TEKERLEMELER ve ÖRNEKLERİ
Hem konuşma ve hem de okuma eğitimi etkinliklerinde tekerlemelerin önemli bir yeri vardır. Akıcı bir dil kullanımı ve kusursuz sesletim becerilerinin kazandırılmasında tekerlemelerden yararlanılmalıdır.
Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikâye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.
Genelilikle çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu'da döşeme, Güney Anadolu'da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe çıkarmada ise sayışma denir.
Öğrencilerle yapılacak tekerleme çalışmalarında kullanılabilecek bazı tekerleme örnekleri aşağıda verilmiştir.
- Acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı, sarımsaklamasak da mı gelir zamanı,
- Sarımsaklamasak da gelirse zamanı, niye sarımsaklayalım o zaman samanı.
- Âdem madene gitmiş. Âdem madende badem yemiş. Mademki Âdem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş.
- Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya götür, eğer takatukaları takatukacı takatukalatmazsa takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir.
- Aliş’le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi?
- Be birader buraya bak başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri Bey birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi Bir berber bir berbere "Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan'da bir berber dükkânı açalım." demiş.
- Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Badi'den biberli bir papara yedi.
- Bu çorbayı nanelemelî mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli?
- Bu ekşi eski ekşi.
- Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.
- Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.
- Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert dört dergâhtan dört dev çıkar.
- El âlem ala dana aldı aladanalandı da biz bir ate dana alıp aladanalanamadık.
- İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti.
- Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar.-Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp.
- Kırk kanatlılardan Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kırak yerken kırık kanadına kırıntılar döküldü.
- Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: "Siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz." demiş.
- Şemsipaşa Pasajında sesi büzüşesiceler.
- Üç tunç tas has hoş hoşaf.
- Üstü üç taşlı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır?
- Sen ne zamandan beri tekere mekere şekere mekere bir porsuksan bende o zamana kadar şekere mekere tekere mekere bir porsuğum.
- Bu kara kantar kırk kilo kara katran tartar
- Çağatay'da çarmıha çakılan çarın çavuşu, çamurlu çamçağı çakıllı çayda çalkalarken, çantasından çamaşırlarını çaldırdı. Ey dibi kara kabuğu kuru kaba karaağaç beni gördün demi kurudun, ey dibi kuru kabuğu kara karaağaç beni görmedin demi kurudun?
- Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri kürkü yırtık erkek kel kör kirpi diğeri kürkü yırtık dişi kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürkünü kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürküne; kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin kürkünüde kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin kürküne eklemişler.
- İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar. Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız? Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
- Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken pire berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken... illa ki babamın bitli külahı, ben dikerim, o sökülür, arasından yumurta kadar bitler dökülür,
- Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, altı ay bir güz gittim. Bir de arkama döndüm, baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim. Derken karşıma bir hatun çıktı. Dedim, adın ne? Dedi, Emine... Eğildim baktım önüne. Bir yanı sazlık samanlık, bir yanı tozluk dumanlık... Bir yanında boyacılar boya yapar otuz iki renk ile bir yanında pamukçular pamuk basar denk ile...
- Yalan, bu yalan, fili yuttu bi yılan, bu da oldu kuyruklu bi yalan. Karıncaya vurdum palan, otuz iki yerinden çektim kolan... Pireye bindim de deveyi kucağıma aldım, bu da mı yalan.
KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu!
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi -Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-inek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu.
Âşık fasıllarında Tekerleme (Tekellüm)
Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmaları halk dilinde tekerleme, âşıklar arasında tekellüm olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor sözcüklerden meydana getirilir ya da dar ayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasıl aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak açar.
Örnek Tekerleme (Tekellüm):
Aceb ahîr zaman oldu gaziler
Büyük küçük birbirini beğenmez
Her mü'min münafık cennet arzular
Tanrı nasib ettiğini beğenmez
Kediler köpekler ile savaşır
Miçik deyu çarşı çarşı dolaşır
Mekbeti'si ehl-i ırz'a ulaşır
Orospular kendi erin beğenmez
Teklif ister bülbül güle konmağa
Pervaneler düşüp şem'a yağmağa
Oğlancıklar iştahından binmeğe
Doru ister atın kır'ın beğenmez
Babası anası koyun güttüren
Dağ başında kavalını öttüre
Kazma ile başın tıraş ettiren
Âhır kar ayak berberin beğenmez
Ot kökü balta sapının eğrisi
Yine gitmez yüreğimin ağrısı
Sofuluk satar bazı eşek uğrısı
Âşıkların aşk eserin beğenmez
Marifette kâmil olan yiğitler
Mağrur olmaz kendi nefsin öğütler
İl içinde bilip gören şâkirtler
Üstadın daha pîrin beğenmez
Er olmaz kalbinde tutan gûmanı
İsterse dolaşsun Hind'i Yemen'i
Der Kâtibî bizi beğenmeyeni
Deli gönül beğen derim beğenmez
(Kâtibî)
*****
Eveleme devleme
Kara kuşu kovalama
Çengi çekten miski anber
Sana bülbül
Bana gül
İstanbul’dan gelin gelir
Tahta tahta taraba
Hoş geldiniz merhaba
Selam verdik araba
Ahmet Paşanın atları
Kişir kişir kişniyor
Yemi nerden almalı
Kantarcıdan almalı
Kantarcıda yoğ ise
Santarcıdan almalı
Hangi tay'a takmalı
Donl taya takmalı
Doru tayın üstünde
İki karga ötüyo
Birisini öldürdüm
Bana kanlı dediler
Gel kanını sileyim
Kayseri'ye göçeytim
Yozgat'ın kilidi milidi
Akşam gelen kim idi
Emmioğlu Musacık
Kolu budu kısacık
- Önceki
- Sonraki >>