Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ TESTİ-2

1.Aşağıdakilerden hangisi, Edebiyat-ı Cedîde şairlerinin bir özelliği değildir?
A) Romantik ve simgeci olma
B) Şiirlerini halk dilinin söz değerleriyle biçimlendirme
C) Yoğun bir duygusallık yaşama
D) Kendilerine özgü bir şiir dili oluşturma
E) Doğayı önemli bir anlatım aracı olarak kullanma
                                                      (2008-ÖSS)

Kimi yapıt ve karakterler, okurca öyle benimsenir ki yazarları ağızlarıyla kuş tutsalar bile o yapıtlarla karakterlerin gölgesi altında yaşamaktan kurtulamazlar.
2.Aşağıda verilenlerden hangisi bu cümlede anlatılanlara bir örnek oluşturmaz?
A) Dostoyevski, Suç ve Ceza, Raskolnikov
B) Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu, Feride
C) Halide Edip Adıvar, Tatarcık, Kör İsmail
D) Victor Hugo, Sefiller, Jean Valjean
E) Halit Ziya Uşaklıgil, Mai ve Siyah, Ahmet Cemil
                                                 (2008-ÖSS)

Çıkardıkları derginin adıyla anılan bir yazarlar topluluğunun üç büyük temsilcisinden biridir. Şiirlerinde kurduğu özgün imgelerle dikkat çeken, konularını daha çok doğadan alan, ülkemizde sembolizmin öncüsü sayılar bir şairdir. Şiir dışında yolculuk yazıları, piyesler, makaleler de yazmış olmasına karşın şiir ve özdeyişleriyle tanınan bir sanatçı m izdir.
3.Bu parçada sözü edilen şair ve yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hamdullah Suphi B) Tevfik Fikret C) Cenap Sahabettin D) Abdülhak Hamit E) Süleyman Nazif

                                                                                                             (2007-ÖSS)

4.Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Mehmet Rauf’un Eylül adlı yapıtı edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman olarak nitelendirilmektedir.
B) Halide Edip, Ateşten Gömlek adlı yapıtında Kurtuluş Savaşı yıllarını yansıtmıştır.
C) Namık Kemal’in Cezmi adlı yapıtı edebiyatımızdaki ilk tarihi roman örneğidir.
D) Nâbızâde Nazım’ın Karabibik adlı yapıtı, köyü ve köylüyü anlatan yapıtların ilk örneklerindendir.
E) Aşk-ı Memnu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yanlış Batılılaşma konusunu işlediği bir yapıtıdır.
                                                                                                   (2007-ÖSS)

Fransız realist ve natüralistlerinden etkilenen
I
Tanzimat Dönemi yazarı, Halit Ziya Uşaklıgil,
II                                     III
aydın çevreyi anlattığı Mai ve Siyah adlı
                                        IV
romanında yabancı sözcük ve tamlamalarla
V
yüklü bir dil kullanmıştır.
5.Yukarıdaki numaralanmış sözlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
                                                                         (2007-ÖSS)


Bir dergi çevresinde toplanan, yeni bir duyarlığı, yeni bir şiir dilini yerleştirmeye çalışan bu şairlerin şiirleri, bir arayış döneminin bütün karışık etkilerini içermektedir. Romantik ve simgecidirler. Onların şiirlerinde, düşle gerçek çatışması, karamsarlık, kaçış temaları egemendir. Hem dönemin siyasal koşulları hem de benimsedikleri sanat anlayışı, onların içine kapalı, bireyci bir şiire yönelmelerine yol açmıştır.
6.Bu parçada tanıtılan şairler aşağıdakilerden hangisi içinde yer alır?
A) Tanzimatçılar
B) Edebiyat-ı Cedîdeciler
C) Fecr-i Aticiler
D) Yedi Meşaleciler
E) Millî Edebiyatçılar
            (2006-ÖSS)

 

Aşkın ikinci plana atıldığı bu romanda toplumsal hayata yer verilmiş olması, bu yapıtın en önemli özelliğidir. Romanda Ahmet Cemil, yalnız iç dünyasıyla değil, bağlı bulunduğu toplumsal çevreyle birlikte verilmiştir. Okurken onun, çocukluğundan bu yana hangi toplumsal çevrede yetiştiğini, aile ve okul hayatını, karşılaştığı sıkıntıları bütün ayrıntılarıyla öğreniyoruz. Bu genç şairin yeni bir şiir yaratmak için neler düşündüğünü, verdiği mücadeleleri, düşmanı olan eski edebiyat taraftarlarının ve o devir basın hayatının içyüzünü görüyoruz. Bu bakımdan yapıtı, o dönemin ve Doğu ile Batı edebiyatları arasındaki düşünce çatışmasının romanı olarak da kabul edebiliriz.
7.Bu parçada özellikleri anlatılan roman ve yazarı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Eylül - Mehmet Rauf
B) Şıpsevdi - Hüseyin Rahmi Gürpınar
C) Pariste Bir Türk - Ahmet Mithat
D) Mai ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil
E) Hayâl İçinde - Hüseyin Cahit Yalçın
                                    (2006-ÖSS)


Servetifünun’un Fikret’ten sonra en büyük şairi sayılır. Şiir yazmaya başladığı ilk yıllarda divan şiirinin ve ona bağlı şairlerden Muallim Naci, Şeyh Vasfı gibi şairlerin etkisinde kalmıştır. Daha sonra Recaizade Ekrem ve Hamit’in etkileriyle yeni tarzda şiirler yazmaya başlamıştır. 1890 yılında Fransa’ya tıp öğrenimi için gidince Fransız edebiyatını yakından inceleme fırsatını bulmuştur. Fransa’da en çok sembolist şairlerin etkisinde kalmıştır. En çok beğendiği şair Verlaine (Vörlayn)’dır. Doğu ve Batı’ya ait çok geniş ve sağlam bir kültür edindikten sonra gerek yerli gerekse yabancı etkilerden hızla sıyrılarak kendisine özgü üslubunu bulmuştur. Edebî dilin, herkesin konuştuğu dilden ayrı bir dil olması gerektiği düşüncesindedir. Bu farklılık yalnız kelimelerin kullanılışında değil, aynı zamanda kelime kadrosunda da olacaktır. Onun anlayışınca gündelik dilde, halkın ağzında devamlı kullanılan kelimelerle şiir yazılamaz. Bu sebeple herkesin kullandığı kelimeleri kişisel bir üslupla kullanmakla yetinmemiş, Türkçede kullanılmayan Arapça ve Farsça kelime ve tamlamaları da bol bol kullanmıştır. Dili ağırdır.
8.Bu parçada sözü edilen şair, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahmet Haşim
B) Süleyman Nazif
C) Ali Ekrem Bolayır
D) Celal Sahir Erozan
E) Cenap Şahabettin


Romanın başkahramanı Ahmet Cemil’in, Mülkiye son sınıftayken babası ölür. Evin geçimi kendi üzerine kalır. Bunun üzerine Fransızcadan çeviriler yapar. Daha sonra Mirat-ı Şuun gazetesinde işe başlar. Ayrıca akşamları zengin bir ailenin çocuğuna ders verir. Ünlü bir yazar olmayı arzulayan, gelecekle ilgili birçok hayali olan Ahmet Cemil’in bu düşleri, yaşamın gerçekleri karşısında “düş kırıklığına” dönüşür. Mai bir gecede, pembe düşlerle başlayan roman, siyah bir gecede bütün hayallerin yıkılmasıyla biter.
9.Bu parça aşağıdaki romanlardan hangisinin özetidir?
A) Aşk-ı Memnu
B) Mai ve Siyah
C) Kuyruklu Yıldız Altında Bir izdivaç
D) Kırık Hayatlar
E) Ferdi ve Şürekâsı


Suat ve Süreyya evleneli beş yıl olmuştur. Suat, kocasının sıkıntılarını gidermek için babasından aldığı para ile Boğaziçi’nde bir yalı kiralar. Çift burada mutludur. Bu eve Süreyya’nın akrabası ve en yakın arkadaşı Necip sık sık gelmektedir. Süreyya sandal gezintilerini, balık tutmayı seven biridir. Eşi Suat ise bundan hoşlanmaz. Bu zaman dilimlerinde o, Necip’le baş başa, piyano başındadır. Bu geliş gidişler zamanla aşka dönüşür. Ancak bu masum, lekesiz bir aşktır. Ne Necip arkadaşına ne de Suat kocasına ihanet eder. Kış gelince çift tekrar konağa taşınır. Gizli aşk burada da devam eder ancak Necip ve Suat bütün acılara dayanarak nefislerine yenilmezler. Sonunda konakta çıkan bir yangında Suat’ı kurtarmak için eve giren Necip dışarı çıkamaz, iki âşık yanarak ölür. Böylece temiz aşkları hiç kirlenmemiş olur.
10.Bu parça aşağıdaki romanlardan hangisinin özetidir?
A) Nedime
B) Eylül
C) Son Yıldız
D) Karanfil ve Yasemin
E) Ferda-i Garam


Ferhat Ağa, gerçekten zamanın şehsüvarı (usta binicisi) idi. Birkaç kere meydanın bir başından bir başına gitti geldi. Cezmi’nin birkaç kere ciridini savuşturdu fakat kendi Cezmi’ye bir değnek vuramadı. Nihayet melekesi (yeteneği) cihetiyle (nedeniyle) Cezmi’yi Ahmet Paşa Konağı’nın önünde sıkıştırdı. Cezmi, eğer boşaltmak istedi. Arkaya dönüp de değnek tutma ümidine düştü. Ferhat Ağa’nın atı tamamıyla terbiyeli, kendi bindiği hayvan ise bütün bütün Harun (huysuz, inatçı) olduğundan bir türlü atın başını istediği yönde idareye (yönetmeye) muktedir olamadı (Gücü yetmedi.)
                                                                                          (Namık Kemal, Cezmi)
Ahmet Cemil, şimdi kendisini unutmuş, yalnız göğsünü şişiren, dimağında darabat-ı gayr-ı munkata ile uran bir fikr-i sabitle müteharrik sanidaran-ı deha şeklinde kimseye bakmayarak hatta söylediğine vakıf olmayarak devam ediyor, bütün etrafında bulunanlar, güya bu genç natuktan nefes-i mıknatısiyet ile bir nokta-yı fevkattabiyeye müncezap olmuş bir hâlde, hareket etmeyerek gözleri dalarak nefeslerini zapt etmek isteyerek bir vaizin karşısında mebhut-ı teessür duranlar gibi dinliyorlardı.
                                                                                        (Halit Ziya Uşaklıgil, Mai ve Siyah)
11.Bu iki metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birinci metinde yazarın konuyu bugün bile anlaşılan bir dille ortaya koyduğu
B) İkinci metnin dilinin oldukça ağır olduğu
C) Birinci metnin “Sanat toplum içindir.” anlayışıyla yazıldığı
D) Metinlerdeki konu ve içerik farkının Tanzimat nesri ile Servetifünun nesri arasındaki farkları yansıttığı
E) Her iki metinde de amacın halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek olduğu


Servetifünun Dönemi’nde; çoğu hasta bir duygusallık ve her türlü güzelliğe tutkunluk şeklinde ele alınan hikâyelerinin yanında yerel çizgiler taşıyan “Küçük Remzi, Eyüp Yolunda, Fenerci" gibi hikâyeler de yazar. Mensur şiir türünde eserler verir. Sanatının en güçlü verimi olan Eylül’ü bu dönemde yazar. Eserlerinde genellikle kadın ve aşk konularını işleyen, ruhsal çözümlemelere ağırlık veren yazar, Halit Ziya’dan ve Paul Bourget’den etkilenmiş; hüzün, karamsarlık ve tabiat temalarına sıklıkla yer vermiştir. Edebiyatı yaşamının ayrılmaz bir parçası kabul eden yazar, hayattan kaçmak istedikçe edebiyata sığındığını ifade eder. Servetifünun dergisinin kapatılıp topluluğun dağılmasından sonra, bir köşeye çekilen sanatçı, birçok eser yayımlamasına rağmen bu eserlerde ciddi bir başarı gösteremez. Bu dönemde yazdığı eserlerinde “Eylül” romanını ve “Siyah İnciler” adlı mensur şiirini aşacak eserler üretemez.
12.Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret
B) Cenap Şahabettin
C) Mehmet Rauf
D) Ali Ekrem Bolayır
E) Celal Sahir Erozan


13. Servetifünun’la ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Dil oldukça ağır, üslup sanatkâranedir.
B) Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.
C) Şiirde biçim güzelliğine önem verilmiştir.
D) Cümle beyitte tamamlanmak zorunda değildir.
E) “Göz için kafiye” görüşü benimsenmiştir.


Tevfik Fikret Bey, büyük bir şair olmaktan ziyade (çok), muktedir (güçlü) bir “artist”tir. “Rübab-ı Şikeste”de, hele birinci kısmında bir kusur-ı sanat (sanat kusuru) yok gibidir. Fikret Bey eş’arında (şiirlerinde) bir ruh-u giryani (ağlayan ruhu) değil, bunun nasıl tasvir olunabileceğini gösterir. O kadar endişe-i sanata (sanatsal kaygıya) maruz (uğramış) bir fikre maliktir (sahiptir) ki şiirlerini uzatmaktan intizar eder (Uzatmamayı gözetir.) Daima ufak mevzuları (konuları) muhtasaran (kısa şekilde) yazmak emelindedir (isteğindedir). Rübab-ı Şikeste’de “Aveng-i Tesavir”den “Nefi” ile “Nedim”, “Balıkçılar”, “Heykeli Sa’y”, “Kahkaha-i Ye’s” gibi birkaç manzume, şiirin tarifine tamamen muvafık (uygun) asar-ı bergüzidedendir (seçkin eserlerdendir). Diğer birçok manzumelere de güzel deriz. Birkaçı nazm-ı sırf (sadece şiir) dairesine girer, birtakımı da fena (kötü) addolunabilir (Nitelendirilebilir).
                                                                                                                                                                                                         (Ali Ekrem Bolayır)
14.Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Türünün edebî tenkit olduğu
B) Polemikçi bir üslupla kaleme alındığı
C) Ağır bir dil kullanıldığı
D) Fikret’in eserlerini sanatsal açıdan değerlendirdiği
E) Kişisel yargıları da içerdiği


………., şiirlerinde ağırlıklı olarak resim ve müziği ölçü alır. Şiirleri görsel olarak bir tabloyu, ses bakımından ise bir müzik parçasını andırır. Şiirlerinin konusu alabildiğine zengindir. Her manzara ya da olay, şiirlerine konu olabilir. O, şiirleriyle hayatın acılarını süslü bir tablo ya da zevkle dinlenen bir musiki haline getirir. Şiirleri renk ve ahenk bakımından zengindir. Bu açıdan “Elhan-ı Şita” önemli bir şiirdir. Şiirlerini “Evrak-ı Leyal” adı altında bir kitapta toplamayı düşünen şair, bunu başaramadan yaşamını yitirir.
15.Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Cenap Şahabettin
B) Tevfik Fikret
C) Celal Sahir Erozan
D) Hüseyin Sîret Özsever
E) İsmail Safa


…….., siyasal baskı ve sansürden dolayı romanlarında daha çok, karşılıksız aşkları, zengin ailelerin konak ve yalı yaşamını işler, konularını aydın çevreden seçer. Hikâyelerinde ise halka iner. “Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekâsı” adlı ilk romanlarında çizdiği romantik tipler aracılığıyla bir aşk üçgeni çevresinde sevgiyi, konak yaşamını anlatır, mutluluğu ve mutsuzluğu sorgular. Servet-i Fünûn döneminde yazdığı romanlarda ele aldığı konularda, çizdiği tiplerde ve kurgulamada oldukça başarılıdır. “Mai ve Siyah”ta romantik bir karaktere sahip Ahmet Cemil ile ayakları yere sağlam basan, hayatı tüm gerçekleri ile algılayan Hüseyin Nazmi başarılı bir şekilde verilmiştir.
16.Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Mehmet Rauf
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Hüseyin Cahit Yalçın
D) Namık Kemal
E) Ahmet Hikmet Müftüoğlu


Tanzimat edebiyatçılarının “toplum için sanat” anlayışını rafa kaldıran…….. sanatçıları, özellikle şiirde, sade dil kaygısından da uzaklaştılar. Hatta şiir için “özel bir sözlük” hazırlama sevdasındaydılar. Bu topluluğun şiirdeki iki ustasından biri olan Cenap Şahabettin’in kendisi için böyle bir sözlük hazırladığı bilinir. Bu, daha çok sembolizmin göz izini taşıyan “ahenk” düşüncesine ve “musiki gibi şiir” anlayışına yönelik bir eylemdi.
17.Bu parçada boş bırakılan yere getirilecek edebî topluluk, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tanzimat II. Dönem B) İkinci Yeni C) Fecriati D) Millî Edebiyat E) Servetifünun


Servetifünun’un ikinci büyük şairidir. Sanatta hem aşırı yenilikçi hem de muhafazakâr eğilimleriyle dikkat çeker. Dilde ve mecazlarda yaptığı aşırı yeniliklerden ötürü, Ahmet Mithat ve bazı başka edebiyatçılara “dekadanlık” (yozlaşmışlık, düşkünlük) ile suçlanırken kendisi de 1911’den sonra sade Türkçeyi ve hece ölçüsünü savunan “Millî Edebiyat” mensuplarına şiddetle karşı çıkmıştır. Sembolizmi c benimseyen sanatçı, eleştiri, gezi yazısı, biyografi, tiyatro gibi çeşitli türlerde de eserler vermiş; bir yandan da bu tür tartışmaların içinde olmuştur. Cumhuriyet Dönemi’nde dilini sadeleştirmiştir.
18.Bu parçada sözü edilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret
B) Cenap Şahabettin
C) Recaizade Mahmut Ekrem
D) Ahmet Haşim
E) Abdülhak Hamit Tarhan


İlk dönem şiirleri bireysel acılar, umutlar ya da umutsuzluklar üzerinedir. Daha sonra yani ustalık dönemindeki şiirleri ise zorbalığa, saraya, tutsaklığa, bilimsel düşün-memeye duyulan öfke ve nefret şiirleridir. "Kızlarını okutmayan bir millet geleceğine şimdiden ağlasın." diyecek kadar aydın ve özgürlükçüdür.
19.Bu parçada sözü edilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) R. Mahmut Ekrem B) Ahmet Rasim C) Halit Ziya D) Tevfik Fikret E) Mehmet Rauf


(I) Tanzimat'la başlayan edebî yenilik dönemi, şiiri de etkilemiştir. (II) Altı yüz yıllık divan şiiri Tanzimat'la yenilenmiştir. (III) Ancak bu yenilik daha çok içerik düzeyindedir. (IV) Servetifünun şiiri bu anlamda daha ilerici olmuştur. (V) Çünkü bu dönemde divan şiirine ait tüm özelliklerden şiir kurtarılmıştır.
20.Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


21. Aşağıdakilerin hangisinde Servetifünun Dönemi ile Divan edebiyatı karşılaştırılmasında yanlışlık yapılmıştır?
          Servetifünun                                                Divan edebiyatı
A) Ölçü: Aruz kullanılmış.                                          Aruz kullanılmış.
B) Dil: Anlaşılması zor, süslü dil                                    Söz sanatlarıyla yüklü, süslü dil
C) Kafiye: Kulak için                                                 Göz için
D) Konu: Toplumsal konular                                       Bireysel konular
E) Nazım Birimi: Anlam bütünlüğü beyitlere yayılmış.     Her beyit kendi içinde bağımsız.


22.Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünûn şiiriyle Divan şiirinin ortak özelliğidir?
A) Beyit güzelliği yerine konu bütünlüğüne önem verme
B) “Sone, terzarima” gibi Batı edebiyatından alınan biçimleri kullanma
C) Kulak için kafiye anlayışını benimseme
D) Nazmı nesre yaklaştırma
E) Arapça ve Farsça sözlerin yoğun olduğu ağır bir dil kullanma


23.Serveti-i Fünûn romanı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Batılı roman tekniğine uygun ilk eserler verilmiştir.
B) Söyleyişe önem verilmiş, sanatlı sözlerle örülmüş geniş tasvirler yapılmıştır.
C) Arapça ve Farsça tamlamalardan oluşan ağır bir dil kullanılmıştır.
D) Fransız romantizminin etkisiyle gerçeklikten uzak karakterler yaratılmıştır.
E) İstanbul ve çevresinde yaşanan olaylar konu edilmiştir.


24. Aşağıdakilerin hangisi Servetifünun Dönemi roman ve hikâyesiyle ilgili bütünüyle doğru bir yargı değildir?
A) Kahramanlar çoğunlukla halktan seçilen kişilerdir.
B) Dil, romanda özellikle betimlemelerde çok ağırdır; hikâyede ise biraz daha yalındır.
C) Devrik ve eksiltili cümleler kullanılmıştır.
D) Psikolojik tahlillere, daha çok romanda, önem verilmiştir.
E) Aşk, hayal kırıklıkları, aile içi sorunlar işlenen konulardandır.


25. Aşağıdakilerin hangisi Servetifünun edebiyatı sanatçısı değildir?
A) Halit Ziya Uşaklıgil
B) Hüseyin Rahmi Gürpınar
C) Cenap Şahabettin
D) Tevfik Fikret
E) Hüseyin Cahit Yalçın

26. Aşağıdakilerin hangisi Servetifünun Dönemi’nde verilen eserlerden değildir?
A) Haristan ve Gülistan
B) Gizli Figanlar
C) Sergüzeşt
D) Kavgalarım
E) Ferda-i Garam


27.Servetifünun edebiyatının en yoğun döneminde ulusal duyguları dile getirerek “Türkçe Şiirler” adlı küçük bir kitap çıkaran, böylece dil sadeleşmesini hızlandıran yazar, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Akif Ersoy
B) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
C) Rıza Tevfik Bölükbaşı
D) Mehmet Emin Yurdakul
E) Ziya Gökalp
                   (1969-ÜSS)

28. Servetifünun yazarlarından Hüseyin Cahit Yalçın, aşağıdaki yazı çeşitlerinden en çok hangisinde ün yapmıştır?
A) Hikâye B) Tenkit C) Roman D) Makale E) Tercüme
                                                         (1968-ÜSS)

29. Şiir ve edebiyatın konuşma dilinden ayrı ve üstün olması gerektiği görüşünü savunan edebiyatçımız aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenap Şahabettin
B) Nebizade Nazım
C) Abdülhak Hamid
D) Tevfik Fikret
E) Recaizade Mahmut Ekrem
                         (1968-ÜSS)

30. Servetifünun edebiyatının kurulmasına ön ayak olan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Recaizade Ekrem B) Tevfik Fikret C) Halit Ziya D) Muallim Naci E) Abdülhak Hamid
                                                                                                     (1967-ÜSS)

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
B C C E B B D E B   B  E    C   E   B   A   B   E   B   D   E  E    E    D   A   B   C   D   D   A   A

 

 

 

 İLGİLİ İÇERİK

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ TESTİ-1

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ TESTİ-3

SERVETİFÜNUN EDEBİ AKIMLAR TESTİ-1

SERVETİFÜNUN EDEBİ AKIMLAR TESTİ-2

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI TİYATRO TESTİ-1

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI HİKÂYE ve ROMAN TEST-1

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI HİKÂYE ve ROMAN TESTİ-2