Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ARİF NİHAT ASYA'DAN KİTAP HAKKINDA


KİTAP -I-

 Kitabın ağaçla, çiçekle akrabalığı vardır, bunun içindir ki birçok dillerde «Kitap yaprağı» anlamına gelen kelime, «ağaç yaprağı» anlamına olanın aynıdır.

Adanalı, kitabı deniz bildi.. Yaprağa «dalga» dedi.

Dante. Cehennem'inde her çeşit ceza düşünmüş; yalnız yanılmıyorsam, zehirli kitap yazanların sırtına kitaplarından bir hörgüç koymayı unutmuştur.

Gönül isterdi ki, şu memleketin kadınları, aynaya baktıkla­rının yansı, dörtte biri, onda biri kadar da kitaba baksınlar!

Rahmetlik Hüseyin Rahmi, bir eseri yüzünden mahkeme­ye verildiği zaman. «Kitaplarımı yığsanız mahkemenin çatısını aşar.» dedi. Yazınca böyle yazmalı: deyince böyle demeli!

Mukaddes kitaplara gökyüzü, noktalama işareti olarak, irili ufaklı yıldızlarını gönderdi.

 

Kitap II

Açık kalmış bir kitap, «Yarabbi, beni bir okuyan gönder bana!» diye açılmış iki eldir.

Ey kesilmemiş kitap, bir gün gelecek, okunacaksın! Üze­rine belki mavi, belki elâ, belki yeşil gözler eğilecek ve seni okurken ağlayanlar olacak, gülenler olacak!

Gösterişsiz cildinin altında bekâretini sakla, ey kitap: gü­zel yüzler, güzel kirpikler göreceksin... o gün. beklenmeye de­ğer.

Mevsim, üşütmesin seni, çiçekler gibi, baharı beklemeyi bil!

Yaprakların bono değil, çek değil, fatura değil, banknot değildir, yazık ki okunsan da anlaşılmayacağın çağlar, nöbet­ler geçirmekteyiz.

Kilitleyen kilitlemiş seni böyle sımsıkı, açılma, ey kitap, açılma!

Belki de anahtarın göklerden inecek, bilmeyenler, anla­tanlar.

- Bir yıldız kaydı, diyecekler.

Yarın çocuklarımız, çocuklarına, kelimelerinden adlar se­kecekler ve taşıdıkları adlara lâyık insanlar olacaklar!

Yaprakların, ötekiler gibi, şu sokakta geçseydi sen yarına çıkamazdın, ey kitap!

Ateşten kurtulduğun gibi, selden de kurtulacaksın ve sel­den kurtulduğun gibi hoyrat elden de kurtularak sana lâyık eller bulacaksın!

Gösterişsiz kabına bürünmüş, uyuyorsun şimdi... uyu ey kitap, uyu... günü gelecek, uyanacaksın. Bir gülün, bir şark lâ­lesinin açılışıyla açılacaksın, rengin olacak, kokun olacak: altın Kanatlı arıların, altın kanatlı kelebeklerin olacak!

Bayrak tanıyacak seni, toprak tanıyacak seni... gözler, yıldızlar, dudaklar tanıyacak; okuyacak seni!

Yapraklarını kanat yapıp uçabilenler neslinin geleceğine ben inandım.. Sen de inan, ey kutlu kitap!

Ben unutmadım seni: gecelerin bile okuyabileceği bir ay­dınlık yazın vardı...

Kendini küçük görme, ey kitap, kitabımsın!

Sayfaların, bir güzel yüz olup gülümseyecek.. uyanacak­sın... iki kabını iki yanına açıp gerineceksin, yaprakların, kanat olduklarını hatırlayacaklar, kızlarımız, aynanda tarayacak saç­larını, senden uzaklaşanlar, sana dönecekler, senden af dile­yenler olacak!

Çevremizde ateşböcekleri gibi pırıl pırıl uçuşan noktaların­la gökleri yeniden yıldızlayabileceğiz! Kitaplardan kovulmuş destanımızı kitaplara çağırabileceğiz!

Törensiz, nutuksuz ve sessiz, fakat sevinç yaşlarıyla aça­cağız seni!

Ben, elimde, kesilmemiş yapraklarını kesecek kudreti gö­rüyor: lâkin seni açmak zevkini oğlum tatsın diye bu işi ona bırakıyorum ve sen, çiçekler gibisin: baharı beklemeyi bilirsin, ey çiçeğim kitap, destanım kitap, kitabım kitap!

8 Şubat 1963


KİTAP -III-

Ağabey kardeşini, rafta cilt cilt sıralanmış bir kitap takı­mına sıradağları seyreder gibi bakarken yakaladı. - Her cildi için beş kuruş var, okur musun?
Kitaplar azametliydi, ama cilt başına beş kuruş da fena para değildi.
Her cildin bitirilmesinde küçük bir yoklama yapılacak, bu­nu ödeme takib edecekti.
Kardeş, onar, on beşer gün arayla imtihanlarını veriyor; ödemenin -toptan yapılmasını tercih ettiğinden- sonraya bıra­kılmasını istiyordu.
Fakat son sayfayı bitirip son cildi kapayınca, okudukların­ın, parayla değerlendirilemeyecek kadar büyük bir benlik ve kişilik kazandığı için, alacağını reddetti.
Yıllar önce geçmiş bu olayda ağabey, imzasıyla öteden beri tanıdığım bir inanç sahibi; kardeş, yakın bir inanç arkadaşımdır.. kitap ise Rıza Nur'un tarihiydi.

 

8 Eylül 1962

Arif Nihat Asya, Top Sesleri, 69-71