NÂZIM’A MEKTUP- ÖMER FARUK TOPRAK
dostum yak bakalım bir cıgara daha
gün inmiş yaklaşıyor akşam
sanki cephelerde “ateş kes” emri verilmiş
konuşmuyor artık beş kıt’ada toplar
bir daha bir daha söylese şarkısını
step kokan okyanus kokan hürriyet
bir akşam vakti esmeye başlar
katar önüne ardıç yaprağı buğday sapı
düşmüş döl atılan tohum canlanacak elbet
bu akşam çalma kapımı dedim
neyleyim bir defa çaldı kapımı keder
kırık söğüt dalını konuşturan el
anlat diyor ahvalini insanoğlunun
bardağıma alkol doldurmuşlar
bakıyorum cıgaramın dumanına
o iki cihanda dert ortağı olmuş
kanayan yaraya kabuk bağlatmış derler
ben bir kez sevmişim onları
tüm hünerleri toplayan elleriyle
yoldaşlık etmişim yolculuklarında
cana can katmış söylediğim sözler
cıgaramın ateşi ateş olmuş avuçlarına
ihtimal şimdi çok uzaklarda
yakmıştır ateşlerini çobanlar
seyre dalmışlar ağacı toprağı suyu
ne çare yüreğim konuşmak istiyor
boşaldı önümde bardağım
bu saatte gece olmuştur elbet bursa’da
süt bakracında buğday toprak altındadır
dağları duman sarmış yüceden
mapusanenin kiremitlerine karşı bulutlar
uzanacaklar sanırım dağlar arkasına
bir akarsu geçiyor uykunun yanı başından
silmiş bellekten ölümlü düşünceleri
haydi bir cıgara daha yak
gece başlamış kimi yerde top ateşiyle
nemli rıhtımlara konan martılarla
kimi yerde kaputu ıslak nöbetçiyle
tüm ateşi ve suskunluğuyla başladı gece
bilirim benden yanadır bütün çalışanlar
sırları çoktandır malum olmuş bana
mektuplarını okumuşum siyasetten bahsetmişim onlara
cıgarama ateş getirmiş kahve ocağından
kundurama pençe vurmuş dört saatte
cuma pazar çalışan âşık sami
gün battı efkâr dağıtıyor akşam
yürek bu, susmaz, umut ister sabır ister
biraz sonra inecek yıkanmış caddelere
kahrolmasını dilediğim zifiri karanlık
ne kadar çok insan sevdik
yarın doğacak güneşi düşünerek
dünya güzel hele bir sıcak somun
bir kâse çorba bir demet gül
inadına çok yaşasın isterim insanlar
sevsinler birbirlerini yürekten
kutsal bilsinler çalışmayı ve hürriyeti
İLGİLİ ŞİİRLER