HOCA DEHHANÎ
On üçüncü yüzyılda yaşamış olup da eserleri ele geçen biricik divan şairi Hoca Dehhanî'dir. Ancak bu şairin oldukça işlenmiş bir şiir üslûbu olduğuna göre ona çağdaş, başka şairlerin varlığı da kuvvetli ihtimaldir. Araştırmalar belki yeni isimler getirecektir.
Dehhani'nin hayatı üstüne çok az şey biliyoruz. Esasta Horasanlı olduğu Konya Türk sultanı Alâeddin Keykubâd'a (I. veya III.) kasideler sunduğu sonra yine Horasan'a dönmek için ondan izin istediği Yarcanî'nin "şah-nâme"sinden anlaşılmaktadır. Ele geçen şiirlerden başka bir de Selçuk Şehnamesi yazdığı bilinmektedir. Fakat bu eser, ele geçmemiştir.
Divan şiirinin ilk temsilcisi sayılır. Din – dışı konularda aşk ve şarap şiirleri yazmıştır. Şiirlerinde öz ve anlam sanatlarına, benzetmelere çokça yer vermiştir. Ustalıkla yazılmış, güzel gazel ve kasideleri vardır. Gazel ve kasidelerinde 4 farklı aruz kalıbı kullanması yönüyle başarılı görülse de bazı imgeleri çok sık tekrarlaması olumsuz bir izlenim bırakmıştır. Divan edebiyatı şairleri arasında ilk din dışı konular işleyen kişidir. Şiirlerini Eski Anadolu Türkçesi’yle yazdı. Elimize 6 gazeli ve 1 kasidesi ulaştı.
Dehhanî üzerinde daha yeni araştırmalara ihtiyaç vardır. Onun diye gösterilen şiirlerden bazılarının Kemal Paşazâde'ye ve Resmîye ait olduğunu, Hikmet İlaydın {Dehhanî'nin şiirleri" Türk Dili s. 277) ortaya çıkarmıştır.
Son araştırmalara göre Hoca Dehhani 'nin XV. yüzyılda yaşadığını ve bu asrın Önemli bir şairi olduğunu da belirtmek gerekir. (Faruk Akün, Divan Edebiyatı Diyanet İslâm Ansiklopedisi.)
GAZEL
Sabreyle gönül, derdine derman ire, umma
Can atma oda bîhude, canan ire umma.
Gözün sadefinden nice dürdâne dökersin
Şol dişi güher, dudağı mercan ire, umma.
Ger, vasi dilersen ko bu feryadı a bülbül
Gül gonca gibi ağzı gülistan ire, umma.
İnceldise hecrile karınca gibi bilin
Furkat nice bir ola Süleyman ire umma
Yakûb gibi hüzn ile katlan bir iki gün
Bir gün haber-i Yûsuf-ı Ken'ân ire, umma.
Feryâd u figân itme a bülbül dahi ağzun
Yum gonca gibi yine gülistan ire umma.
GAZEL
Aceb bu derdümün dermanı yok mı?
Ya bu sabritmegün oram yok mı?
Yanaram mumlaym başdan ayağa
Nedür bu yanmagun pâyâm yok mı?
Güler düşmen benüm ağladuğuma
Aceb şol kâfirün îmânı yok mı?
Delüpdür cigerümi gamzen okı
Arayürekde, görpeykânı yok mı?
Su gibi kanumı toprağa kardun
Ne sanursın garîbün kanı yok mı?
Cemâl-i hüsnüne mağrur olursın
Kemâl-i hüsnünün noksanı yok mı?
Begüm, Dehhanî'ye ölmezdin öndin
Tapuna irmegün imkânı yok mı?
Açıklama
od: ateş- Dürdâne: inci- güher: elmas (inci)- a: ey- hecr: ayrılık- bil; bel- Yûsuf-ı Ken'ân; Ken'an diyarından Yusuf- bu resme: bu şekilde- Dehhanî-Dehhani'ait. pâyân; son, bitim- peykân: ok- Cemâl-i hüsn: çehre güzelliği- Kemâli hüsn: mutlak güzellik- tapuna: evine, kapma, katına
AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI ANSİKLOPEDİSİ
İLGİLİ İÇERİK
HOCA DEHHANİ HAYATI ve ESERLERİ
HOCA DEHHANİ HAYATI ve ESERLERİ
HOCA DEHHANİ - SABREYLE GÖNÜL DERDİNE...
HOCA DEHHANİ - BİR KADEHLE BİZİ SAKİ GAMDAN AZAD EYLEDİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
HOCA DEHHÂNİ - ACEP BU DERDİMİN DERMANI YOK MU?
HOCA DEHHANİ - BİR KADEHLE BİZİ SAKİ....
HOCA DEHHANİ - ACEP BU DERDÜMÜN..
DEHHANÎ
Horasan Türklerinden olduğu anlaşılan ve yağlı maddelerle nakış yapan bir nevi nakkaşlara verilen ad olan "dehhan" kelimesine nisbetle Dehhanî mahlasını kullanan bu XIII. yüzyılın ikinci yarısı şairi, dinî konularla meşgul olmayıp, sonradan klasik şiirimizde en fazla kullanılan sevgili, şarap başta olmak üzere hayatın günlük arzularıyla ve oldukça coşku ve içtenlikle canlanmış gazeller yazmış bir sanatkârdır.
Yaşamı, görevleri, ömrünün son yılları hakkında yeterli bilgiye sahip olduğumuzu söyleyemeyeceğimiz, sadece, Hoca sıfatı ile de anıldığı bilinen Dehhanî'nin, Anadolu Selçuklularının sonlara doğru gelen hükümdarlarından III. Alâeddin Keykubad (1298-1302)'ın saray şairleri arasında yer aldığı ve sultanın ona Farsça bir Selçuklu Şehnamesi kaleme aldırmak arzusunda olduğu hakkında kayıtlar mevcuttur. Ancak yazıldığı ve 20.000 beyit kadar tuttuğu da söylenen bu Selçuklu Şehnamesinden bugüne kadar bir bölüm bile ele geçmiş değildir. Hoca Dehhanî'nin sonradan, geldiği Horasan bölgesine dönmek istediği III. Aleaddin Keykubad'a sunulan bir kasidesinden anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi XIII. yüzyıl şiirimizin klasikliğe yönelen ve bu geleneğin ilk temsilcileri gibi kabul edilebilecek olan Ahmed Fakîh, Sultan Veled gibi şahsiyetlerin eserlerinde, genellikle, hâkim olan tasavvuf neşvesidir. Oysa Dehhanî'de böyle bir durum ve davranışa tesadüf edilmemektedir. Bu noktadan hareket eden bazı inceleyiciler, onu, klâsik edebiyatımızın usulüne uygun, mecazlarını, sanatlarını başarı ile kullanan ilk sanatkârı saymışlardır. Yani bir başka ifade ile amaçları halkı irşat etmek, din ve kahramanlık duygularını güçlendirmek, ya da tasavvuf inançlarını ve sufilerin hayatlarını sevdirip benimsetmek olmayıp aşktan, şaraptan, bülbülden, gülden, servi boydan, dudak, diş, inci, mercan gibi birbiriyle mütenasip kelimeleri bir araya getirip bir sanat zevkini geliştirme çabasından kaynaklanan Anadolu şiirinin ilk özgür ve becerikli şairi Dehhanî 'dir, denebilir. Bununla beraber onun da tasavvuf konusunda şiirler yazmış olması da ihtimal dışı değildir.
PROF. DR. ABDÜLKADİR KARAHAN, TÜRK KÜLTÜRÜ VE EDEBİYATI, MEB YAYINLARI,İSTANBUL 1998, s. 153.)
İLGİLİ İÇERİK
HOCA DEHHANİ HAYATI ve ESERLERİ
HOCA DEHHANİ HAYATI ve ESERLERİ
HOCA DEHHANİ - SABREYLE GÖNÜL DERDİNE...
HOCA DEHHANİ - BİR KADEHLE BİZİ SAKİ GAMDAN AZAD EYLEDİ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
HOCA DEHHÂNİ - ACEP BU DERDİMİN DERMANI YOK MU?