar tutmuş ve olay örgüsünü ikinci plana atmıştır.

Realizm

19. yüzyılın ikince yarısında Fransa’da romantizme tepki olarak ortaya çıkmış bir edebiyat akımıdır. Daha çok roman ve hikâyede başarılı olan realizm, 1857’de yayımlanan Gustave Flaubert (Gustav Flobert’in “Madam Bovary” adlı eseriyle romantizm karşısında kesin bir üstünlük sağlamıştır. Realizmim ortaya çıkışında, 19. yy.da Avrupa’da fen ve toplum bilimlerinde yaşanan gelişmeler etkili olmuştur. Deneysel bilimlerin gelişmesiyle olay ve olguların, ancak maddi güçlerle açıklanabileceği görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu dönemde özellikle Auguste Comte’un (Ogüst Comt) “pozitivist” deneyle ve bilimle ispatlanamayan hiçbir şeye inanılmamalı, felsefesi etkili olmuştur. Kısacası pozitivist felsefenin edebiyata uyarlanmasıyla realizm ortaya çıkmıştır. Realistlere göre günlük yaşamı ön yargısız bir şekilde incelemek, sanatı klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak gerekir. Realistler, pozitivizmin etkisiyle anlattıklarını duygulara değil, belgelere, bilimsel verilere dayandırmışlardır. Bunun doğal bir sonucu olarak realizmde konular, gerçek yaşamdan alınmış, olağanüstü kişi ve olaylara yer verilmemiş; duygu ve imgelerin yerini gerçekler almıştır. Realistler, insanın bir çevre ürünü olduğuna inandıklarından insanı kendi çevresiyle birlikte ele almışlardır. Realist eserlerde çevre bir süs unsuru olmaktan çıkıp insanın kişiliğini ortaya çıkaran bir unsur olmuştur. Kahramanların anlatımında duygusallıktan, onu idealize etmekten kaçınmışlardır. Romantiklerin aksine eserlerinde kişiliklerini gizlemişler hem insanı hem de onun içinde yaşadığı toplumu bir bilim insanı tarafsızlığıyla anlatmaya çalışmışlardır. İnsan, iyi ve kötü yönleriyle birlikte ele alınmıştır. Sanatçılar anlatımlarında biçime, üsluba önem vermişlerdir.

Dünya edebiyatındaki önemli temsilcileri, Balzac (Balzak), Standhal, Gustave Falubert, Dostoyevski, Tolstoy, A. Çehov, Gogol, Turgunyev, Maksim Gorki, Charles Dickens (Çarlz Dikms), Daniel Defoe(Danyel Defo), Mark Twain (Mark Tıvayn), Jack London (Cek Landın), Ernest Hemingway (Örnıst Hemingvey)... Türk edebiyatında ise Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin... bu akımın önde gelen temsilcileridir.

İLGİLİ İÇERİK

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR VE FECRİATİ TESTİ-1

SERVETİFUNUN EDEBİYATI OLUŞUMU TEST-1

SERVETİFÜNUNCULARIN KULLANDIKLARI NAZIM ŞEKİLLERİ

11.SINIF SERVETİ FÜNUN ROMAN ve HİKAYECİLİĞİ SLAYTI

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI LYS/ÖYS/ÖSS SORULAR

11.SINIF SERVETİ FÜNUN ROMAN ve HİKAYECİLİĞİ SLAYTI