GÖNÜL NE ARZÛ-YI CÂH İDER NE TÂC U TAHT İSTER - NABİ
GAZEL
Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Gönül ne arzû-yı câh ider ne tâc u taht ister
Reh-i himmetde ancak kalb-i nerm ü pâ-yı saht ister
Güşâyiş-hâh olan diller nesîm-i kâm-ı âlemden
Bu gülşende misâl-i gönce ol laht laht ister
Kenâr-ı dideden dûr olmasun aks-i kadd-i cânân
Leb-i ser çeşme-i gam sâye-i güster bir dıraht ister
Ne himmet kâr-gerdür ne taleb ne hüsn-i isti’dâd
Sezâ’yı bezm-i yâr olmağa da âdemde baht ister
Umar boynunda yârün sâ’id-sîmînini Nâbî
Semend-i meşreb-i rehvârına bir sîm raht ister
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Gönül, ne rütbe ne tac, ne de taht ister. O gayret yolunda yumuşak bir kalp ile sebat eden bir ayak ister.
Şu dünyanın ılık rüzgârı ile gönüllere ferahlık bulanlar, yaprakları parça parça açılmış, gül goncası isterler.
Sevgilinin boyunun gölgesi, gözden ırak olmasın. Çünkü dudak onun gam çeşmesi ile gölge veren ağacını ister.
Güzelliğe ulaşmak için ne gayret etmek ne de istemek yeterlidir. Sevgilinin meclisine ulaşmak için şu âlemde bahtın gülmesi lâzımdır.
Nâbî, sevgilinin boynundaki gümüş gerdanlığı umar. O, rahvan giden atına, gümüş bir eğer takımı ister.
İLGİLİ İÇERİK