Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KUBBELER   - ARİF NİHAT ASYA

 

Dün başlar seferber, eller seferber; 

Kurşun eritildi, mermer çekildi. 

Bunlar, bu kubbeler, bu minareler 

Akçayla olacak işler değildi. 

 

Böyle bir gemide yendi suyu NUH. 

Ve bu yelkenlerde kanatlandı RUH. 

 

Taşıtıp kalyonla pırlanta, inci 

Abide haline koydu sevinci 

Gergefle işleyip bir inci sultan 

Ki çiçek verirdi saksıya koysan, 

 

Bulabildinse ey yolcu yerini 

Hepsinin alnında altından bir ay. 

Seyret İstanbulun camilerini 

Minare minare, kubbe kubbe say! 

 

Açılır masmavi burda gökyüzü, 

Gümüşten sütunlar üstünde durur... 

Kimin gölgesi dinlenir yerde, 

Kiminin beyazı sulara vurur. 

 

Allaha giden yol buralardadır, 

Kapılar açılır şerefelerden, 

Burdan uğurlanır mubarek aylar, 

Bayram burda başlar arifelerden. 

 

Mihraplar, kemerler, kubbeler yapmış, 

Sultanı, çerisi, piri, veziri, 

Nesilden nesile götürsün diye 

Kanatlar üstünde şanlı TEKBİRİ. 

 

Nice başbuğların açtığı yerde: 

Biri yardan geçmiş,öteki serden, 

Yolcular gidiyor yarına doğru, 

Kafile kafile bu köprülerden. 

 

Kuşun uçuş, gülün açış saati, 

Tanrının fermanı yüce kubbede 

Duyulur uyanık Fatihin 'Uyan!' 

Dediği uzaktan Sultan Ahmede. 

 

Diken dikmiş, yakan yakmış mumunu, 

Şamdanlar şamdanlar, ulu şamdanlar. 

Ki aydınlığıyla, asırlar boyu 

Yolunu bulurdu yolda kalanlar. 

 

Burda kubbe, kemer ve mihrap olmuş, 

O kıvrak şekli ki serhadde yaydı; 

Atlas bayrakların dalgalarında 

Rüzgarla öpüşen ince bir aydı. 

 

Kimi yıkanırdı şadırvanlarda 

Tekbire HU HU katıyor kimi; 

Beyazıt önünden güvercinlerin 

İncidir yemi... 

 

Söyleyin ey nazlı haber kuşları: 

Tuna boylarından müjde geldi mi? 

 

Uzaklarda kırık minarelerden 

Gökte bir kapıyı vurur leylekler; 

Bir gün açılacak o büyük kapı 

Ve kanatlar yere inmeyecekler. 

 

Taraf taraf, kol kol şu yamaçlardan 

Açtıkça fetihler tarihi Türkün 

Kubbeler erecek bir gün murada 

Ve minareler dal verecek bir gün. 

 

Geçerken altından bu loş kemerin 

Menekşe menekşe gül güldür içi.. 

Kapanmaz kapısı Allah evinin 

Ki beş vakit gürül gürüldür içi. 

 

Çinliler çinliler taze çinliler: 

Boyası göz nuru, fırçası kirpik... 

Ey sanat ' Kuruyan dallarımıza 

Bir yeşil yaprak ver ' demeye geldik. 

 

Biri hattın; biri mermerin, tuncun, 

Kurşunun sırrını aramış bulmuş; 

Yesari elinde 'Lafza-i Celal' 

Sinan'da kubbeyle minare olmuş. 

 

İşte bir kubbe ki söyler saati... 

Yolcu ilk, dalgalar son cemaati, 

Mavidir çinisi, yenidir adı; 

Mermerini sisler karartamadı. 

 

Şahzade, Laleli, Haseki Sultan... 

Hepsinin üstünde Süleymaniye... 

Süleymaniyeden, Ayasofyadan 

Yollar iner dal dal Yenicamiye. 

 

Yelken yelken, seren seren geiler; 

Yamaçta, kıyıda, yolda Camiler, 

Bu Horasan, mermer kurşun dağları 

Omuzunda taşıdığı çağları. 

 

Taşıyacak daha çağlar boyunca 

Ve yer çekmeyecek, yere koyunca. 

Yolları arkada bırakan hızla; 

Kanatlarımızla, atlarımızla 

Aşarken toprağı, taşı, denizi 

Bu kurşun memeler emzirdi bizi. 

 

Böyle bir gemide, yendi suyu NUH... 

Ve bu yelkenlerde, kanatlandı RUH...

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

ARİF NİHAT ASYA  ŞİİRLERİ

ARİF NİHAT ASYA

ARİF NİHAT ASYA HAYATI ve ESERLERİ

BAYRAK ŞİİRİNİN OSMANLICA METİN - ARİF NİHAT ASYA

SON EKLENENLER

Üye Girişi