Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 TANZİMAT ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ

Tanzimat edebiyatı şairlerini kendi içinde iki gruba ayırmakta fayda vardır:

Tanzimat’ın birinci kuşak şairleri:

Tanzimat edebiyatının birinci dönemi 1860 ile 1876 yılları arasını kapsar. Bu dönemin en önemli temsilcileri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal’dir. Hatta bu devreye Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal Mektebi de denilmektedir.

Bu sanatçıların ortak özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sanat toplum içindir görüşünü benimsediler ve bu doğrultuda eserler verdiler.
  • Dilde sadeleşmeyi, ölçüde heceyi savundular; ama bunu tam olarak uygulamadılar.
  • Fransız devrimci yazarlarından esinlenerek zulme, haksızlığa kalemleriyle savaş açtılar.
  • Divan edebiyatını eleştirdiler, Halk edebiyatını savundular; ama bu düşüncelerini eserlerine yansıtamadılar.
  • Şiirde estetik güzelliği değil, içeriği ön plana çıkardılar.
  • Edebiyatı fikirlerini aktarmak için bir araç olarak gördüler.
  • Önceki şiirimizde bulunmayan vatan, millet, hak, hukuk, hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramları şiire taşıdılar.
  • Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlediler.
  • Edebiyatın yanında siyasetle de ilgilendiler.
  • Tanzimat şairlerinin tümü, divan şiirini hedef almışlar; onu yok sayma, ortadan kaldırma çabasına girmişlerdir.
  • Divan şiirindeki parça güzelliği yerine bütün güzelliği benimsenmiş, anlam şiirin bütününe sindirilmiştir.
  • Şiirlerde beyit birimi ağırlıklı olarak kullanılmıştır.
  • Konulardaki büyük değişikliğe karşın, Tanzimat şiiri teknik bakımdan divan şiirinden çok ayrılamamıştır.
  • İlk dönemde siyasal ve toplumsal, ikinci dönemde bireysel ve duygusal konular işlenmiştir.
  • Tanzimat edebiyatına ilk darbeyi Namık Kemal vurmuştur. Asıl darbeyi Abdülhak Hamit Tarhan indirerek asıl yeniliği gerçekleştirmiştir.

 

Ziya PAŞA

Osmanlı bürokrasisinin çeşitli kademlerinde görev almış, Ali Paşa sadrazam olunca görevden uzaklaştırılmıştır. 1867’de “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”ne girmiş Namık Kemal ile Fransa’ya kaçmış, orada Namık Kemal ile “Hürriyet” gazetesini çıkarmıştır. Beş yıl kadar sonra İstanbul’a gelmiştir.

Ziya Paşa'nın en önemli kişilik özelliklerinden biri iç tutarsızlıklarıdır. Zaman zaman kendi kendiyle çelişen tavırlar içinde olmuştur. Önce gerçek Türk edebiyatı olarak halk edebiyatını kabul etmiş ve halk edebiyatına yönelmek gerektiğini savunmuş, sonra halk edebiyatını küçümseyerek divan edebiyatını övmüştür. Bu çelişkili tutum siyasi yaşamında da sürmüştür.

Terkib-i bent ve terci-i bendiyle ünlü olan Ziya Paşa’nın şiirlerinin hepsinde şekil ve dil bakımından eskiye bağlı kalmakla beraber içerik bakımından yenilikçi oldu. Devrinin siyasi ve sosyal olaylarını, politikacıların kötü tutumlarını, sosyal ahlakın düşkünlüğünü kuvvetli bir hiciv unsuru ile şiirlerinde işledi.

Eserleri:

  • Eş’ar-ı Ziya. Şiirlerinin toplandığı kitabıdır.
  • Zafernâme (Nazım - nesir karışık). Kaside, tahmis ve şerh olmak üzere üç bölümden oluşmuş bir kitabıdır. Yine genel olarak Ali Paşa'yı hicvetmiş,
  • Terkib-i Bend: Döneminin sosyal konuları üzerinde durduğu, dönemin sadrazamı Ali Paşa'yı hicvettiği bir eserdir.  (Bu eseri ile çok ünlüdür)
  • Terci-i Bend Divan tarzında olup hikemi ve tasavvufî tarzda bir eserdir. (Şiir)
  • Rüya Ziya Paşa rüyasında kurgusal olarak padişahla memleket sorunları üzerinde bir sohbet etmiştir. Eser, özellikle Ali Paşa'ya yönelik eleştirileri içerir 
  • Defter-i A’mal Ziya Paşa'nın ağırlıklı olarak çocukluk hatıralarına ve çocuk eğitimine yer verdiği eseridir
  • Harabat Üç ciltlik bu eser, Ziya Paşa'nın Arap, İran, Osmanlı ve Çağatay şiirlerinden seçerek oluşturduğu üç ciltlik bir antolojidir. Namık Kemal bu eseri beğenmemiş ve Harabat'ı eleştirmek üzere Tahrib-i Harabat ve Takip adlı eleştirileri yazmıştır. (Antoloji)
  • Tercüme eserleri: Endülüs Tarihi, Engizisyon Tarihi, Tartuffe. 
  • Arz-ı Hâl: padişaha verilmek üzere yazılmış bir çeşit dilekçe türü eserdir.

 

NAMIK KEMAL

İstanbul’da Tercüme Odası’na girdi, orada Şinasi ile tanıştı ve Batı edebiyatına yöneldi, Osmanlılar Cemiyeti’ne girdikten sonra Avrupa’ya kaçtı. Ziya Paşa ile Londra’da Hürriyet gazetesini çıkardı. 1872’de İstanbul’a dönen Namık Kemal, yazdığı Vatan yahut Silistre piyesinin oynatılmasından sonra Magosa’ya sürüldü. 

  • Namık Kemal, millî değerlerimizi yok etmeden Avrupalılaşmayı ve modernleşmeyi amaç hâline getirdi
  • Bir mücadele adamı ve idealist olarak yalnız Tanzimat döneminde değil, sonraki kuşaklar üzerinde de etkili oldu. 
  • Namık Kemal, şiirlerinde çoğunlukla sosyal konuları işledi
  • Şiir, oyun, makale ve eleştirilerinde "yurtseverlik", "hürriyet" kavramlarını ele alarak toplumcu bir anlayış içinde olmuştur.
  • Namık Kemal, İlk şiirleri divan şiiri yolundaki örneklerdir. Sonraları Batı düşüncesinin etkisiyle "vatan, yurtseverlik, özgürlük, adalet, meşrutiyet" gibi kavramları ele alarak yeni ve toplumcu bir şiir içeriği yaratmıştır. Onun "Hürriyet Kasidesi", "murabba" ve "Vaveyla" gibi şiirleri bu kavramları coşkulu bir dille anlattığı örneklerdir. Bu nedenle "vatan şairi" olarak anılmıştır
  • Şiirleri Divan’ında toplanmıştır.

 

ROMANLARI: 

  • İntibah: ilk edebi romandır
  • Cezmi: ilk tarihi romandır

TİYATROLARI

  • Vatan yahut Silistre: Sergilenen ilk tiyatro eseridir. 
  • Celâleddin Harzemşah: adlı tiyatrosunda yer alan "Celal Mukadimesi" adlı ön sözde tiyatroyla ilgili görüşlerini ortaya koşmuştur.
  • Diğer tiyatro eserleri: Gülnihal, Âkif Bey, Kara Belâ, Zavallı Çocuk 

BİYOGRAFİLERİ: 

  • Evrak-ı Perişan: Selâhaddin-i Eyyubî, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim’in biyografisi, 
  • Terceme-i Hâl-i Nevruz Bey.

ANI: Silistre Muhasarası

TARİH: Barika-i Zafer (İstanbul’un Fethi), Devr-i İstilâ, , Kanije, Osmanlı Tarihi.

MAKALE-TENKİT

  • Tahrib-i Harabat, Takip: Namık Kemal'in eleştiri niteliğindeki eserleridir. Namık Kemal bu eleştirilerini, hürriyet mücadelesi yolunda dava arkadaşı Ziya Paşa'nın bir çeşit eski Türk edebiyatı antolojisi olan "Harabat" adlı eserine karşı yapmıştır. 
  • İrfan Paşaya Mektubu: Namık Kemal'in bu eserinde, eski edebiyatı savunan, yeni edebiyatçıları eleştiren İrfan Paşa'ya kendi neslinin edebiyat anlayışını açıklamıştır. Eleştiri türündedir.
  • Diğer Eserleri: Mütahabat-ı Tasvir-i Efkâr, Mukaddime-i Celâl, Talim-i Edebiyata Dair Risale, Renan Müdafaanâmesi.

 

İLGİLİ İÇERİK

SERVET-İ FÜNÛN İLE TANZİMAT ROMANININ KARŞILAŞTIRILMASI

TANZİMAT EDEBİYATI ÖSS/ÖYS/LYS SORULARI

TANZİMAT EDEBİYATI BULMACA

TANZİMAT EDEBİYATI ÖĞRETİCİ METİN ÖRNEKLERİ

TANZİMAT EDEBİYATININ OLUŞUMU

TANZİMAT TİYATROSU

TANZİMAT I.DÖNEM ve II.DÖNEMİN DİL ANLAYIŞLARI

TANZİMAT EDEBİYATI TEST

TANZİMAT I. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896)


 

TANZİMAT’IN İKİNCİ KUŞAK ŞAİRLERİ:

Tanzimat edebiyatının ikinci dönemi 1876 ile 1896 yılları arasını kapsar. Bu dönemin en önemli temsilcileri Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci’dir.

Bu sanatçıların ortak özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • “Toplum için sanat” felsefesini bırakıp “sanat için sanat” görüşünü benimsediler.
  • Siyasi ortamlara ve devlet yönetimine pek karışmadılar.
  • Sosyal konulardan çok, bireysel konuları ele aldılar.
  • Birinci kuşak şairlerine göre daha ağır bir dil kullandılar.
  • Birinci kuşağın mücadeleci kişiliğine karşılık bu devre sanatçıları biraz içe dönük ve uyumlu bir kişiliğe sahiptirler.
  • Hem şekil hem de içerik olarak öncekilere göre daha yeni bir edebiyat ortaya koydular.
  • Klasik, romantik ve realist edebiyat akımlarını Türk edebiyatına başarıyla yansıttılar.
  • Bireysel ve yenilikçi sanat anlayışıyla Fünûn edebiyatının oluşumuna da zemin hazırladılar

 

Bu dönemin önemli şairlerini kısaca tanıyalım:

 

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN ( 1852-1937)

1876'da Paris Büyükelçiliğinde ikinci kâtiplik görevi yapmıştır. Ardından Rusya, Yunanistan ve Bombay'da görevlendirilmiştir. Eşi Fatma Hanım, ilerleyen hastalığı nedeniyle yurda dönmek istemiş ve dönüş yolunda vefat edince Beyrut'ta toprağa verilmiştir. "Makber" adlı ünlü şiirini de eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine yazmıştır. 

Sanatı ve Eserleri 

  • "Şair-i Azam" olarak anılmıştır.
  • Abdülhak Hamit Tarhan, yol açıcı bir şairdir. Türk şiirinin hem konu hem de biçim yönünden büyük yeniliklere açılmasını hazırlamıştır.
  • İlk şiir kitabı "Sahra" bir pastoral şiir örneğidir.
  • Şair, şiirlerinde bireysel temalara yönelmiş, "Makber" şiiri buna en güzel örnektir.
  • Romantik akımın özelliklerini şiirine yansıtmıştır
  • Şiirlerinde metafizik temalardan, ölüm düşüncesinden, ölümün karşısında hayattan ve aşktan söz eder. Hayata dört elle sarılan şairin korkusu, ölümle güzelliklerin, yaşamın sona ereceğidir ve ölüm sonrasının bilinmezliği onu çıldırtır. Ölüm ve hayat karşıtlığı arasında gidip gelir. 
  • Şiirlerinde tabiat ve aşk unsurları büyük bir yer tutmuştur
  • Divan şiirinin kalıplarını ve biçimsel yapısını kırmış, döneminde büyük bir yeniliğe imza atmıştır, onun şiirlerini okuyanlar, şiirin nesre yaklaştığını, serbestleştiğini söylemişlerdir. 
  • Şiir dili ağırdır, şiir dilindeki özensizliği çok eleştirilmiştir.
  • Abdülhak Hamit, şiirden başka, tiyatro türünde de pek çok eser ortaya koymuştur. Bu eserlerin konularını çoğunlukla tarihten (Türk, Hind, Asûr, Arap tarihleri) almıştır. 
  • Sanatçının eserlerindeki dağınıklık, itinasızlık ve düzensizliğe rağmen; yeni edebiyatımızın gerçekleşmesinde, Türk edebiyatına Batılı bir karakter verebilecek olan yeni bir neslin yetişmesinde büyük rol sahibi olduğu söylenebilir.
  • Şiirleri: Sahra, Makber, Kahpe, Divaneliklerim Yahut Belde, Bunlar Odur, Hacle, Bâlâ’dan Bir Ses, Vâlidem, Yadigâr-ı Harp, İlham-ı Vatan. Tayflar Geçidi
  • Manzum Piyesleri: Nazife, Tarık, Eşber, Zeynep, Liberte, Turhan, Finten, Hakan, Macera-i Aşk, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu, Zeynep, Tarık.

 


 

Romantizm (Coşumculuk) 

18. yüzyıl düşünürlerinden J. J. Rousseau, "romantik" sözcüğünü kullanan ilk kişidir. Romantizm, klasisizmin sanatçıyı bunaltan kurallarından kurtarma amacı taşır.

  • Klasisizme tepki olarak doğmuştur.
  • Klasik edebiyatın bütün kural ve biçimleri yıkılmıştır.
  • Duygu ve hayale önem verilmiştir.
  • Yunan ve Latin edebiyatları yerine çağdaş edebiyatlar örnek alınmıştır.
  • Konular günlük yaşamdan, ulusal efsanelerden ve ulusal tarihten alınmıştır.
  • Sanatçılar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememişler, biçimsel kusursuzluk arayışını ikinci plana itmişlerdir.
  • Toplumun her kesimini, halktan insanları eserlerine almışlardır.
  • Kişileri kendi çevreleri içinde ele almışlar, eserlerde giyim kuşam, doğa tasvirlerine yer vermişlerdir.
  • Romantizmde tipler tek yönlü ele alınmış, iyi-kötü, güzel-çirkin, ak-kara, çatışması ortaya çıkmıştır.
  • Hayal ve duygu ön plana çıktığından, lirik şiir bu dönemde yeniden gelişmeye başlamıştır.

 

Temsilcileri: 

  • Fransız Edebiyatı Victor Hugo, J. J. Rousseau, Lamartine, A. Musset, Alexandra Dumas 
  • Alman Edebiyatı Goethe, Schiller, Heine 
  • İngiliz Edebiyatı Lord Byron, Keaths, Shelley 
  • Rus Edebiyatı Puşkin
  • Türk edebiyatında Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan, Ahmet Mithat Efendi romantizm akımından etkilenmişlerdir.

 

KLASİZM VE ROMANTİZM ARASINDAKİ FARKLAR 

1. Klasisizm akıl ve sağduyuya dayanır. Romantizm duyguya ve hayale dayanır. 

2. Klasisizmde mantık önemlidir romantizmde coşku ve hisler önemlidir. 

3. Klasisizmde üsluba önem verilmiştir. Romantizmde üsluba önem verilmemiştir. 

4. Klasisizm kuralcıdır. Romantizm klasizm kuralcılığına karşı çıkmıştır. 

5. Klasisizmde roman ve hikâye gelişmemiştir. Romantizmde gelişmiştir 

6. Romantizm klasisizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. 

7. Romantizmde milli tarih anlayışı vardır.

8. Klasisizm eski Yunan ve Latin Edebiyatını kendisine kaynak almıştır. 

9. Klasisizm din duygusuna önem vermemiştir. Romantizm vermiştir. 

10. Klasisizmde trajedi, komedi türleri gelişmiştir. Romantizmde dram türüne yer verilmiştir.

 


 

TANZİMAT I.DÖNEM VE II.DÖNEM KARŞILAŞTIRILMASI

  • I. dönemde “sanat toplum içindir” anlayışı benimsenmiştir fakat II. dönemde “sanat sanat içindir” anlayışı hâkim olmuştur 
  • I.dönemde eserler sade bir dille yazılırken II. dönemde sadeleşme çabaları bırakılmıştır 
  • I.dönemde klasisizm ve romantizmin etkileri görülürken II. dönemde natüralizm ve realizm benimsenmiştir 
  • I.dönemde tiyatro sahne dili ve tekniği bakımından başarılıyken II. dönemde başarısız eserler yazılmıştır 
  • I.dönemde şiirde yeni konular yurt ulus insan hakları özgürlük gibi konular işlenirken II. dönemde şiirin konusu genişletilmiş bireysel konulara dönülmüştür.
  • I.dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. I. dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır.
  • II. dönemde gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin yerini de edebi makale alır.
  • II. dönemde roman ve öykü tekniği daha da gelişir. I. dönem göre daha nitelikli ürünler vermeye başlamıştır. 
  • II. dönemde betimlemeler ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının etkisiyle gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır.
  • I.dönemde tiyatro eserleri oynanmak için yazılırken II. dönemde okunmak için yazılır

 

İLGİLİ İÇERİK

SERVET-İ FÜNÛN İLE TANZİMAT ROMANININ KARŞILAŞTIRILMASI

TANZİMAT EDEBİYATI ÖSS/ÖYS/LYS SORULARI

TANZİMAT EDEBİYATI BULMACA

TANZİMAT EDEBİYATI ÖĞRETİCİ METİN ÖRNEKLERİ

TANZİMAT EDEBİYATININ OLUŞUMU

TANZİMAT TİYATROSU

TANZİMAT I.DÖNEM ve II.DÖNEMİN DİL ANLAYIŞLARI

TANZİMAT EDEBİYATI TEST

TANZİMAT I. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896)