GAMZENİ KILDIN NİHÂN MÜJGÂN-I DİLCÛLARLA SEN - ŞEYH GALİB
GAZEL
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Gamzeni kıldın nihân müjgân-ı dilcûlarla sen
Ver ne Rüstemsin ki câdû bağladın mûlarla sen
Hâtem-i lebden cudâ düşme gönül zülfün görüp
Meşk-i pervâz etme ey hüdhüd piristûlarla sen
La’li nâbından sor etme çeşm ü ebrûya haber
Hâl-i ehl-i derdi söyleşme o bed-hûlarla sen
Küfrüne fetvâ verirken düşmenin hatt-ı siyâh
İ’tikâdına halel verdin bu gîsûlarla sen
Sâlik-i tavr-ı Nedîm oldun bu düşmezdi sana
Hem-zebân olmaz mısın Gâlib suhen-gûlarla sen
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Sen gönül avlayan kirpiklerinle yan bakışını gizledin. Sen nasıl bir Rüstem’sin ki kıllarla cadıyı bağladın. (Kılla cadı bağlanmaz. Bu ancak büyü sayesinde olur. Büyüyü de cadılar yapar. Rüstem, gücü yanında hilesiyle de tanınmıştır. Bu yüzden Rüstem-i dâstân diye anılır).
Gönül! Sevgilinin saçını görüp dudağın mühründen uzaklaşma, Ey hüdhüd! Kırlangıçlarla uçuş tâlimleri yapmaya kalkma. (Hüdhüd, Hz. Süleyman’ın habercisi olan kuştur. Kırlangıçtan uçmayı öğrenmesine de ihtiyacı yoktur. Dudak mühre, saç uçuşan kırlangıçlara benzetilmiş. Hz.Süleyman mührü ile her şeye egemen olmuştur. Beyitte vahdeti bırakıp kesrete düşme, denmiş).
Göze ve kaşa haber vermeden âşıkların durumunu kırmızı dudağından sor. Dertlilerin halini o kötü huylularla söyleşme.
Kara tüyler düşmanın kâfirliğine fetva verirken, sen bu uzun saçlarla onun inanışını sakatladın.
Gâlip! Nedim tarzının yolunun yolcusu oldun; bu sana yakışmazdı. Böylece sen, çok konuşanlarla konuşmuş olmuyor musun?
İLGİLİ İÇERİK