Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

PARAGRAF-TEST - 1

1.Her yeni sanat hareketi eskiyi yıkmakla başlar. Yeni şiir de sıkıcı ve bunaltıcı bulduğu eski şiire sert bir tepkidir. Eski şiir, vezinsiz kafiyesiz, musikisiz, şairanesiz şiir olamayacağına inanırdı. Eski şiir neyi saymış, neye güvenmişse, yeni şiir onu alaya almıştır. İlk iş şekli parçalamak, vezni, kafiyeyi atmak, musikiyi susturmak, şairane sayılan düşüncelere el koymak oldu. Halkın gündelik dili, yergili, esprili söyleyiş, şiirin temeli kabul edildi. 

 Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? 

A) Yeni şiirin vezin ve kafiyeye hiç değer vermediğine 

B) Eski şiirde musikinin, şairaneliğin gerekli görüldüğüne 

C) Yeni şiirin insanın gündelik sorunlarına yöneldiğine 

D) Yeni şiirin, sıkıcı bulduğu eski şiiri yıkmak için mücadele ettiğine 

E) Yeni şiirin nükteli söyleyişe, günlük dile değer verdiğine 

 

2. Dıranas, ölçüye verdiği değeri ve yeri uyaktan da esirgememiştir. Bunu hiç ihmal etmemiş ve eskimemiş, yıpranmamış uyaklar bularak şiirine yeni olanaklar getirmiştir. Onun şiirinde sevgi ve doğa geniş bir yer alır. Sevginin insanları huzura ve barışa götüren o engin ve yetkin gücüdür onu büyüleyen. İnsanı ve doğayı ayrı duyarlılıkla seven Dıranas, insanların bugünkü karmaşadan ancak bu duygularla kendini bularak huzura kavuşacağı ve mutluluğu yeniden bulacağı inancındadır. 

Bu parçada Dıranas’la ilgili aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? 

A) Şiirinde insan ve doğa sevgisine geniş yer verdiğine 

B) Ölçüye ve uyağa son derece önem verdiğine 

C) Kendine özgü uyaklarla şiirini tekdüzelikten kurtardığına 

D) İnsanın mutluluğunun doğayı ve insanları sevmesine bağlı olduğuna inandığına 

E) Şiirinde Halk şiirine özgü niteliklere yer verdiğine

 

 3. Şiir eskimiyor; içime işlemiş şiirleri düşünüyorum: Taptaze pırıl pırıl hepsi... Peki, neden karşı çıkmamışız, neden boyun eğmişiz şiirlerin de eskidiği görüşüne? “Eski” sözcüğünün olumsuz değerlendirme yapmayan, zaman içindeki durumu bildiren anlamlarına kanmış olmalıyız: Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan. Oysa “Eski” şu anlamlara da geliyor: Geçerli olmayan, kullanıla kullanıla yıpranmış, harap olmuş... Ayrıca, “yazar eskisi”, “sporcu eskisi” gibi, durumunu, dolayısıyla saygınlığını yitirmeyi belirten alaycı, küçümseyici bir kullanımı da var... Bir şeyin eskidiğinden söz edildiğinde ise genellikle sözcüğün olumsuz anlamları ağırlık kazanıyor. “Bu şiir eskimiş” derken, üzerinden çok zaman geçtiğini belirtmiyoruz, bugün için geçerli olmadığını modasının geçtiğini söylüyoruz. 

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? 

A) “Eski” sözünün hem olumlu hem olumsuz anlamları olduğuna 

B) Bir şeyin eskidiğinden söz edildiğinde bu sözün hep olumsuz anlamlarının ifade edildiğine 

C) Eskimeyen şiirlerin hep kalıcı konularda yazılanlar olduğuna 

D) Şiirin aslında eskimeyip her geçen gün tazelendiğine 

E) Bir şiire eski denmesinin, onun modasının geçtiği anlamını taşıdığına 

 

 4. Televizyonun en büyük avantajı geniş bir izleyici kitlesine ulaşması. Ancak ben televizyonda yalnızca röportaj yapıyor, soru soruyordum. Yaptığım kendi şovum değildi. Oysa sahnede durum çok farklı. Burada izleyici beni görüyor, ne düşünüyorum, ne yapıyorum, nasıl hareket ediyorum, bunları izliyor. Televizyondakinin aksine kendimi öne çıkarttığım bir şov bu. Televizyonda geri planda kalıyordum. 

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? 

A) Açıklama B) Betimleme C) Karşılaştırma D) Örneklendirme E) Tanımlama

 

 5. (I) Şiir, eleştirmen eksikliğinden okuruyla buluşamıyor. (II) Yazılan şiirin niceliği göz önüne alınırsa tanıtma, değerlendirme, eleştiri yazıları çok yetersiz. (III) Şiir ve şiir okuru, aralarında ilgi kuran olmadığından karşıt yönlerde değiştiler. (IV) Şairler şiirlerinde daha çok kendi sorunlarını anlatıyorlar. (V) Okur tembelleşti şiiri okurken, yol gösterici olmadığından bir kez daha yaratmayı sevmiyor. 

 Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? 

A)I.                 B)II.          C)III.                 D)IV.             E)V.

 

6. (I) Çözümleyici eleştiri olarak adlandırdığım bir yöntemi kurmaya çalışıyorum. (II) Bunun tamamen kendime özgü bir eleştiri anlayışı olduğunu düşünüyorum. (III) Şimdiye dek yayımladığım beş kitap, bu anlayışın kurulması sürecindeki basamaklar oldu. (IV) Çözümleme etkinliğini en zengin biçimde romana yönelik gerçekleştirdiği- mi görüyorum. (V) Batı’da gelişen eleştiri anlayışını günü gününe takip ediyorum. 

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? 

A)I.                 B)II.          C)III.                 D)IV.             E)V.

 

7. ---- ama, bilim, bilimsel kuşkuculuğu bir an bile gözden ırak tutmaz. Bilim yasalarıyla “doğma” lar arasındaki ayrım da böylece ortaya çıkar. Değişim, evrenin yasasıdır; değişmez, mutlak ve dokunulmaz olan hiçbir şey yoktur bilimde. 

Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? 

A) Bilim ne söylüyorsa gerçek odur; 

B) Bilimsel kuşkuculuk çok önemlidir; 

C) Bilim gözlem ve deney yoluyla gerçeği araştırıyor; 

D) Değişim, bilimin en belirgin özelliğidir. 

E) Bilimde yüzyıllar süren ve gerçek bilinen şeyleri değiştirme özelliği vardır.

 

 8. Biz savaş çocuklarıyız. Bunalımların anaforundan geliyoruz. Yüksek gerilimler yaşadık. Dünyanın, ülkemizin, kendi kendimizin devrimlerini, değişimlerini gördük. Bu sonuçlar ve çarpıntılar sonunda şiirimiz de bazı bir yumruk gibi sert ve haşin, bazı bir tokat gibi çatlayıcı, bazı da yoksul bir yürek gibi içli ve mahzun oldu. Fakat daima şu çizgiyi tutmasını bilerek: Yurt ve dünya için barış, bütün insanlar için hürriyet ve mutluluk! 

 Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir cevap olabilir? 

 A) Şiirlerinizde hep savaş ve mücadele üzerinde durmanızın özel bir nedeni var mı? 

 B) Sizce şiir, yaşanan toplumsal olaylardan etkilenmeli mi? 

C) Şiirlerinizin bazen oldukça katı bazen son derece dokunaklı olmasının nedeni ne olabilir? 

D) Şiirin bu kadar mesaj yüklü olması, onun sanat değerini düşürmüyor mu? 

E) Her şiirinizde halka ulaştırmayı amaçladığınız bir mesaj var mıdır? 

 

 9. Ümit, hayatta vardığınız değil, varacağınızı sandığınız en uzak hedeftir, Ona belki de, hatta çoğu zaman, varamazsınız. Ama ümit sizi durmadan o hedefe doğru çeker. Hep onun peşinden gidersiniz. Yorulmazsınız; çünkü çekiciliği size hayatı sevdirir. Gözünüzden silindiği, onu kaybettiğinizi sandığınız anlar, hayatınızın en karanlık anlarıdır. Fakat ruhu sağlıklı insan onu yeniden bulmakta gecikmez. Açılmamış her kapının ardında, yürünmemiş her yolun sonunda pırıl pırılbir ümit yatmaktadır. 

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? 

A) Ümidin insan için öneminden 

B) Ümitsiz bir insanın durumundan 

C) İnsanın hayalci bir varlık olduğundan 

D) Ümidin insanı boş hayallere sürüklediğinden 

E) Ümidini kaybeden insanın yaşayamayacağından

 

 

CEVAP ANAHTARI:

1.C        2.E      3.C       4.C      5.D       6.E       7.A       8.C       9.A

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi