ZAMANSIZLIK HÂLİ-TUĞRUL TANYOL
insanı insana bağlayan ipler çözülünce
yağmurun gölgelediği bir minareler şehrinde
herkeste bir atlıkarıncadan inmenin sarhoşluğu
beden yıkılmış bellek yerli yerinde
suların karardığı yerde bir eski zaman taksimi
ney ve kanun, şarap ve aşk
sanki ismin zamansızlık hâli
çalınıyor da kulağıma bilmem nereden
bir çocuk koşarken gülüyor ve büyüyor birden
bir el satrancın taşlarını oynatıyor durmadan
ve yitik avluda zaman
rüzgârın prensliğine uzanan yollar boyunca
gölgeden fillerin mezarlığını arıyor
hicretin kaçıncı yılı bu?
atların boyunlarında biriken ter
çölün kumları kadar çoğaldığında bil ki
durmak zamanı gelmiştir
ve yağmurun nereye yağacağını kim bilebilir?
İLGİLİ İÇERİK