Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

SAGU ve SAGU ÖRNEKLERİ

Sagu, bir kimsenin ölümünden sonra yapılan ve "yuğ" adı verilen dinsel yas törenle­rinde söylenen şiirlerdir. Yuğ

Bir kimse ölünce, cesedi çadırının içinde yere yatırılır; yakınları, çadırın dışında ko­yun, at, sığır cinsinden kurbanlar kesip yere bırakır; sonra hep birden atlara binip ağlayarak çadırın çevresinde yedi kez dönerlerdi. Zamanı gelip de ölü gömülünce, yeniden kurbanlar kesilir, mezarın çevresinde de atlarla yedi kez dönülürdü.

İşte bu dinsel tören sırasında söylenen sagularda, ölünün değeri, yaptığı işler, geride kalanların duyduğu acılar anlatılırdı. Bunlarda, yer yer, doğa tasvirlerine de rastlanır.

Gerek "sığır" ve "şölen", gerekse "yuğ" törenlerinde çalgıyla söylenen bu şiirler, söylendikleri çağda yazıya geçmemiştir. İslamlıktan sonra, XI. Yüzyılda, Kaşgarlı Mahmut adlı bir dil bilgininin halk ağzından toplayarak Divanü Lugât-el-Türk adlı eserine koyduğu örnekler, İslamlıktan önceki Türk şiiri hakkında toplu bir fikir verebilir. Nitekim sagu örneği olarak aldığımız parça, İslamlıktan çok önceki çağlarda, Saka Türkleri'nin yiğit hükümdarı Alp Er Tunga'nın ölümü üzerine söylenmiş bir şiir XI. Yüzyıla kadar sü­rüp gelen kalıntısıdır.

(Cevdet KUDRET, Örneklerle Türk Edebiyatı Tarihi, Kültür Bak. Yay., Ankara 1995.)

 

***                          ***

SAGU-2

  • İslam öncesi Türkler arasında, bir kahraman, bir devlet büyüğü öldüğünde bunlar için yapılan “yuğ” adı verilen yas törenlerinde kopuz eşliğinde söylenen şiirlere sagu denir.
  • Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir.
  • Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır; ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir.
  • Koşuk nazım şekliyle söylenir.
  • Dörtlükler halinde söylenir.
  • 4+3=7’li hece ölçüsüyle söylenir.
  • Bu şiirlere İslâm sonrası Halk Edebiyatı’nda “ağıt”, Divan Edebiyatında “mersiye” denir.
  • “Yuğ” denilen ölüm törenlerinde söylenir.
  • Divanu Lûgat’it Türk’teki “Alp Er Tunga Sagusu” bu türün önemli bir örneğidir.
  • Sagu söyleyen kişilere “sağucu” ya da “ağıtçı” denir.

 


SAGU ÖRNEKLERİ

ALP ER TUNGA SAGUSU

Alp Er Tonga öldi mü

İsiz ajun kaldı mu

Ödlek öçin aldı mu

Emdi yürek yırtılur

 

Ödlek yarag közetti

Ogrı tuzak uzattı

Begler begin azıttı

Kaçsa kah kurtulur

 

Ulşıp eren börleyü

Yırtıp yaka urlayu

Sıkrıp üni yurlayu

Sıgtap közi örtülür

 

Ödlek arıg kevredi

Yunçıg yavuz tavradı

Erdem yeme savradı

Ajun begi çertilür

 

Bilge bögü yunçıdı

Ajun atı yençidi

Erdem eti tmçıdı

Yerge tegip sürtülür

 

Türkiye Türkçesiyle

 

Alp Er Tonga öldü mü,

Kötü dünya kaldı mı,

Zaman öcün aldı mı

Artık yürek yırtılır.

 

Felek fırsat gözetti,

Gizli tuzak uzattı,

Beyler beyin şaşırttı;

Kaçsa nasıl kurtulur?

 

Uludu erler kurtça,

Bağırıp yırttılar yaka,

Çığırdılar ıslıkla,

Yaştan gözler örtülür.

 

Zamane hep bozuldu,

Zayıf tembel güçlendi,

Erdem yine azaldı,

Acun beyi yok olur.

 

Bilge bilgin yoksul oldu,

Acun atı azgın oldu,

Erdem eti çürük oldu,

Yere değip sürtülür

 

SAGU ÖRNEĞİ-2

Erdi aşın taturgan

Yavlak yağığ kaçurgan

Oğrak süsin kaytargan

Bastı ölüm ahtaru

 

Yağı otın öçürgen

Toydın anı köçürgen

işler üzüp keçürgen

Teğdi okı öldürü

 

Turgan uluğ ışlaka

Tirgi urup aşlaka

Tumluğ kadir kışlaka

Kodtı eriğ umduru

 

Günümüz Türkçesiyle

(o konuklarına) Yemeğini tattıran,

kötü düşmanı kaçırtan

(ve) Oğrak ordusunu geri

püskürten (bir yiğit) idi.

 

Ölüm (onu yere) yıkarak bastırdı..

(o) Düşman ateşini söndüren,

(düşmanları) karargâhlarından

(çıkartıp) göç ettiren

 

(ve çetin) işlerin üstesinden gelen (bir yiğit) idi.

(feleğin) Oku (ona) isabet etti (ve) öldürdü,

(o) Büyük işler yapan, soğuk (ve) şiddetli kışlarda

(bile) ziyafet sofraları kurup

(konuklarını doyuran bir yiğit) idi.

(ölümü ile) insanları (cömertliğini) umar (ve bekler) bıraktı.