Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

   Şimdi bir bahar günü ve ikindi vakti güneşi uğurluyor olmak vardı. En sevdiğin dostunu uğurlar gibi sımsıcak, için buruk ama huzurla… Usul usul eşlik etmek vardı, kuşlardan gayrı kimsenin kelamının işitilmediği yeşillerle süslenmiş bir yolda. O illa gelme demeliydi, zahmet olmasın.

Sen daha da ısrar ederek uğurlamalıydın seni her gün yalnız bırakmayan misafirini. Sonra senin ısrarın, minnettarlığın galip gelmeli, koyulmalıydınız yola. O önde sen arkada. Ama yüz yüze… Bir zaman sessizlik olmalıydı ilkin. Sonra yavaş yavaş açılmalıydı muhabbetin efsunlu kapısı, bir sen bir o derken koyulaşıvermeliydi… Bir de hafif bir rüzgâr esmeliydi. En ılığından, en sakininden tıpkı bahar gibi. Bahara hediye çiçeklerden mis gibi kokular getirmeliydi nazikçe sana. Derin bir nefes almalıydın, tüm hücrelerine kadar minnet hissetmeliydin. Sonra bir kez daha şükretmeliydin rüzgâr için, toprak için, ç,içek için, hava için, her şey ama her şey için… Menzil görününce kucaklaşmalıydın misafirinle. Onu emanet etmeliydin sahibine. Onun, nezaketine icaben ışıl ışıl gülüşüne en sıcağından bir tebessümle karşılık vermeliydin. Hatta o dağların ardına doğru yerleşirken beklemeliydin de biraz. Biraz daha hızlı adımlarla geldiğin yoldan dönmeliydin sonra. Biraz aceleyle, belki de biraz ürkerek…  Kapatıp kapını pencereni hazırlanmalıydın bir sonraki gün için, güneş için. Kuşlarla beraber uyanmalıydın sonra. Pencereni açıp dinlemeliydin onların şarkılarını, ruhunla eşlik etmeliydin. İçine bir his yerleşmeliydi, o olmazsa yaşayamam diyeceğin bir his, gülümseten, içini sevgiyle dolduran bir his. Güneşi görmek vardı sonra uzaklarda. Çiğ tanelerinin ışıltısıyla gelmiş misafirine selem vermeliydin selamların en güzeliyle. Buyur etmeliydin küçük ama en geniş yere ve ömrün elverdiğince devam etmeliydi bu böyle. Yaşamalıydın vesselam…

ÖZDEN D.