MAKTA
- Gazelin son beytine makta (kesme yeri), makta'dan bir önceki beyte de hüsn-i makta denir. Bu beytin de maktadan güzel olmasına dikkat edilirdi. Şair, mahlasını ya maktada ya da hüsn-i makta'da kullanır. Buna göre şairin mahlasının bulunduğu beyte mahlas beyti ya da mahlashâne denir. Kimi zaman şair, mahlasını uygun düştüğünde iki ayrı beyitte de kullanabilir.
- Mahlas kullanılmamış gazeller de vardır. Örneğin, Kadı Burhaneddin, sayısı 1300'ü aşan gazellerinde mahlas kullanmamıştır.
- Şair, kimi zaman mahlasını kullanırken, yalnız sözünü değil, mahlasının anlamını da kastedebilir, yani mahlasını tevriyeli olarak kullanır. Mahlasın, aynı zamanda hem sözünü hem de anlamını "murad etmeye" hüsn-i tahallus denir. Nedim aşağıdaki beyitte mahlasını tevriyeli olarak kullanmıştır:
Çeşmâmının öğrensem o kâfirce nigahın
Bir lahza Nedîm-i nigeh-i pür-fenin olsam
- Mahlas, kimi zaman gazelin daha önceki beyitlerinde bulunabilir. Bu durumda mahlas beytinden sonraki birkaç beyitte şair, zamanın padişahı, devlet büyükleri, din büyükleri ya da tarikat uluları için övgüde bulunur. Böyle gazellere gazel-i müzeyyel denir. Şeyh Galib divanında Mevlâna Celâleddin-i Rumî övgüsünde yazılmış gazel-i müzeyyeller vardır.
Gene inen olsam vîrân edersin
Ayînen olsam hayrân edersin
Zâhid o meh-veş bir nurdur kim
Büttür demezsin îmân edersin
Ey huşk zâhid dem urma meyden
Dest-i duâyı mercân edersin
Tîr-i nigehden dâğ-ı derûna
Baksan ne işler seyrân edersin
Sâkî kerâmet sende ya bende
Bahri habâba mihmân edersin
Nezzâre-i germ etdikçe ey çeşm
Ateşle âbı yek-sân edersin
Mâdâm uçarsın gözlerde ammâ
Rûyun perî-veş pinhân edersin
Tabl-ı tehîden gümdür suhanler
Bî-hûde Gaalib efgaan edersin
Etvâr-ı çerhe uy mevlevî ol
Seyrân edersin devrân edersin
ŞEYH GALİP