OLMIŞ O ŞÛH O MERTEBE MEST-İ ŞARÂB-I NÂZ - NEFİ
GAZEL
Mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün
Olmış o şûh o mertebe mest-i şarâb-ı nâz
Kim bâde içre aksine eyler itâb-ı nâz
Kalmazdı rüzgârda bir zinde âşıkı
Ger olmayaydı gamzesi mest-i harâb-ı nâz
Bir kahramân-ı şûhdur ol gamze gûyiyâ
Olmış müsâhibi nigehî pür-hicâb-ı nâz
Çeşmi hadeng-i hışmı yine kıldı der-kemân
Ebrûlarına düşse n’ola pîç ü tâb-ı nâz
Nef’i göreydi bu gazel-i pür-niyâzını
Tahsîn iderdi gamze-i hâzır-cevâb-ı nâz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
O şuh o derece naz şarabının sarhoşu olmuş ki Kadehin içinde görünen kendi aksine bile naz ediyor.
Eğer naz sarhoşu olan gözleri bu sarhoşlukla gücünü kaybetmeseydi Aşıklarından bir tanesi bile sağ kalmayacaktı.
O güzel gamzeleri ile sanki kan dökücü bir kahramandır Gizli naz odasında sanki sohbet arkadaşı olmuş.
Gözlerinin öfkeli okları yine yaya yerleşmiş Naz kıvrımları eğer onun kaşlarının içine düşerse hali nice olur?
O sevgili Nef’i’nin bu yalvarmalarla dolu bu gazelini görseydi mutlaka nazlı gamzeleriyle güzel bir cevap verirdi.
İLGİLİ İÇERİK
NEFİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
NEFÎ (Ö. 1635) - KASİDE VE GAZEL