Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

PARAGRAF-TEST - 3

 

 1. 1993 Yunus Nadi Ödülü’nden sonra yayımlama açısından biraz şansım açılır gibi oldu. Adı bilinmeyen birinin kitap yayımlaması gerçekten zor çünkü. Hafta parasını siz ödeseniz bile iyi yayınevleri yanaşmaz buna. Daha sonra Sait Faik Ödülü’nü de alınca iki ödüllü oldu ilk kitabım. Ödül1 isminizin duyulmasını, bir de insanlardaki peşin hükmün iyi olmasını sağlıyor. Ama ödül yazarın elini kolunu tam bağlamasa bile insanı biraz tedirgin hale getiriyor. Zaten insanın bir özdenetimi var ve ödüller bunu biraz daha sıkı bir denetim haline getiriyor. 

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? 

A) Yayınevlerinin tanınmamış yazarların eserlerini basmak istemediği 

B) Ödül almış bir öykünün okur tarafından daha çok benimsendiği 

C) Ödülün yazar için yararlı yönlerinin de olduğu 

D) Ödül almanın yazarı biraz daha dikkatli olmaya zorladığı 

E) Yazarın ilk kitabının iki ödül aldığı 

 

2. ............Huyunu suyunu bilmediğiniz bir okuyucu karşısında, neyi nasıl yazsam gibi bir duyguya kapı1dığınız olur önceleri. Anlarsınız, değiştirmeye kalktığınız kitle karşısında önce siz değişmeye başlamışsınızdır. Güzel bir duygudur bu aslında. Sınırları daha önceden aşağı yukarı çizilmiş bir yazı içinde söyleyeceklerinizi eksiksiz söyleme zorunluluğu, her gün yazmak zorunda olmak verimli bir disipline sokar sizi, sözcükleri daha ekonomik kullanmaya alışırsınız. 

Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? 

A) Gazete yazarlığı diğer yazınsal çabalara benzemez. 

B) Şiir yazmak elbette düzyazı yazmaya benzemez. 

C) Deneme yazmanın elbette bazı zor yanları da vardır. 

D) İnsan bazen hangi tür yazıyı kullanacağını bilemez. 

E) Her okurun kendine özgü bir anlayış biçimi vardır.

 

3. Fransız romanını taklit ile işe başlayan ilk roman yazarlarımız, Batı romanının tiplerini ve kalıplarını mı kullanırlar? Batı’da kurban kadın tipi de vardı, ölümcül kadın tipi de. Bununla birlikte bizde, sözünü ettiğimiz kadın tiplerinin hiçbiri Batı’dan gelmez;---- 

Yukarıdaki paragraf, düşüncenin akışına göre aşağıdaki sözlerden hangisi ile tamamlanmalıdır? 

A) çünkü Batı henüz romanın başındadır. 

B) çünkü toplumsal şartlar farklıdır. 

C) çünkü o dönemde Batı bizi örnek almaktadır.

D) belki de roman bizde bu yüzden geç olgunlaşır. 

E) çünkü Batı’nın ahlaki değerleri çökmüştür. 

 

4. Herhangi bir sanatkârın yaşamıyla ilgili herhangi bir filmi gözünüzün önüne getirin. Sanırsınız ki sanatkâr bizimkinden başka çok renkli ve heyecanlı bir dünyada hep acıları ve aşkları arası gidip gelmiştir. Oysa işin gerçek yanı başkalarına çok sıkıcı gelecek bir şekilde hayat boyu çalıştığıdır. Filmlerde gördüklerimiz, rejisörlerin birkaç anekdotu sanatkârın hayatıymış gibi gösterebilme ustalığının ifadesidir. Yoksa dünyanın en sıkıcı filmleri herhalde, zamanlarını yalnız mekânlarında çalışarak geçiren sanatkârlarınki olurdu. 

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Sanatçılar filmlerde gösterilenin aksine yalnız ve sıkıcı bir hayat yaşarlar. 

B) Filmlerde sanatçıların hep güzel yönleri gösterilir. 

C) Hiçbir film bir yaşamı olduğu gibi veremez. 

D) Sanatçıları anlatan filmler sıkıcı olduğundan pek tutulmamıştır. 

E) Rejisörler gerçek olmayan bir durumu bile gerçekmiş gibi aktarabilirler.

 

5. Son on yılda ortaya çıkan genç şairlerin bizim kuşak ve bizden önceki kuşak sanatçı ve yazarlarınca yeterince izlenmediği kanısındayım. “Yeterince” sözcüğünü kaldırırsam cümle daha gerçek bir anlam kazanacak. Bu büyük bir açıktır ve ip kopmuştur. Bugün kaç kişi var genç şairleri izleyebilmiş? Önceki kuşaktan hiç, bizim kuşaktan iki, bilemedin üç şair... Orhan Veli kuşağı şairleri kendilerine karşı çıktığımız halde bizi okuyorlardı. Biz, bize karşı çıktığı halde 60 Kuşağı’nı yakından izledik. 

Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? 

A) Günümüzde okurun şiire ve şairlere ilgi göstermediğinden 

B) Genç şairlerin, kendilerinden öncekilerin tecrübelerinden yararlanmayı bilmediklerinden 

C) Her kuşağın kendi şiirinden başka şiiri beğenmediğinden 

D) Genç şairlerin eski şiire karşı ilgisiz oluşundan 

E) Eski kuşakların günümüzdeki şairleri izlemediğinden 

 

6. İki arkadaş, yayan yapıldak bir şehre inmişler, halk toplanmış padişahı seçiyormuş. Bizimkiler “Ne oluyor?” filan derken bir güvercin gelip, onlardan birinin omzuna konmuş... Hurraaa, kalabalık koşup gelmiş, omzuna güvercin konan adamı havaya kaldırıp, padişah ilan etmişler. Meğer güvercin uçurup, padişah seçerlermiş... Padişah tahta çıkınca, arkadaşını da sadrazam ilan etmiş... Gel zaman git zaman padişah öyle bir padişah çıkmış ki, zalimlikte firavunu geçmiş, halk inim inim inliyor. Arkadaşı bir gün dayanamayıp, padişahtan rica etmiş: “Yahu yapma, etme, yazık, günah!” Padişah boş ver, demiş: “Güvercin uçurarak padişah seçen millete, bu az bile.” 

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Bazı insanlara kader umduğundan çok fazlasını verir. 

B) Bazı kişiler makam sahibi olunca, kötülük yapmaktan zevk alırlar. 

C) Cahil birini yönetici seçmek topluma zarar verir. 

D) Hak etmeden kazananlar, kazandıklarının değerini bilmezler. 

E) Düşünmeden iş yapanlar, yaptıkları işin sonucuna katlanmak zorundadır.

 

7. Bir meşhur Amerikan yazarının romanı bir bakkal dükkânının tasviri ile başlar. Burada dükkânın görünüşü, romanın şahıslarından biri olmayan romancının gözüne göredir. Oysaki bir bakkal dükkânındaki eşya, oraya giren roman şahıslarından her birinin maksadına göre değişir. Telefon etmek için o dükkâna girenin gördüğü eşya, sardalya almak için girenin gördüklerinden, görüş tarzlarından başkadır. Oraya bir katili aramak için giren polisle, dükkânı kiralamak için giren bir müşterinin görüşleri farklıdır. Roman bu farkları belirttiği zaman canlı ve doğrudur. 

Bu parçada yazar, romanla ilgili aşağıdakilerden hangisini eleştirmektedir? 

A) Romanda her çevreden insanın seçilmemiş olmasını 

B) Tasvirin, roman kahramanlarının gözüyle değil de yazarın gözüyle yapılmasını 

C) Dükkânın yeterince ayrıntılı tasvir edilmemesini

D) Yazarın iyi bir gözlemci olmamasını

E) Romanda kişilerin ve çevrenin yeterince tanıtılmamasını 

 

8. Şanlıurfa, oldum olası musikinin beşiği olarak nitelenen bir kent. Müziğin hiçbir kentte yaşamın bu kadar içine girmediğine, kentin müzik kültürünün, tarihin derinliklerinden geldiğine ilişkin bilgilere çeşitli kaynaklarda ulaşmak mümkündür. Şanlıurfa’ya bağlı Sultantepe köyünde yapılan kazılarda Gılgamış Destanı’na ait parçalar bulundu. Kentin Eyyübiye mahallesinde yapılan kazı sırasında bulunan bir mozaikte, bir müzik aleti çalan insan figürü ve onu dinleyen kuşlar, aslanlar, geyikler ve meleklerin varlığı ilgi çekti. 

Bu parçada Şanlıurfa ile ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Eski zamanlardan beri musiki ile iç içe olduğu 

B) Tarihi bakımdan eskiliği 

C) Birçok kültüre beşiklik ettiği 

D) Müziğinin yanında sanatının da gelişmiş olduğu 

E) İnsanlarının müziği çok sevdiği

 

CEVAP ANAHTARI:

1.B        2.A      3.B       4.A      5.E       6.E       7.B       8.A

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi