SÖYLEMEK - ARİF NİHAT ASYA
Bir gün sesimde mutsuz anam toprağın sesi,
Mazi’nin ıstırabını ben, hâlâ söylerim
Yer yer, çıkar duyan şu garibin de âhını:
Her içli ruha, her kaynayan gönle söylerim.
Ba'zan resim resim açılır eski bahçeler:
Dinler menekşe, fesleğen, gül, ıtır, lâle... söylerim.
Ba'zan da öfkemin sesi gürler olaylara:
Yumruk ağırlığında beş on cümle söylerim!
Hakkın safında tek bile kalsam sevinme sen:
Ey itirâz, yaz yazarım; söyle söylerim!
Öfkem de şefkatim kadar içten gelir benim;
Ancak, ayakla, elle değil; dille söylerim!
Hoşlanmam ölçüsüz ve hesapsız konuşmadan:
Tartar, hesâb eder, düşünür; öyle söylerim.
Birdir, derim, nesir, hece, serbes vezin, aruz..."
Sen öyle söyle duygunu; ben böyle söylerim!
Târihle eğlenen yeni doğmuş kuşakları
Burdan ümîdlerle giden nesle söylerim.
Sırlar kalır -fakat- yine ifşa edilmedik:
Geldikçe hepsi söylenecek hâle., söylerim.
Sık sık evimde sohbet olur; gel: misafire,
Kendim su içtiğim geceler, “zahle” söylerim
Köprü, Ş. 1, 1975, syf.199
İLGİLİ İÇERİK