Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

TEKERLEMELER ve ÖRNEKLERİ

Hem konuşma ve hem de okuma eğitimi etkinliklerinde tekerlemelerin önemli bir yeri vardır. Akıcı bir dil kullanımı ve kusursuz sesletim becerilerinin kazandırılmasında tekerlemelerden yararlanılmalıdır.

Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikâye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.

Genelilikle çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu'da döşeme, Güney Anadolu'da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe çıkarmada ise sayışma denir.

Öğrencilerle yapılacak tekerleme çalışmalarında kullanılabilecek bazı tekerleme örnekleri aşağıda verilmiştir.

  • Acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı, sarımsaklamasak da mı gelir zamanı,
  • Sarımsaklamasak da gelirse zamanı, niye sarımsaklayalım o zaman samanı.
  • Âdem madene gitmiş. Âdem madende badem yemiş. Mademki Âdem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş.
  • Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir.
  • Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi?
  • Be birader buraya bak başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri Bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi Bir berber bir berbere "Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan'da bir berber dükkânı açalım." demiş.
  • Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Badi'den biberli bir papara yedi.
  • Bu çorbayı nanelemelî mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli?
  • Bu ekşi eski ekşi.
  • Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.
  • Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.
  • Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert dört dergâhtan dört dev çıkar.
  • El âlem ala dana aldı aladanalandı da biz bir ate dana alıp aladanalanamadık.
  • İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti.
  • Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar.-Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp.
  • Kırk kanatlılardan Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kırak yerken kırık kanadına kırıntılar döküldü.
  • Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: "Siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz." demiş.
  • Şemsipaşa Pasajında sesi büzüşesiceler.
  • Üç tunç tas has hoş hoşaf.
  • Üstü üç taşlı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır?
  • Sen ne zamandan beri tekere mekere şekere mekere bir porsuksan bende o zamana kadar şekere mekere tekere mekere bir porsuğum.
  • Bu kara kantar kırk kilo kara katran tartar
  • Çağatay'da çarmıha çakılan çarın çavuşu, çamurlu çamçağı çakıllı çayda çalkalarken, çantasından çamaşırlarını çaldırdı. Ey dibi kara kabuğu kuru kaba karaağaç beni gördün demi kurudun, ey dibi kuru kabuğu kara karaağaç beni görmedin demi kurudun?
  • Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri kürkü yırtık erkek kel kör kirpi diğeri kürkü yırtık dişi kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürkünü kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürküne; kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürkünüde kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürküne eklemişler.
  • İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
  • Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken pire berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken... illa ki babamın bitli külahı, ben dikerim, o sökülür, arasından yumurta kadar bitler dökülür, 
  • Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, altı ay bir güz gittim. Bir de arkama döndüm, baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim. Derken karşıma bir hatun çıktı. Dedim, adın ne? Dedi, Emine... Eğildim baktım önüne. Bir yanı sazlık samanlık, bir yanı tozluk dumanlık... Bir yanında boyacılar boya yapar otuz iki renk ile bir yanında pamukçular pamuk basar denk ile...
  • Yalan, bu yalan, fili yuttu bi yılan, bu da oldu kuyruklu bi yalan. Karıncaya vurdum palan, otuz iki yerinden çektim kolan... Pireye bindim de deveyi kucağıma aldım, bu da mı yalan.

 

KOMŞU, KOMŞU

-Komşu, komşu!

-Hu, hu!

-Oğlun geldi mi?

-Geldi -Ne getirdi?

-İnci, boncuk.

-Kime, kime?

-Sana, bana.

-Başka kime?

-Kara kediye 

-Kara kedi nerede?

-Ağaca çıktı 

-Ağaç nerede?

-Balta kesti 

-Balta nerede?

-Suya düştü.

-Su nerede?

-İnek içti.

-inek nerede?

-Dağa kaçtı.

-Dağ nerede?

-Yandı, bitti kül oldu.

 

Âşık fasıllarında Tekerleme (Tekellüm)

Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmaları halk dilinde tekerleme, âşıklar arasında tekellüm olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor sözcüklerden meydana getirilir ya da dar ayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasıl aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak açar.

Örnek Tekerleme (Tekellüm):

Aceb ahîr zaman oldu gaziler

Büyük küçük birbirini beğenmez

Her mü'min münafık cennet arzular

Tanrı nasib ettiğini beğenmez

Kediler köpekler ile savaşır

Miçik deyu çarşı çarşı dolaşır

Mekbeti'si ehl-i ırz'a ulaşır

Orospular kendi erin beğenmez

Teklif ister bülbül güle konmağa

Pervaneler düşüp şem'a yağmağa

Oğlancıklar iştahından binmeğe

Doru ister atın kır'ın beğenmez

Babası anası koyun güttüren

Dağ başında kavalını öttüre

Kazma ile başın tıraş ettiren

Âhır kar ayak berberin beğenmez

Ot kökü balta sapının eğrisi

Yine gitmez yüreğimin ağrısı

Sofuluk satar bazı eşek uğrısı

Âşıkların aşk eserin beğenmez

Marifette kâmil olan yiğitler

Mağrur olmaz kendi nefsin öğütler

İl içinde bilip gören şâkirtler

Üstadın daha pîrin beğenmez

Er olmaz kalbinde tutan gûmanı

İsterse dolaşsun Hind'i Yemen'i

Der Kâtibî bizi beğenmeyeni

Deli gönül beğen derim beğenmez

(Kâtibî)

 

*****


Eveleme devleme
Kara kuşu kovalama
Çengi çekten miski anber
Sana bülbül
Bana gül
İstanbul’dan gelin gelir

Tahta tahta taraba
Hoş geldiniz merhaba
Selam verdik araba
Ahmet Paşanın atları
Kişir kişir kişniyor
Yemi nerden almalı
Kantarcıdan almalı
Kantarcıda yoğ ise
Santarcıdan almalı
Hangi tay'a takmalı
Donl taya takmalı
Doru tayın üstünde
İki karga ötüyo

Birisini öldürdüm
Bana kanlı dediler
Gel kanını sileyim
Kayseri'ye göçeytim

Yozgat'ın kilidi milidi
Akşam gelen kim idi
Emmioğlu Musacık
Kolu budu kısacık

 


TEKERLEME
Masal, hikâye ve halk tiyatrosu, bilmece gibi türlerin içinde, âşık edebiyatında, çocuk oyunlarında ve bazı törenlerde ya da bağımsız olarak görülen halk edebiyatı türüdür.
Telerlemelerin kendilerine has ve ortak özelliklerinin başında “kelime oyunu” oluşları gelir. Bu kelime oyunu kafiye, aliterasyon ve seciden hareketle elde edilen âhenk ve mana ile ilgilidir. Tekerlemelerde daha çok şiir öğesi düşünceye kılavuzluk eder. Bunun sonucu birbirini tutmaz hayâl ve düşünceler art arda sıralanarak olması mümkün olmayan durumlar, tabiat kanunlarıyla çelişen görüntü ve davranışlarından hareketle hayâlı bir dünya tablosu sergilenir.
Tekerlemelerde ana konu yoktur, beklenmedik hayal oyunlarıyla şaşırtmak, eğlendirmek, keyiflendirmek için başvurulan söz cambazlığıdır.

Tekerlemeleri şekil yönünden ikiye ayırmak mümkündür:
1.    Manzum Tekerlemeler: Oyun tekerlemelerinin çoğu manzumdur. Yalnız ikili konuşma biçiminde olanlarda nazma ait ölçü yoktur. Bunlarda kafiye ve ses tekrarlarına çokça rastlanır. Manzum tekerlemeler bir mısradan on beş mısraya kadar olabilir.

2.    Nesir Halindeki (mensur) Tekerlemeler: Bunlar genellikle masal ve halk hikâyesi gibi anlatmaya dayanan türlerin bünyesinde veya bağımsız olarak görülür. Mensur tekerlemelerde seci ve aliterasyonlar daha çoktur.

Bağlı bulundukları türlere ve bağımsız oluşlarına göre tekerlemeler şu isimleri alır:
1. Masal Tekerlemeleri: Bunlar masalın başında, ortasında uygun yerlerde ve sonunda söylenir. Yerine göre uzunca ya da çok kısa, kalıplaşmış sözlere verilen addır. Masalcı ihtiyaç duyduğu zaman hafızasında hazır bulunan bu tekerlemelerden faydalanır. Masal tekerlemelerinin belli bir görevi vardır: Olmayacak durumları söz oyunlarıyla aktararak dinleyiciyi masalı dinlemeye hazırlamak.
2.    Oyun Tekerlemeleri: Tekerlemelerin büyük bir bölümünü oyun tekerlemeleri meydana getirir. Bunları genellikle çocuklar söyler.
3.    Tören Tekerlemeleri: Çeşitli tören ve bayramlarda söylenen tekerlemelerdir. Bunların çocuklara ait bazı törenlerde söylenenleriyle, büyüklerin katıldığı bazı törenlerde söylenenleri de vardır. Çocuk törenlerinin en önemlilerinden biri yağmur yağdırmak amacıyla yapılan törendir. Anadolu’nun birçok yöresinde “çömçe gelin” diye adlandırılan kuklayı, çocuklar bir değneğe takıp değneğin iki ucundan iki çocuk tutarak kapı kapı gezerek “Yağ yağ yağmur, yerde çamur, teknede hamur, ver Allah’ım ver bereketli yağmur.” tekerlemesini özel bir ezgiyle söyleyerek çeşitli yiyecekler toplarlar.
4.    Bağımsız Söz Cambazlığı Değerinde Olan Tekerlemeler: Bu tekerlemelerin adı belli bir sanatçı eliyle ve belli şekil kurallarına uyularak söylenen örnekleri âşıkların şiirlerinde görülür. Bunlarda güldürme unsuru ağır basar. Söz cambazlığı değerindeki tekerlemelerin görevi dinleyicileri güldürmek, eğlendirmek ve şaşırtmaktır. Kafiyeler, sürekli aynı seslerin tekrarı, bazen de çeşitli taklitlerin, el kol hareketlerinin, yüz mimiklerinin de işe karışması bunların anlatım gücünü artırır. “Dal sarkar, kartal kalkar; kartal kalkar, dal sarkar.” söz cambazlığına dayanan ilginç bir tekerlemedir.

ÖRNEK TEKERLEMELER.

Tören Tekerlemesi:

Yağ yağ yağmur
Tarlada çamur
Teknede hamur
Ver Allah’ım ver
Sellice yağmur

Evvel zaman içinde
Kalbur zaman içinde
Deve tellâl iken
Sinek berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
O yalan bu yalan
Fili yuttu bir yılan
Bu da mı yalan...

Sayışmaca
(Oyun Tekerlemesi):

Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum
Duma duma dum
Kırmızı mum

Tabakta pekmez
Yala yala bitmez
Ayşecik cik cik cik
Fatmacık cık cık cık
Sen bu oyundan çık

Karnım aç
Kamına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Hey başı bitli

Nacak sapma
İki kes
Bir sana
Biri de bana

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlanın karısı

İncik, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Haşan Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek Hem kötek
Hem yedi köpek

Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

İçinde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız

Delmişler, dakmışlar    
Bunu böyle yapmışlar    
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı

Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı
Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
 Neye gidiyon

Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Şu ebe de ne alık
Ebe suya dalamaz
Arasa da bulamaz
Ene nene bulamaz
Ben sana küstüm

Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tembel üçler
Dayak yiyen dörtler
Beşler makine gibi işler
Altılar altınımı çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar doktor olup gittiler
Onlar kırmızı donlar

Armudu kestim
Tavana astım
Tap dedi düştü
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum

Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok

Ooo iğne miğne
Ucu düğme
Filifilince
Kuş dilince
Horoz öttü
Tavuk tepti
Bülbül kızı
Selamına dua etti
Alçık balçık
Sana dedim sen çık

Hakkı Hakkı’dan hakkını istedi
Hakkı Hakkı’nın hakkını vermeyince
Hakkı Hakkının hakkından geldi

Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendili bohça Kendisi hoca

Kapıdan tavşan geçti mi? Geçti
Tuttun mu?
Tuttum Kestin mi?
Kestim Tuzladım mı?
Tuzladım Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım

Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi al getir
Getiremem
Neden getirimezsin?
Kara kediler yemiş.
Vay vay, miyav

HALK ŞİİRİNDEN SEÇMELER -BİLGE KÜLTÜ SANAT

 


ÖRNEKLER-2

Bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkânı açalım demiş.

*

Hakkı hakkının hakkını yemiş.

Hakkı Hakkı'tan hakkını istemiş.

Hakkı Hakkı'ya hakkını vermeyince

Haklı da Hakkının hakkından gelmiş.

*

Kızın adı Hediye

Ekmek vermez kediye 

Kedi gider kadıya 

Kadının kapısı kitli 

Hediyenin başı bitli

 

Karnım aç

Karnına kapak aç 

Değirmene kaç 

Değirmenin kapısı kitli 

Hey başı bitli

*

Yağ yağ yağmur

Tarlada çamur 

Teknede hamur

Ver Allah'ım ver 

Sellice yağmur

*

Nacak sapma

İki kes 

Bir sana 

Biri de bana

*

El el epenek

Elden düşen kepenek 

Kepeneğin yarısı 

Keloğlanın karısı

 

Ali dayının keçileri

Kıyır kıyır kişniyor 

Arpa saman istiyor 

Arpa saman yok 

Kilimcide çok 

Kilimci kilim dokur

 

İçinde bülbül benim olsa

İki kardeşim olsa 

Biri ay biri yıldız 

Biri oğlan biri kız

 

Bir ikidir bir iki

Beş altıdır, beş, altı 

İnanmazsan say da bak 

On altı, on altı

 

Ebe ebe nerede

Su doldurur derede 

Dere boyu çalılık 

Şu ebe de ne alık 

Ebe suya dalamaz 

Arasa da bulamaz 

Ene nene bulamaz 

Ben sana küstüm

Mini mini birler

 

Çalışkan ikiler

Tembel üçler

Dayak yiyen dörtler

Beşler, makine gibi işler

Altılar, altını çaldılar

 

Yediler, yemeğimi yediler

Sekizler, seksek olup gittiler

Dokuzlar, doktor olup gittiler

Onlar, kırmızı mumlar

 

Armudu kestim

Tavana astım

Tap dedi düştü

 

Ali Baba dum dum

Sakalına kondum

Beş para buldum

 

 

Çarşıya gittim

Eve geldim hanım yok

Bebek ağlar beşik yok

Çorba taşar kaşık yok

Ali Baba öldü tabut yok

 

Ooo iğne miğne

Ucu düğme

Filfilince

Kuş dilince

 

Horoz öttü

Tavuk tepti

Bülbül kızı Selamına dua etti

 

Alçık balçık

Sana dedim sen çık

 

Kuzu kuzu mee

Bin tepeme 

Haydi gidelim 

Hacı dedeme 

Hacı dedem hasta 

Mendilli bohça 

Kendisi hoca

 

Kapıdan tavşan geçti mi?

Geçti

Tuttun mu?

Tuttum Kestin mi?

Kestim Tuzladın mı?

Tuzladım Pişirdin mi?

Pişirdim

Bana ayırdın mı?

Ayırdım

Hangi dolaba koydun?

Çık çık dolaba koydum

Haydi, al getir

Getiremem

Neden getiremezsin 

Kara kediler yemiş. 

Vay vay, miyav